24

865 66 12
                                    


Tamer, Cemre'ye büyükçe bir kar topu fırlattığında kız dengesini kaybedip yere kapaklandı. Genç adam koşarak yanına geldi. "İyi misin?"

Cemre!nin şapkası ve atkısı başka tarafa kaymış, kendisi de alık alık adama bakıyordu. "Tamer sana, çüş diyebilir miyim?"

Adamın yüzünde hınzır bir ifade vardı. "Neden?"

"Beynimi patlatacaktın!"

Tamer kahkahalarla gülünce herkes onlara baktı. Adam, kızın elini yakaladı ve kaldırmak üzereyken Cemre onu yanına çekti. Hesap etmediğiyse adamın üstüne düşmesiydi. Sıcak nefesleri birbirine karıştı. Burun buruna birbirlerine baktılar. Saçlarda, mimiklerde, gözlerde dolandı bakışlar. Birkaç santim eğilse birleşecekti dudaklar.

"Kalkmalısın," diyen Cemre'ydi. Bu ilişkinin beyin kısmı olmaktan nefret etse de birinin aklını koruması gerekiyordu.

"Nedenmiş?"

"Herkes bize bakıyor da ondan!"

"Bu bir sebep değil."

Kız şaşırdı. "Na-nasıl bir sebep değil? Abim ve karısı gözlerini bize dikmiş durumda."

Tamer öyle sıcak gülümsedi ki, New York'un tüm karları neredeyse eriyecekti. "Sende benim karımsın unuttun mu?"

Nefesi kesildi. Ne kadar da cüretkardı ona göre... Ne kadar da umursamaz ve ne kadar da istekli... Cemre de öyleydi. İstiyordu. Bu adamı istiyordu ama... Aması vardı işte. İkisini birbirinden ayıran acı gerçekler...

"Gerçekte değilim ama... Tamer..." dedi içinden attığı öp beni çığlıklarını susturarak konuşmayı sürdürdü. "Bu tartışmayı evde yapmaya ne dersin?"

"Seve seve... Hatta bu gece. Odamızda." Kıza söz düşürmeyip onu elinden yakaladı ve ayağa kaldırdı. Bir süre daha birbirine kar fırlatan bu çılgın grubun keyfini yarıda kesen Cemre idi. "Benim canım erik istedi." diyerek fısıldadı.

"Erik mi? Ne eriği şimdi kış vakti."

Cemre'nin yüzü sallandı. "Kışı yazı mı var? İstedi işte!"

Onun kırılmasına dayanamadı. "Tatlım, seni anlamaya çalışıyorum fakat New York'ta kışın ortasında eriği nereden bulacağımı inan hiç bilmiyorum." Düşünür gibi yaptı. "Turşu mu yesen?"

"Turşu mu! Ne alakası var?"

"İkisi de ekşi ya hani..."

"Gerçekten zekana bir kez daha hayran kaldım! Erik ve turşunun tatlarının aynı olduğunu bir tek sen söyleyebilirdin herhalde!"

Murat çiftin yanına geldi. "Neler oluyor? Ne istiyor yine bu deli kız!"

Tamer ağzından kaçırdı. "Erik!"

"Erik mi?" Bir süre kardeşinin yüzünü inceledi. "Selin de hamileyken erik isteyip durdu. yoksa..." Meraklı bakışlarını büyük bir heyecan kapladı. "Cemre yoksa hamile misin?"

Soğuktan olmadığı aşikar şekilde kıpkırmızı kesildi. "Şey, ben-"

Tamer durumu kurtardı. Sahte karısının beline sarıldı. "Aslında size bunu daha sonra söylemek isterdik ama." Gözünde hakiki bir sevinç vardı. "Cemre hamile!"

Bir anda kadınlar bağırmaya başladı. "Harika bir haber bu!"

Selin kızın boynuna sarıldı. "Çok sevindim canım! Ne kadar da güzel, kalabalık bir aile olacağız!"

Melisa yine gözyaşlarını tutamadı. Hıçkırırken de konuşmaya çalışıyordu. "Ben-ben çok mutluyum. Bu ö-öyle güzel bir haber ki!" Serkan'ın boynuna atılıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Bir anlık herkes Cemre ve bebeğini unutarak Melisa'nın abartılı sevincini şaşırarak izlediler.

Cemre sinirden köpürmek üzereydi. Bu durumu hemen açıklamak istemiyordu ki! Tamer'in beline elini attı ve kalın montunun altından etine ulaşmayı başardı. Ve ona cimcik attı! Canı acıyarak ona bakan adam, bu kadına hala nasıl şaşırabildiğine inanamıyordu.

"Şimdi," derken öfkeliydi. "Bana erik getiriyor musun, yoksa ben kendim mi bulmalıyım?"

Serkan, karısının biraz sakinleştiğini görünce kaçar adımlarla yanlarına geldi. "Haydi biz gidip erik bulalım!"

Melisa'nın gözleri hala buğuluydu. "Beni bırakıp gidecek misin? Ya doğurursam?"

Selin, Serkan'ın gözlerindeki yalvarışı gördü. "Melisa, doğurmazsın! Doktorun henüz vakit var, dedi."

"Erken doğum diye bir şey var!"

Cemre lafı yapıştırdı. "Seni Serkan abi doğurtacak değil ya!"

Kısa bir sessizlikten sonra Selin arkadaşının koluna girdi. "Öyle bir durumda tüm doktorların sana yardımcı olacağını unutma! Haydi, biz eve gidelim. Erkekler de erik arasın!"


YALANCI AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin