BU SAATTE

31💛

Selamlar

2187 kelime.

Keyifli okumalar

💛💛💛

"Bana bunu satsana."

Özlem neden böylesin?
Neden böylesin Özlem?
Böyles...

"Ya olan olmuş artık, kullan gitsin."

"Tam olarak nerede acaba?!"

Gene hiç ihtiyacı olmayan bir şeye, hiç ederi olmayan bir bedel ödeyerek, dükkândan çıktıktan sonra hiç olmadığı kadar pişman olan arkadaşımla baş başayım. Her seferinde satış tekniklerine kanıp satın aldığı ve asla ama asla işine yaramayacak bir sürü şeyi beraber irdelemişliğimiz çoktur. Bu sefer, el çırpınca üzerindeki pardösüyü aralayıp pipisini sallayan bir oyuncak bebek var karşımızda. Bunu karşınızdaki insana ne gibi bir eksikliğini gidereceğini söyleyip almaya ikna edersiniz ki? Burdan satıcı abimizin ellerinden öpüyorum.

İkimizde durgun bir şekilde masanın ortasındakine odaklanmıştık. "Çocukluk desem değil ihtiyaç desem hiç değil." Derin bir iç çektim. Kaç para verdi acaba? Gerçi geçen sene bana göre ufak bir servet ödeyerek deepweb'ten aldığı kenevir tohumları yüzünden tutuklanmışlığı olan biri var karşımda ama pipisini göstermeye meraklı bir oyuncak bu gözlerin gördüğü hiç bir şeyle kıyaslanamaz.

Buradan Timothée'den özür diliyorum.

"Yüzü Timothée Chalamet'i andırıyor sanki." Bu kalitesiz bir yalan ve o kadar belli ki Özlem'in "Götüme daha çok benziyor." demesi bile daha kaliteli.

"Bunu bana böyle mi satacaksın yani. Okulu bırakma sakın van kedim senden esnaf olmaz." Gözlerimi kısıp teessüf eden ifademle Özlem'e baksam da saçmalayan benmişim gibi davranmasına alışığım.

"Adam bunu bana ne dedi de sattı inan hatırlamıyorum. 150lira verdim kızım ben bu ucubeye."

Bu kız benim 17.8 yıldır koruduğum hanım efendiliğimi, terbiyemi temiz ahlakımı bozmak adına bunları yapmıyorsa neyim!

"150 mi!? Yuh amanın anı yani! "

Elde olmadan her zaman yaptığım şeyi yaptım ve Özlem'in saçmalıklarını kinayeyle alkışladım. "Yapma şunu!" Ellerim havada asılı kalsa da o pardösü yerinde kalmadı. Korkunç bir kahkaha atan bebek yüzünden irkilerek yerlerimizde rahatsızca kıpırdandık ama şov daha yeni başlıyordu. Çirkin kahkahası bitmeden pardösüyü aralayan oyuncağın pipisiyle göz göze geldik. Artık çevredekiler bakıyor mu evresini de geçmiştik. Rezilliğin tadını çıkarma faslındaydık.

"Ayy bir de sallıyor yaa!"

Elini gözlerine kapadı ve kussa rahatlayacak yüz ifadesiyle kahkahanın bitmesini bekledi.

"Geçen hafta aldığın kış lastiği bile iki yamasına rağmen daha kullanışlıydı." Ellerini yüzünden çekerken gözlerini devirip ardına yaslandı ama aklına bir şey gelmiş gibi aniden başını kaldırdı.

"Ben finansal özgürlüklere inanan bir bireyim tamam mı?!"

Aynen kanka finansal özgürlük, adalet, cinsiyet eşitliği, insan hakları...

"Babam salonun ortasındaki kolona dayadı onu. Gözümün önünde olduğu sürece kendimi firenleyeceğimi düşünmesi üst rütbeli kalifiye bir askere yakışmayan bir strateji bence."

Haklısın. Onu senin boynuna kolye diye takıp kış bitene kadar seni öyle gezdirmeliydi ama baba yüreği işte.

"Onu almanı geçtim, sırtlayıp eve götürmen senin gibi üstün zekâlı, kalifiye bir beyine yakışmayan bir salaklık ama biz bunu dillendirmiyoruz güzellik."