5.3

5.8K 324 39
                                    

Annemle beraber salonda oturmuş abimi bekliyorduk. İkimizin de sesi soluğu çıkmadığı için kapıdan gelen anahtar sesini çok net bir şekilde duymuştuk. Ben bakışlarımı kapıya çevirirken annem de ayaklanıp o tarafa yürümüştü.

Oturduğum yerden bakışlarımı salonun kapısından çekmeyerek konuşmalarını dinledim.

"Ne oldu oğlum? Halloldu mu?"

"Arkadaşım gerekli işlemleri yaptı. Ama dava ne zaman açılır bilmiyorum. Bir gelişme olursa size haber vereceğim."

Konuşa konuşa salona geldiklerinde abimle göz göze geldik ve gülümsedim. "Hoş geldin." dediğimde o da bana gülümsedi ve yanıma gelip oturdu. "Hoş buldum abim." diyerek kollarına bana doladı ve anneme gördü. "Çok seviyor beni."

Ona göz devirip kollarından çıkmaya çalışırken o inadıma kollarını sıkıştırıyordu. "Anne, oğluna bir şey söyle!" diye anneme baktığımda tebessümle bizi izlediğini gördüm.

Kulağımın dibinde "Şansına küs. Annemin en sevdiği oğlu benim." diyen abimin koluna çimdik attım ve yanından sıyrılıp ayağa kalktım. "Sanki başka oğlu var, salak." Tabii ki son kelimeyi kısık sesle söylemiştim.

Onları arkamda bırakıp odama girdim ve şarjdaki telefonumu alıp herhangi bir mesaj var mı diye baktım ve evet, Akis'ten bir mesajım vardı. Daha doğrusu mesajlarım.

Darcy: Günaydın. (12:16)

Darcy: Tünaydın da olabilir o. (12:16)

Darcy: Nasılsın? (12:16)

Darcy: İyi değilsen hemen moralini düzeltebiliriz. (12:16)

İyi miydim?

Akis'le bir şeyler yapmak için kötü olmam gerekiyorsa kötüydüm.

Darcy: Nasılsın?
Rahel: Bilmem. (12:19)

Yazdıktan sonra beklemeye başladım. Saniyeler sonra Akis çevrimiçi oldu ve yazmaya başladı.

Darcy: Beraber parkta kitap okursak ne hissettiğini anlar mısın? (12:19)

Rahel: Denemeden bilemem. (12:20)

Darcy: Denemek ister misin? (12:20)

Rahel: Neden olmasın? (12:20)

Darcy: O zaman yarım saate sizin evin önünde olurum. (12:20)

Darcy çevrimdışı...

Akis'in mesajlaşmadan çıkmasıyla ben de çıktım ve aynadan kendime baktım. Üstümde baskılı, uzun bir tişört varken altımda da siyah bir tayt vardı.

Bir süre kendime baktıktan sonra altımdaki taytı rahat bir kot pantolonla değiştirdim. Taytla bu havada pişerdim. En azından kot pantolon üstüme yapışmıyordu.

Saçımı gelişi güzel toplayıp kıstırmalı tokayla sabitledim.

Tekrar aynanın karşısına geçtiğimde kolaylık olsun diye yan tarafa koyduğum makyaj malzemelerinden rimeli alıp kirpiklerime uyguladım. Ardından krem bir allık aldım ve onu parmaklarımla yanaklarına yedirdim. Son olarak yanaklarıma uyguladığım allığı serçe parmağıma alıp dudaklarıma da uyguladım.

Aynadaki son görüntümden memnun kalıp geçen gün taktığım bez çantayı aldım. İçine okuma kitabımı ve telefonumu koyup odamdan çıktım.

Salona girdiğimde annemi göremedim ve mutfağa yöneldim. Annemi mutfak lavabosunda elini yıkarken gördüğümde tatlı olduğunu düşündüm bir sesle "Anne." diye mırıldandım. Annem arkasını dönmeden işine devam etti ve "Ne istiyorsun?" diye sordu.

"Dışarı çıkabilir miyim?"

"Kiminle?"

"Akis'le." dememle annem omzunun üstünden bana baktı. Bir süre sonra önüne döndü. "Telefonun açık olsun."

Değişik, çığlığa benzer, sesler çıkartıp annemin yanına gittim ve iki yanağından da sulu sulu öptüm. "Seni çok seviyorum." dedim ve onu mutfakta bırakıp dış kapıya yöneldim.

Kapıyı açıp ayakkabılarımı giydim ve "Anahtar almıyorum!" diye seslenip evden çıktım.

Kafamı karşı kaldırıma çevirdiğimde Akis'le göz göze geldik. Gülümseyerek yanına ilerledim. "Hoş geldin."

"Sen de hoş geldin."

Alt dudağımı dişlerimin arasına aldığımda bakışları kısa bir an dudaklarıma kaysa da hemen gözlerime bakmaya devam etti. "Gidelim mi?"

Yavaşça  kafamı salladığımda yürümeye başladık. Caddeye çıkana kadar ikimizden de ses çıkmadı. "Gideceğimiz yer uzak mı?" diye sordum. Akis bana cevap vermedi ama yüzünde o eşsiz gülümsemelerinden vardı. "Bilmem." dediğinde göz devirdim.

Bir süre daha yürüdükten sonra yeşilliklerle çevrili bir parka gelmiştik. Park çok büyük değildi ve sessizdi.

Tam kitap okumalık.

Akis parka girdiğinde peşinden onu takip ettim. Parkın diğer ucuna yürüdüğümüzde büyük bir ağacın altında durdu ve ağacın yanına oturup sırtını ağacın gövdesine yasladı. Ayakta dikilmek yerine yanına oturdum ve ben de sırtımı ağaca yasladım.

Akis hareketlerimi izlerken çantamdan kitabımı çıkardım ve kaldığım sayfayı açtım. "Sesli okur musun?" diye soran Akis'e çevirdim bakışlarımı. "Sen kitap okumayacak mısın?"

"Okumak yerine senin sesinden dinlemek istiyorum." dedi Akis kafasını geri atarak. "Peki." diye mırıldanıp kitabımı kaldığım yerden okumaya başladım.

Yan taraftan ses geldiğinde kitabı okumayı bırakıp Akis'e baktım. Akis, sırtını yaslandığı ağaçtan ayırdı ve hafifçe dönüp dizlerimin üstüne yattı. "Devam et sen." dediğinde alttan bana bakmaya başlamıştı.

Elimdeki kitapla yüzümü kapatıp boğukça mırıldandım. "Bakma çok çirkin gözüküyorumdur."

Alttan gıdım gözükürdü bir kere.

Boynumda hissettiğim dudaklarla gözlerimin büyüdü ve kitabı yüzümden indirdim. "Ne yapıyorsun?" dediğimde "Sevgilimi öpüyorum." dedi.

Kaşlarımı kaldırdım. "Ne sevgilisi?" dediğimde Akis kaşlarını çattı. "Ne 'Ne sevgilisi?' ?"

"Yani sadece beni öptün. Bu sevgili olduğumuzu mu gösterir?" Kast ettiğim şeyi anlamış olacak ki kaşları düzeldi.

Başını dizlerimden kaldırıp yüzlerimizin karşı karşıya gelmesini sağladı. "Hım?" diye mırıldandığında gözlerine bakmaya devam ettim.

Büyük başarı (!)

Akis'in "Sevgilin olabilir miyim?" diye sormasıyla güldüm. "Bilmem. Olabilir misin?" dediğimde Akis'in gözleri kısıldı ve bakışları dudaklarıma kaydı. "Bence olabilirim." dediğinde ben de bakışlarımı dudaklarına indirdim. Yüzlerimizin arasındaki mesafeyi kapatıp "Bence de olabilirsin." dedim ve Akis'e fırsat tanımadan dudaklarımı onun dudaklarının üstüne bastırdım.

Akis hareketsiz bir şekilde beklediğinde acıtmayacak şekilde alt dudağını ısırdım. Yaptığım şeyle Akis kendine gelir gibi mırıldandı ve dudaklarını araladı. Bunu fırsat bilip alt dudağını dudaklarımın arasına alıp çekiştirdim. Akis derin bir nefes verip elini belime sardı ve benim alt dudağına yaptığım şeyi o da benim üst dudağıma yaptı.

Aradan geçen saniyeler sonunda nefes nefes birbirimizden ayrıldığımızda alnımı Akis'in alnına yasladım. "Bu anı mı bekliyordun?" diye mırıldanan Akis'le kıkırdadım. "Onca kitabı boşuna mı okudum yiğidim?"

"O kitapları ben de okudum biliyorsun değil mi?"

🌼

Bölüm sonu.

Bölüm nasıldı?

Son kısmı birkaç kere silip bir daha yazdım. Umarım olmuştur.

Siz de keyifler nasıl?

Yorum yapmayı unutmayın.

Öpüldünüz <3

Beni Bugün Sev || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin