41

825 64 21
                                    

İyilik... İnsanın içini gıdıklayan, hoş hissettiren, birçoğunun araç edindiği ama birçoğunun da hakkını veremediği bir kelime...

İyilik.

Genç kızın o güne değin yaptığı iyiliklerin sayısı iki elin parmağını geçmezdi. Bazen bencilce ve içe kapanık yaşardı. Adamın zevkten kızarmış suratına bakarken şunu düşündü: Yeteri kadar iyilik yapmamış olmalıyım. Bu mahlûk da cezam...

Sertçe yutkundu. Tepesindeki adama değmeden yürümeye çabaladı. Bacakları titriyordu. Dudaklarını ve gözlerini sabit tutmakta zorlanıyordu. Adam hala gelecekten konuşuyordu. Onların geleceğinden... Cemre'nin, oğlunun geleceğinden... İçinde Tamer'in olmadığı bir gelecekten... Kız, buna sadece ceza derdi.
Adam boşanma konusundaki sözlerini tekrarladı.

"Ben..." Sesi kısılmıştı. Halbuki bağırmamıştı. İçinde doğan çığlıkları adamın üzerine bir ok gibi fırlatmamıştı. İnledi. Korku ve stres etkisi altına almıştı bile. Bundan sonrasını düşünemiyordu.

"Tamer bana sahip çıktı. Bebeğimle ilgileneceğini söyledi. Üstelik..." Adamın gözlerinin içine baktı. "Sana artık nasıl güvenebilirim? Bana tecavüz ettin ve bunu kameraya aldın. Susmam için de tehditte bulundun. Seninle bir aile olamam."

Brain ilk kez anlayışla gülümsedi. Kıza doğru yaklaştı. Onun yüzünü sevmek için elini kaldırdı. Cemre taş gibi bekliyordu. Onun gerildiğini görebiliyordu. Ama alışması gerekiyordu. Bir yerden başlamalıydı. Kızın yüzünü hafifçe okşadı.

"Yıllar sonra baba olmuşum bunu nasıl mahvederim. Biliyor musun Cemre, bana kısır demişlerdi. Karon hariç birlikte olduğum her kadında korundum. Yalnızca sana sahip olurken unuttum." Sesi fısıltı halindeydi. "Başımı öyle döndürüyorsun ki... İş teklifinin sonuçlanmasını bekledim. Buradan kaçacağız ve Karon bizi bulamayacak. Tanıdıklarım var. İsimlerimiz, yaşadığımız yer, biz... Her şey değişecek." Bir anda kaşları çatıldı. "Hem o kaltak Karon kusurun bende olduğuna inandırdı. Eminim doktoru ayarlamıştır."

Kız geriye gitti ve yukarı kata tırmanan merdivenin trabzanından tutundu. Arkadan bakıldığında aciz ve tükenmiş görünüyordu.

"Kaçamam değil mi? Seninle... evlenmek zorundayım."

"Sen zeki bir kadınsın."

Omuzları düştü. Ağlıyordu. Mırıldandı.

"Peki... Sadece... Sadece o kaydı istiyorum. Senden sadece bunu istiyorum. Tamer'le ben konuşurum."

Brain öksürür gibi bir ses çıkardı.

"Beni salak yerine koyma!" Birkaç adımda kıza yaklaştı. Onu ensesinden yakaladı ve duvara yapıştırdı. Ağzını kızın kulağına dayadı. "Benimle evlenmeden o kaydı vermeyeceğimi biliyorsun."

Cemre öfkeyle patladı.

"Tüm o kızları kölen yaptın. Tecavüz ettiğin onlarca kız hakkını hiç aramayacak mı sandın? Seni mahvedecekler. Hapse gireceksin. Öldürecekler seni. Parçalarını tuvalete atıp üstüne sifonu çekecekler."

Brain böğürdü ve kızı çevirdi.

"Ben işimi garantiye alırım. Bana bir şey olursa kayıtları internete servis edecek biri var."

"John'dan mı bahsediyorsun?" Merdivenlerin başından gelen sese döndüler. Karon elindeki silahı genç bir adama doğrultmuştu.

Brain hayalet görmüş gibi buz kesti. Geriye kaçtı.

"Sen... Sen kardeşinde olmalıydın."

Karon silahla adamı dürttü. Yavaşça aşağıya inmeye başladılar. "Kardeşimde olacaktım. Cemre beni aradı ve her şeyi anlattı. Başta inanmadım ve onu azarladım. Ama sonra düşündüm ki," Aşağıya inmişlerdi. " Sen şerefsiz bir adamsın. İnsan yıllarca yaşadığı adamın bazı özelliklerini sonradan fark ediyor." Adamı tiksintiyle süzdü. "Bir iş yapacaksan doğru planlaman gerekiyor Brain. Uçkuruğuna engel olamadın." John'u dürttü. Kitaplığa ilerlediler. Kitapların arkasına saklanmış kamerayı buldu. "Kameranı ve kayıtları evde saklamıyorsun. Kamerayı almaya gittiğinde eve girdik."

Brain'ın yüzü kireç gibiydi. gayriihtiyarı John'a baktı.

Karon sakince cevapladı. "John'la bir şeyler karıştırdığını biliyordum. Ama böyle bir orospu çocuğu olduğunu tahmin edemezdim."

Brain ellerini dur anlamında kaldırdı. "Karon, beni dinle!"

Kadın, Cemre'ye döndü.

"Sen iyi misin?"

Rengi yerine gelen, yüzündeki korku ifadesi bir nebze silinen kız başını salladı. "Daha iyiyim."

Karon acımasız bakışlarını kocasına çevirdi.

"Bundan sonraki hayatını hapishanede hiçbir şeyin olmadan geçirmen için elimden geleni yapacağım. Şimdi bana kayıtların yerini söylemezsen gerçekten de sifonu üstüne çekecek adamlar bulurum."

Adam nerdeyse bayılacaktı. Dış kapıya doğru geriledi. Karon bir anlığına duygularına yenildi. Acı, onu ele geçirdi.

"Seni hiçbir şeyin yokken sevdim. Babamla sana bir iş verdik. Ev verdik, araba verdik. Sana bir hayat verdik." Gözünden akan bir damla yaşı sildi. "Evet, benim çocuğum olmuyor. Beni terk etmenden korktum. Ama sen yine de rahat durmamışsın." Silahını tavana ateşledi. Bağırmaya başladı. "Bana bunları yaptıktan sonra bu evin bir önemi yok seni aşağılık herif! Sen ölmeyi hak ediyorsun, ölmeyi!"

Brain, karısının kendini kaybetmesini fırsat bildi ve arkasına aldığı elleriyle yavaşça dış kapıyı açtı. Hızlı davranıp kaçmak için hamle yaptı.

Karon sakince durumu değerlendirdi.

"O koca kıçını kurtaramazsın Brain. Sen bittin."

Brain kapıdan çıkmak için döndüğünde suratına sert bir yumruk yedi. Geriye yalpaladı. Ayağı halıya takılınca yere sırtüstü düştü. Odanın içinde pat diye bir ses yankılandı.

Tamer adamın karnına oturdu. Seri yumrukları adamın nefes dahi almasını engelliyordu. Küfürleri türkçeydi.

"Seni piç kurusu, adi şerefsiz, bitireceğim seni, orospu çocuğu!"

Pat, pat sesler mide bulandırıcıydı. Kan adamın suratını kapladı. Cemre korkuyla kocasını tutmaya çabaladı.

"Öldüreceksin bırak. Buna değmez! Seni bizden almaya değmez. Tamer, dur! Lütfen, dur!" Çığlık attı. "Yardım et Karon, yardım et!"

YALANCI AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin