3.0

8.1K 410 14
                                    

Aceleyle kapıyı kapatmaya çalıştığımda elini araya koydu. Kısa bir an duraksasam da düşünmeden kapıyı kapıyı kapattım. O da zaten hızla elini çekmişti.

"Kızım, kapıyı aç. Konuşalım."

Duymazdan gelerek elimdeki telefondan abimin numarasını tuşladım. Telefon bir süre çaldıktan sonra meşgule attı. Stresle titrek bir nefes verdim.

Annemi arayamazdım. Çünkü vereceği tepkiden emin değildim.

Parmaklarım Akis'in numarasının üstünde oyalandı. 

Daha iyi bir seçeneğim yoktu sanırım.

Numarayı tuşlayıp telefonu kulağıma yasladım. Saniyeler sonra telefon açıldığında Akis'in şaşkın sesini duydum. 

"Rahel?"

"Akis senden bir şey isteyebilir miyim?" 

"Tabii."

"Yanıma gelebilir misin?"

Telefonun diğer ucundan patırtılar gelirken ben koridorda, yere oturmuştum. Koridoru hiçbir pencere görmüyordu. 

"Ben mi?" diyen Akis'in titrek sorusunu duydum. "Evet." diye yanıtladım onu.

"Neredesin sen?"

"Evdeyim."

Onaylayıp on dakika sonra burada olacağını söyledi ve telefonu kapattı.

Kapının ardından hâlâ onun sesini duyarken içimde bir korku hissettim. 

Babamdan korktuğumu hissettim.

Dakikalar geçmeye devam ederken ben olduğum yerde iyice büzülmüştüm. Bacaklarımı kendime çekmiş başımı da dizlerim üstüne yaslamıştım.

Zilin sesini duyduğumda irkilip kafamı kaldırdım. Ayağa kalktığımda kısa bir an gözlerim karardı. Umursamadan kapının önüne geldim ve delikten kapının ardındaki kişiye baktım.

Akis'i gördüğümde derin bir nefes vererek gülümsedim. O da zaten gülümseyerek kapıya bakıyordu.

Hızlıca kapıyı açtım ve aynı hızla kollarımı Akis'in boynuna doladım.

Sımsıkı sarıldım ona.

Kollarını belime dolayıp titrek bir nefes aldı. Ellerimi boynundan çekip bedenine doladım ve başımı göğsüne sakladım. Derin bir iç çektim. Beni saran kollarının kasıldığını hissettim.

"Rahel." diye fısıldadı. Kollarımı iyice sıktım.

"Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim." diye sayıkladım sessizce.

"Rahel." dedi birkere daha.

Burnumu çekip kollarımı bedeninden uzaklaştırdım. Karşımda duran Akis'in kaşları çatıldı. Gözlerini yüzümü tararken iki kaşının ortasındaki iz gittikçe belirginleşti.

"İyi misin?" diye sorduğunda bir kere daha burnumu çektim.

Sanırım burnum ağlıyordu.

Birkaç adım geri çekip kapının önünü açtım. "İçeri mi gireyim?" diye soran Akis'e kafamı sallamakla yetindim. "Annen? Abin?"

"Yalnızım." 

Akis bir süre daha kapının önünde bekledikten sonra ayakkabılarını çıkarıp eve girdi. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde Akis'le burun buruna geldik. Ben gözlerimi kırpıştırırken o, yana çekildi ve önümü açtı. 

Hafifçe boğazımı temizleyip salona ilerledim. Akis de arkamdan geldi. Karşılıklı bir şekilde koltuklara oturduğumuzda Akis hafifçe eğilip endişeyle gözlerimin içine baktı. "Ne oldu? Yüzün kireç gibi olmuş. Bembeyazsın."

"Eve geldiğinde evin önünde birini gördün mü?" diye sordum.

"İki kişi falan vardı herhalde." dedi. Gördüklerini tartar gibi bir ifade vardı yüzünde. "Neden?" diye sordu.

Son sorduğunu es geçerek başka bir soru sordum. "Peki aralarında tanıdık bir yüz var mıydı?"

Akis gözlerini benden çekti ve kaşlarını çatarak arkamdaki duvara baktı. Birden kaşları eski halini aldığında gözleri yeniden gözlerimi buldu. 

Yavaşça oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi ve aramızda mesafe bırakmaya özen göstererek yanıma oturdu.

"Korktun mu?" diye sorduğunda kafamı aşağı yukarı salladım. "Abim ya da annem evde olsa korkmazdım ama yalnızdım." dediğimde iç çekti. "Abini arayalım mı?"

"Aradım ben. Bakmadı telefona." dedin kırgınca.

"Bir daha arayalım. Duymamıştır belki." 

Akis konuşmayı bitirdiği an telefonumun zil sesi duyuldu. Koridordan geliyordu ses. Ayağa kalkıp koridora çıktım ve telefonumu yerden alıp arayan kişiye baktım.

Abim arıyordu.

Kafamı kaldırıp Akis'e baktım. Kaşlarıyla telefonu işaret ettiğinde aramayı açtım.

"Efendim?" dedim kısık sesimle.

"Aramışsın abim. Arkadaşımın yanındaydım. Duymamışım. Bir şey mi oldu?" dediğinde gergince dudağımı dişledim.

"Rahel?" dedi abim benden cevap alamadığında.

"Eve ne zaman gelirsin?" diye sorduğumda abimin içine bir şüphe düşürdüğümün farkındaydım. "Biraz daha işim var ama gel dersen gelirim." dedi.

"Gel." diye mırıldandım.

"Tamam. Geleyim." dedikten sonra telefonu kapattı.

Telefonu kulağımdan indirip Akis'e baktım. Akis yanıma geldi. "Ben gideyim mi? Yoksa abinin gelmesini bekleyim mi?" 

"Bekle." dedim kısaca. 

🌼

Zil çaldığında Akis'le aynı anda ayağı kalktık. Ben önden gidip kapıyı açtığımda abim bana baktı. Sonra gözleri arkamda dikilen Akis'e kaydı. "Ne oluyor?" dedi anlamdıramayarak.

"Ben gideyim." diyen Akis, abim içeri girdiğinde ayakkabılarını giydi ve bana kısa bir bakış atıp gitti.

Kapıyı kapattığımda abime döndüm. "Benden babam hakkında ne saklıyorsun?"

Yüzündeki ifadenin dağıldığını gördüm. "Nerden çıktı bu?" dedi sertçe.

"Çünkü normalde korkmayacağım adamdan korktum." dedim. Abimin konuşmaya başlayacağını anladığımda izin vermeden konuşmaya devam ettim. "Her gün beni okuldan alıyorsun. Okulun kapısına o adam dayandığında korkuyorsun. Beni de korkutuyorsun. O yüzden ne saklıyorsan şimdi söyle."

"Öğrenmen gereken bir şey olsaydı söylerdim." dedi.

"Abi böyle yaparak beni daha çok korkuttuğunun farkında mısın?" dedim isyan ederek. 

"Söylersen daha çok korkacaksın. Çok üzüleceksin. Pişman olacaksın." dediğine anlamayarak fısıldadım. "Pişman mı olacağım?"

Bakışlarım yere düşmüştü.

Niye pişman olacaktım ki?

"İstediğin kadar ısrar et. Bu konu hakkında konuşulmayacak." dedi ve elini saçına daldırarak odasına girdi.

Bense hâlâ dediği şeyi düşünüyordum. 

O adam hakkında ne yapmıştım da pişman olacaktım.

🌼

Bölüm sonu.

Minik bir spoiler vereyim. Rahel'in pişman olacağı şey babasıyla ilgili değil.

Bölüm nasıldı?

Siz nasılsınız?

Bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Öpüldünüz <3

Beni Bugün Sev || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin