~20~

1.6K 163 5
                                    

"Cemre?" diye üç defa seslendi. Sonunda yanlarına gelen kıza alıcı gözle baktı. Birkaç gün aynı yatağı paylaşacaklardı. Bunun heyecanıyla sarsıldı.

"Efendim?"

Murat bardağını uzattı. "Çayımızı tazeler misin tatlım?"

"Tamam," Hemen masanın üzerindeki tepsiye bardakları koydu. Tam mutfağa yol almıştı ki, Tamer'in sorusuyla kalakaldı.

"Murat, yorgun musunuz? Yerinizi ayarlayalım mı?"

"Aslında yorgun değiliz desek yalan olur. Yanımızda iki hamile kadınla aktarmalı yolculuk yapmak, biraz zorladı."

"Çaylarımızı içelim Cemre ile yerleri ayarlayalım. Ne dersin hayatım?"

"Hı hı, olur." Genç kız dişlerini sıka sıka yürürken geri dönmeyi ve tepsiyi Tamer'in kafasına geçirmeyi istedi. Onunla resmen alay ediyordu. Aynı yatakta yatacak olmaları onu da heyecanlandırıyordu ama Tamer'in, işi böylesine zora koşması kızı kinlendirdi. Ona istediğini vermeyecekti! Bu defa ciddi anlamda kızmıştı!

Sonunda ikisi de savaşacağı yere yatak odasına girebildiler. Tamer gelmeden genç kız pijamalarını giyinmişti bile. Tamamen kapalı, üzerinde ayıcık figürleri olan geceliğe bakan Tamer gülmeden edemedi.

"Senin böyle şeyler giydiğini bilmiyordum."

"Öyle mi? Nasıl şeyler giydiğimi düşünüyordun?" O sırada yatağı ortadan ayıracağına inandığı battaniyeyi katlıyordu.

"Ne bileyim, çılgın şeyler işte. Mesela, beni uyandırma, uyandırırsan kötü olur, gibisinden..."

Battaniyeyi yatağın ortasına yerleştirdi. "Öyle pijamalarım da var ama, canım ayıcıklı olanını giymeyi istedi."

"Neden acaba?"

"Bilmem sen tahmin et!" Sonunda yatağı ikiye ayırıp kendi tarafına uzandı.

"Ne yapıyorsun sen? Yatağın yeterince küçük zaten."

"Yetinmeyi bileceksin."

Ona ters ters baktı. "Ben rahat yatamam."

"Öyleyse kendine yatacak başka bir yer bul." Ardını döndü fakat Tamer'i görmeye devam ediyordu. Karşısındaki aynada genç adamla gözleri buluştu. Garip bir heyecan dalgası bedenini yalayıp geçti.

"Pekala, madem elimizde bu var, idare edeceğiz artık."

Hemen üzerindeki kazağı çıkarıp düzgünce katladı. Sonra atletini, hemen sonra da pantolonunu kenara bıraktı.

Cemre'nin gözleri faltaşı gibi açıldı. "Ne yapıyorsun sen?"

"Kıyafetlerimle yatacak değilim herhalde." Dolaba ilerleyip pijamalarını alırken genç kız istemsizce onun bedenini inceledi. Üzerinde sadece boksırı vardı. Sert kasları dokunulmayı bekleyen dalgasız bir göl gibiydi. Elini sürse hareketlenecekti. Sertçe yutkundu. Planları? Düşünceleri? Kahretsin! Hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı. Kendini kontrol et Cemre! Elbette tek düşüncesi bu değildi. Tamer ona dönünce bakışlarını kaçırdı. Genç adam belli belirsiz sırıttı ve utanmaz bir edayla pijamalarını giyindi. Hemen sonra ışığı kapadı ve yatağa yerleşti. Aralarındaki battaniyeye rağmen kızın sıcaklığını ve kokusunu hissedebiliyordu. Tutku, en mahrem yerlerine kan pompaladı. Elini yorganın altından uzatıp ona dokunmayı arzuluyordu. Ne yapacağını bilemedi. Bir süre kıpırdamadan kızın saçlarını seyretti. Fark etmeden savurduğu saçlarından birkaç tutamı, Tamer'in alanına girmişti. Bunun için şikayetçi olmadı ve yavaşça burnunu değdirdi. Ah, öyle güzel kokuyordu ki, Tamer ondan başkasını koklamak istemiyordu. Kendine itiraf edemese de artık anlamıştı. Ona evlenme teklifi ettiği o gecede aşık olmuştu bu kıza. Hırçın güzelliğinin altındaki yumuşak kalbi ve pervasız davranışları kendinden geçirmişti.

Cemre birden dönüp ona bakınca beklediler. Genç kızın dudakları öpülmek için aralandı. Nefes alışverişi odanın içinde yankılandı. Kalbi zangır zangırdı. Onu istiyordu. Tamer bunu gördü. Küçücük bir adım atmak için elini uzattı. Genç kız ürkerek geri çekildiğinde, henüz hazır olmadığını anlayarak onu utandırmak istedi. Havadaki eliyle yorganı tuttu ve çekti.

"Hepsini kendine almışsın. Yatağı paylaşıyorsak yorganı da paylaşacağız!"

Cemre kıpkırmızı kesildi. "Yorgan eşit durumda!"

"Ben biraz iriyim tatlım, bunu ne zaman anlayacaksın? Şimdi, yorganın birazını bana ver!" Çekiştirip çoğunu kendine aldı.

"Hepsini sen aldın! Unuttun mu, ben hamileyim ve üşümem demek, bebeğimin de üşümesi demek! Senin fedakarlık yapman gerekiyor!"

Tamer onu can evinden vurdu. "İstenmediğim yatakta yatarak yeterince fedakarlık yapıyorum güzelim." Sırtını döndü. Cemre cevapsız kalınca, onu nakavt ettiğini anladı.

Her ikisi de sessiz, sıkıntılı ve uykusuz bir gece geçirdi.

Cemre birkaç kez aralarındaki battaniyeyi fırlatıp onun kollarına atlamayı istedi; ama cesaret edemiyordu. Gelecekle ilgili korku duyuyordu. Karnında başkasının bebeği vardı ve üstelik doktorların söylediğine göre bir daha asla bir çocuğu olamayacaktı... Bu ne zaman aklına gelse hem üzülüyor hem de şükrediyordu. Tamer'le tabuları yıksalar da ona bir evlat veremeyecekti. Seviniyordu ki, en azından annelik duygusunu tadabilecekti. Bunu düşünür düşünmez kalbine bir kez daha karanlık çöktü. Onunla kalırsa, Tamer babalık duygusunu tadamayacaktı... Sırtını adama çevirip yatakta iyice büzüştü ve sevdiği adamdan karşılık aldığı halde ondan uzak kalacağını düşünerek sessizce ağladı.

YALANCI AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin