Selamlar
Bu bölüm textingden çok uzak ama bir o kadar minnoş bir bölüm. 🔥😼
Feza... Sözünü tutan bir arkadaşımız olur kendisi. Bu bölümde verilen sözde durmanızın nasıl büyük bir erdem olduğunu işleyeceğiz. hahahajajajajajajaj
1990kelime.
Keyifli okumalar...
💛
💛
💛Feza'nın kalbime ateş attığı, adama açık açık gel gari, yetti bu hasretlik yiğidim dediğim yazışmadan sonra sanırım programı sıkıştırdı; zira çok görüştüğümüz söylenemez. En son uçağa binmeden önce rahatça konuşabildik. Öncesinde abuk sabuk sorular sorduğum tonla şey yazdım birine bile cevap alamadım. Bir ara 2+2=? bile yazdım. Yani tamam biz de çalışıyoruz, bizi bir Erik Smith davet etmedi Amerikalara ama biz de meşgulüz yani, ona rağmen yazıyoruz sana dimi! Sen de yazsan n'olurdu!
Görüntülü konuşmalarımızın çoğu onun uyuyakalması ile sonuçlandı. Gözlerinin beyazı kıpkırmızı gezdi oralarda. Dağı taşı, doğal güzellikleri gezdirmedikleri kesin. Bir projeye destek amaçlı gittiğini öğrenebildim; ayrıca ticari kaygılar ve rekabet piyasası yüzünden içerik bilgisi vermemesi konusunda sözleşme imzaladığını. Lakin proje bizzat kendiymiş gibi sürekli uykusuz ve yorgun görünmesi içimi acıttı.
Okulun konusu hâlâ Feza ve Amerika'daki hayatı. Dedikodu gırla. Hele o fotoğraftan sonra... Feza'yı etiketleyen ellerin kırılsın Erik! İnstana ateşler düşsün, vadilere gelesin Erik... Dedikodular da yeni değil ha. Aynı zırvalıklar. Yeni bir ev alıp oraya yerleştiğinden, mezuniyetten vazgeçtiğine, okuldan atıldığından, Silikon Vadisi'nin yeni çaylağı olmayı kabul ettiğine kadar birçok dedikodu her köşede kulağıma çalınıyor. Duya duya benim için eskidiler artık.
Aslında dün gece yurda döndü ama ben bugün okula dönmesini beklemiyorum, o yorgunluktan sonra zor. Hemen her şeyi sıfırlamasın zaten. O son yazdığı nefesli mefesli cümleden benim tek çıkarımım sizinkiyle uyuşuyordur bence. Neyse ki o burada değ-
"Pi, seninki gelmiş gözün aydın."
Hasdiktir Şiir!
"Hasdiktir ya!"
"N'oluyoruz?" Özlem'in biçimli kaşlarının ortasındaki kırışıklığının ana nedeni Musti ile benim. Botoks masraflarını bana yıksa hak geçmez yani. Gene de Mustafa ödesin. "İdari binaya girerken gördüm. Sizin aranız iyiydi en son bıraktığımda, bu aptal, endişeli, şaşkın hatta aptal derecede şaşkın bakış da neyin nesi?"
"Ya Özlem benim ona görünmemem lazım." Köpek yavrusu bakışımı atıyorum istemsizce. Bazen yiyor.
"Onu anladım ben canım benim." Oturup dayandığım ağacın gövdesine yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi.
"Bakma öyle Pi üstüne mi kapanayım görmesin diye. Ne kadar kaçabilirsin ki ve asıl önemli kısım neden kaçasın ki? En son beraber el ele dünya turuna çıkıyordunuz kızım, ben ne kaçırdım?"
Buz gibi rüzgâr ağacın yapraklarını üzerime savuruyorken elimi yüzüme yelpaze yaparken buluyorum kendimi. Kışın ortasında ter bastı anasını satayım.
"Ben... Sanırım" Özlem'in gözleri, kendi içinde bir şeyleri açıklığa kavuşturmanın heyecanıyla kocaman açıldı. Anında ayaklandım.
"Şu yanaklara bak. Kızım sen âşık mı old-" Yüzüme deli gibi savurduğum elim ağzına doğru hamle yapsa da kıvrak bir manevrayla kurtuldu.
"Şşşş n'pıyorsun ya?!" Uyarımla anında etrafına bakındı. Duyabilecek kişilerin dedikodu yapma kapasitesini hesapladığına eminim. Sonra gözlerimin içine bakıp tüm ciddiyetiyle devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU SAATTE
General Fiction053*: Uyuyor da olabilirsin tabi ama keşke uyurken görüldü atmasan. 053*: Kızmadım da kırıldım birazmslsojoasjclackahscakshcup Başgan: yuyuopr mm 053*: Öpüyorum? Başgan: jkluyorum 053*: Çok öpüyorum? Başgan: *ses kaydı* (*Uyuyorum lan uyuyorum!*) 🚲...