#hatırlatma#
Hoseok, Yoongi'ye gelen 'seni özledim' mesajını gördü.
#hatırlatma bitti#
Elimdeki telefonu sessizce aldığım yere geri bıraktım ve hiçbir şey olmamış gibi filmi açtım. Birkaç dakika içerisinde Yoongi salona elinde koca iki mısır kovasıyla girmişti. Gülümseyip bir tanesini aldım. Kırılmıştım ama belli etmiyordum. En azından ben öyle sanıyordum.
Filme başlamadan önce telefonunu sehpadan alıp biraz kurcaladı. Mesajı görmemiş olması imkansızdı. Telefonu ters bir şekilde sehpaya bırakıp arkasına yaslandı. Yüzü bembeyaz olmuştu. Ne demek oluyordu bu şimdi?
"Neyin var bebeğim? Yüzün düşmüş."dedi Yoongi filmi durdurup.
"Önemli bir şey değil. Boş ver." Önemliydi. Beni aldatmış mıydı? Yoongi gerçekten bunu yapar mıydı? 'Anlat' dercesine gözlerini açmış bana bakıyordu. Oflayarak konuşmaya başladım. "İş başvurum reddedilmiş. Ona canım sıkıldı sadece. Şimdi filmi izleyelim olur mu? Sonra konuşuruz." Aklıma gelen ilk pembe yalanı söylemiştim. Aslında yalan da değildi, reddedilmiştim.
"Peki. Sen nasıl istersen." Filmi tekrar oynattığında kafamı göğsüne koymuş televizyona bakıyordum. Ağlamak istiyordum. Benim mandalinam, beni aldatmış olamazdı.
Film arası verdiğimizde Yoongi tuvalete gitmişti. Hemen telefonu alıp ne yazmış diye kontrol etmek istediğimde mesajı bulamamıştım, silinmişti. Benden gizlemesi, beni aldattığı anlamına mı gelirdi?
***
"Taehyung? Neredesiniz?"
"Evdeyiz hyung. Bir sorun mu var? Sesin kötü geliyor."
"Size anlatmam gereken şeyler var çocuklar. HTJ House'da buluşalım."
"Tamam 5 dakikaya geliyoruz."
Telefonu kapatıp cebime attım ve montumu da alarak evden çıktım. Yoongi sabah işe gitmişti. Ben hala bir iş bulamadığım için evde takılıyor ve internetten iş başvuruları yapıyordum. Şansıma onlar da sürekli red alıyordu.
Taehyung'un dert ve eğlence evi olarak tuttuğu HTJ House'a gelmiştim. Tabii ki evimizin bir ismi olmalıydı. Hoseok, Taehyung ve Jungkook'un baş harflerinden oluşuyordu. Ne kadar da yaratıcı öyle değil mi?
Kapıyı açıp içeri girdiğimde bu evi özlediğimi fark ettim. Bu evde yaptığımız dedikoduları, para biriktirdikçe aldığımız mobilyaları yerleştirmeyi ama en çok da kokusunu özlemiştim. Kaç ay olmuştu gelmeyeli? İki mi üç mü? Belki de dört aydır kimse uğramıyordu.
Üstümü değiştirip yerleri süpürdükten sonra Taehyung ve Jungkook da gelmişti. Her zamanki gibi abur cubur almışlardı. Moralim yeterince bozuktu. Şu an beni hiçbir çikolata mutlu edemezdi.
"Hyung! Sana sprite aldık."
"nE!" Oturduğum koltuktan fırlayıp hemen mutfağa girdim. Masanın üstünde duran sprite'ı alıp içmeye başladım. Çok iyi gelmişti. Ah evet moralim bozuk olduğunda beni çikolata değil sprite mutlu ediyordu. Bir de Yoongi'm...
"Evet hyung. Seni dinliyoruz."diyen Jungkook sandalyeyi çekip oturmuş ardından muzlu sütünü yudumlamıştı.
"Yoongi beni aldatı- Ya Jungkook napıyorsun?!" İçtiği bütün sütü yüzüme püskürtmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Fuhuş // sope
Fanfiction[T A M A M L A N D I] "Ben en azından hayatımın aşkının üstüne çorba döktüm, ya sen? Sen Yoongi hyungun gözüne girebilmek için milletin sana girmesine izin veriyorsun.." {sope*taekook*namjin*minsung*jimolly}