"Başka bir şey yoksa giyineceğim?"
"Yardım lazım mı?" Siktir ne dedim ben amk.
"Ne?!" Şaşırmıştı ama yine de yüzünde piç gülümsemesi vardı sıçayım ya. Toparlamam lazım olayı.
"Y-yani yardıma ihtiyacım yok. Hallettim ben. Git giyin. Üşüyeceksin."diyip hemen arkama döndüm. Güldüğünü duyabiliyordum.
"Burası çok sıcak oldu gibi. Sana da bir sıcak basmadı mı?" Yanıma gelirken sessizce konuşuyordu ve onun böyle imalı konuşması beni delirtiyordu.
"Bay M-"dememle arkamdan ellerini belime sardı. Yoongi yapma çocuk uyanacak amk. "B-bay Min masayı kurmayı bitiremedim de müsaade ederseniz işimi yapayım."dememle kollarını hızla benden çekti.
"Bana bir daha Bay Min dersen seni sikerim Hoseok!" Artık sana hep Bay Min diyesim var Yoongi.
"Olur."diyip güldüm ve peçeteleri katlayıp masaya yerleştirdim. O da giyinmeye gitmişti. Bir dakika... O az önce çıplak bir şekilde bana mı sarıldı. Bana? Çıplak? Bu adam bana kafayı yedirtecek en sonunda.
Masayı kurmayı bitirince, gururla, yaptığım işe baktım. Ben gerçekten biliyorum bu işi aq. Diğerlerinin artık gelmesi gerekiyordu. Bir süre sonra zilin çalmasıyla ilk gelenler Tae ve Kook'tu. Getirdikleri şarapları tezgaha bıraktım ve salona geçip oturduk.
"Yoongi hyung nerede?"dedi Jungkook.
"Giyiniyordu, gelir birazdan." Cidden nerede kaldı bu? Abiye falan giyiyor herhalde kaç saattir.
"Hoş geldiniz."diyerek yanımdaki koltuğa attı kendini Yoongi. Bugün onun için çok yorucuydu gerçekten. Hem yemek yapmış hem de dünkü dağınıklığımızı toplamıştı. Hiç kimse de kalıp ona yardım etmemişti.
Namjoon, Taehyung ve Jungkook üçlüsü; Taehyung, Namjoon'un kafasında şişe kırdığı için onu hastaneye götürmüştü. Ben de üstüme giyecek kıyafetim olmadığı ve duşa girmem gerektiği için kendi evime gitmiştim.
"Kaç saattir giydiğin şey bu mu, eşofman ve tişört?"
"Biraz işim vardı. Onu hallettim."
"Ne işi?"
"B-boş ver. Ne çok soru sordun ya. Heh kapı da çaldı."dedi ve çalan kapıyı açmak için gitti. Bir boklar yedin yukarıda ama hadi hayırlısı.
Yoongi'nin Anlatımından
Hoseok'un sürekli bana Bay Min demesi sinirimi bozuyor ve ona yaptığım iğrenç teklifi hatırlatıyordu. Sırf kendi çıkarlarım için onu kullanmıştım. Bana Bay Min demesini istemediğim için "Bana bir daha Bay Min dersen seni sikerim."dedim. Aptal Yoongi, çocuk zaten gay bir de sen, sikerim, diyorsun.
"Olur." Olur mu dedi ben mi yanlış duydum? Seni sikerim dedim ve olur mu dedi? Min Genius'ın kalkma vaktiii. Bir gün onu kaldırdığın gibi geri indireceksin Hoseok. Şimdilik bunu sağ elim yapacak ama bir sonraki için aynısını söyleyemem.
Mutfaktan çıkıp koşarak tuvalete gittim. Acilen Min Genius'ı indirip giyinmem lazımdı. Tuvaletteki işim bittikten sonra belden aşağıma bir su tutup kurulandım. Zaten tüm gece evde oturacağımız için rahat bir şeyler giymek istedim.
Hoseok'un "Giyiniyordu, gelir birazdan."diyişini duyup "Hoş geldiniz."dedim ve koltuğa oturdum.
"Kaç saattir giydiğin şey bu mu, eşofman ve tişört?" Nesi var anlamadım? Hayır yani yine mi çıplak görmek istiyorsun beni eheheh
"Biraz işim vardı. Onu hallettim." Seksi cazibene dayanamadı benim Min Genius'ım.
"Ne işi?" Siktir, ne diyeceğim şimdi? Hemen bir bahane bul Yoongi, çabuk.
"B-boş ver. Ne çok soru sordun ya. Heh kapı da çaldı." Kurtuldum amk. Kim bu gelen onun zile basan parmaklarını öpeceğim.
"İyi ki gel-" Bu orospu çocuğunun burada ne işi var?
###########
Yine kısa bir bölüm yine ben🙋🏻♀️
Sizce kapıya kim geldi? Tahminleri alalım
Nasılsınız?
Bu kitabı seviyor musunuz yoksa yavaş yavaş finale gidelim mi? Şahsen ben yazarken çok gülüyorum dmşxldşxlsişdisşşx
Sizi seviyorum aşklar<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Fuhuş // sope
Fanfiction[T A M A M L A N D I] "Ben en azından hayatımın aşkının üstüne çorba döktüm, ya sen? Sen Yoongi hyungun gözüne girebilmek için milletin sana girmesine izin veriyorsun.." {sope*taekook*namjin*minsung*jimolly}