FİNAL-1

572 42 10
                                    

Merhaba, biliyorum çok uzun zaman oldu hikayeyi yazmayalı. Son bir sene çok zor geçti. Ani bir şekilde babamı kaybettim. Sağlık sorunları ile imtihan oldum. Kendimi biraz iyi hissediyorken Cemre ve Tamer'e bir final yazmalıyım dedim. Finalin ilk kısmını paylaşıyorum. İkinci kısmı da çok yakında gelecek yazımı bitmek üzere. Yakında hikayeyi tekrar düzene koyacağım. Belki yepyeni bir hikaye ile geri döneceğim. Hala burada olanlara teşekkür ederim :)



Cemre çığlık çığlığa kendini genç adamın yanına attı.
"Dur artık, dur!"
Tamer, ellerinde kan, saçları birbirine girmiş, gözleri öfkeden kan çanağına dönmüş halde karısına baktı.
"Geri çekil!"
Genç kadın ağlıyordu. Kocasına doğru eğildi. "O, buna değmez. Hapse atarlar seni. Yapma!"
Bacaklarının arasına sıkıştırdığı adama baktı. Baygındı. Yerinden milim oynamadı.
Karen adama seslendi.
"Tamer, ölmesi işimize gelmez."
Gözlerindeki ateş, yerdeki adamı küle çevirecek cinstendi. Yumruklarını adamın göğsüne bastırdı. Usulca kalktı.
Genç kadın, kocasını tuttuğu gibi kenara çekti. Sarıldı.
"Çok korktum. Çok..."
Genç adam karısının yüzüne bakmıyordu. Ondan uzaklaştı ve kanlı elleriyle saçlarını çekti. "Gerçekten korksaydın benden saklamazdın."
"Sana söyleyemedim çünkü-"
"Çünkü ne?" Hışımla döndü. "Sana inanmayacak miydim?"
"Hayır ama-"
"Ne o zaman ne! Her koşulda yanındaydım. Sizi sahiplendim. Sizi sevdim. Ya sana bir şey olsaydı? Ben... Ben bununla nasıl yaşardım!"
Kocasına tutunmaya çalıştı fakat Tamer geri çekildi. Hıçkırıkları konuşmasına engel oluyordu.
"Halledebilirim sandım. Seni karıştırmadan-"
Tamer gülmeye başladı. Yüzündeki acı korkutucu bir hal almıştı.
"Ben kendimi bu işin içinde sanıyordum. O imzayı attıktan, seni koynuma aldıktan sonra bu işin içindeyim sanıyordum!"
"Öyle söylemek istemedim."
"Senin ne söylemek istediğin o kadar belli ki! Hiçbir zaman beni kalbine koyamadın. Ben sana o güveni sağlayamadım!"
"Öyle değil!"
"Sus!" Elini kalbine koydu. Nefes alışı tekledi.
Cemre, Tamer'in kollarına sarıldı. Sesleri gittikçe artıyordu. Karen şok içindeydi. Daha önce böyle tutkulu bir aşk görmemişti. Birbirine hem delicesine seven hem kalbini kıran hem iten ama gitmesini asla istemeyen... Gerçek aşk bu olmalıydı. Aşağılık kocasını sevdiğini sanırdı. Tamer kıza bağırıyordu ama gözlerindeki tutku ikisini de esir almıştı. Birbirlerini öldürmek ister gibiydi sözcükleri ama bir adım geriye de gitmiyorlardı. Karen'in gözlerinden yaşlar aktı. Böyle sevilmeyi hak etmişti. Ama kocası yalan bir evliliğe mahkum etmişti onu. Öfkesi büyüdü, büyüdü. Elindeki silah titremeye başladı. Yerdeki adama silahını çevirmişti ki, silah elinden alındı.
Brain baygın numarası yaparak kaçmanın bir yolunu aramıştı. Cemre ve Tamer'in seslerini duydukça siniri katlanıyordu. Göz ucuyla Karen'a baktı. Dikkati dağılmıştı. Karmaşadan yararlandı. Çevik Bir hareketle ayaklandı. Silahı aldı ve kadını itti. Karen büyük bir gürültüyle masaya çarptı. Tamer, sesi duyar duymaz Cemre'yi ardına sakladı. Silah ona doğrulmuştu.
Tükürür bir ingilizceyle konuştu.
"Kızı ver!"
"Beni öldürmen gerek!"
Brain sırıttı. Silahı sıkı sıkı tuttu.
"Zevkle!"
Cemre bağırdı. "Hayır! Hayır!" Tamer'i itmeye çalıştı. Genç adam izin vermiyordu.
"Cemre kımıldama!"
"Olmaz! Ölmene izin mi vereyim!"
Tamer dik dik düşmanına baktı. Alnından bir damla ter aktı. İkisini de kurtarmanın bir yolu olmalıydı. Karen'a saniyelik bir bakış attı. Kadın gözlerini açmıştı ama ayağa kalkmakta zorlanıyordu.
Brain bağırdı.
"Eğer kızı vermezsen sizi öldürürüm. Ve o tatlı karınla neler yapacağımı tahmin bile edemezsin." Kötü bir kahkaha attı. Dişlerinden biri kırılmıştı.
Cemre, Tamer'in kollarından sıyrıldı ve öne çıktı. Kocası onu yakalamadan Brain'a yöneldi.
Tamer çığlık atarak karısını tutmak istedi ama düşmanı biricik karısını çoktan yakalamış ve pençesiyle boynunu sarmıştı. Adamın silahıyla burun buruna geldi.
"Kıpırdama!" İki erkek nefes nefese birbirine baktı. Karen de ayaklanmış yavaşça yaklaşmaktadır. Ama adam uyanıktı onu fark etti. Cemre ile geriye çekildi. Silahı doğrulttu.
"Önce kızı öldürürüm. Her şeyi onun için silip attım. Ama benim kalbim daha kıymetli. Acımam. Hepinizi vururum!"
Cemre titremeye başladı. Tecavüzcüsünün iğrenç ter kokusunu tekrar duyduğunda midesi bulanmaya başlamış, o berbat geceyi tekrar anımsamıştır. Ne yapacağını bilemez haldedir. Adam onu dışarıya sürüklerken tek yapabildiği ağlamaktır.

YALANCI AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin