Selamlar.
975 kelime.
Keyifli okumalar.
💛💛💛
Geçen sene, ben tura çıkmadan önce... Sana yazmayı planlıyordum. Ama senin gibi değil. Açık açık. Nasılsın, ben Feza, bir yerlerde oturup konuşalım mı diyecektim."
Dondum kaldım. Feza Kandemir'in ağzından çıkanın kulağına ulaşmadığını düşünüyorum. Devam etmesini bekledim. Kendisiyle ilgili çelişkilerim olduğunun farkında olduğunu söyledi ama onun da kendince nedenleri olduğunu belirtti. Yalan yok valla, benim anonim olduğumu öğrendikten sonra sanki beni yıllarca bekleyen oymuşcasına davranmasına çok şüpheci yaklaşmıştım.
"Sonra bir gün senin Mustafa'ya sana yazan biri için 'bana yazma cesaretini nereden bulmuş bu fakir herif.' deyişine kulak misafiri oldum."
Bakışları lokantada gezindi. "Ee benim durum da belli." Onun maddi statüsünü umursamıyorum ki ben, hatta benim gibi çıkmasına içten içe sevinmedim diyemem.
Düşünceli düşünceli "O konuşmayı hatırlamıyorum." diye mırıldandım, ardından da "Ama zihni fakir demek istemişimdir yani hep öyle derim." diye aceleyle ekledim.
Yanlış anlaşılma kaygısı bakışlarıma yansımış olmalı. Toparlanıp iş görüşmesinde gibi resmi bir şekilde oturmamın aksine o, sol ayağının tabanını yan sandalyenin ayaklığına dayadı, kolunu da havalanan dizine koyup ardına yaslandı.
Mekan babasının mekanı tâbi Şiir.
"Bu sene başı, geldiğim ilk gün, kantinde bana çarptın ve bir özür mırıldanarak yüzünü okuduğun kitaptan kaldırmadan yoluna devam ettin."
"Mümkündür." Yapmışımdır. O esnada çalışanlardan birisi önümüze tavşan kanı çay iki çay daha bıraktı.
"Baktım hala okuldasın. Aklımda Mustafa'ya dediklerin dönüp dururken sana yazmak isteyip yazmadığım bir hafta avuçlarım kaşındı resmen." Çayından bir yudum alıp tepkime göz gezdirdi ama dondum ki bir kere. Bu çocuk ne dediğinin farkında mı?
Bize yazmayı ilk o düşünmüş Şiir.
Onu ben de anladım sarışın iç sesim benim ama Feza bahsettiğim fakirliğin sosyoekonomik olmadığını anlamamışsa eğer, şu an bu konuşma 'fakir ama gururlu bir genç vardı ya hani' ye doğru gidiyor. Allah'ım help!
"Feza ben insanların parasıyla puluyla ilgilenmem, bilmem bile okulda kim zengin kimin aile karun. Bir Özlem bir Mustafa, bir de Ömer, onlarla da çok yakın olduğumdan. İnan o gün kimden bahsediyorsam finansal değil zihinsel yetersizliğinden dem vurmuşumdur."
Hiç bir şey söylemeyecek gibi durunca devam ettim.
"Tamam bana da yazanlar oldu anonim hiç olmadı ama yazanlar oldu. Ben de hep bir problem atıp yazdıkları çözüme binaen yazışmayı kestim."
Bir müddet hiç ama hiç ifadesini bozmadan dimdik baktı. İnanmadığını düşündüm; yalan söylediğimi düşündüğünü sanıp panikledim. O ifadesini bozmadığı on saniye boyunca aklıma gelen her kötü fikrin olasılığı beni sarstı. Tamam dedim, burada bitecek her şey, başlamadan, tadına varamadan, doyamadan, hem de ne için... Allah'ım birazdan yaşayacaklarım Yeşilçam'ı aratmıyor maşallah.
Dudakları yana kayıp gülümsediği o an çaresizce baktığımı hatırlıyorum. Yeşilçam'ın kötü adam gülüşü geliyor.
"Sen bana yazmadan bir hafta önce Mustafa'ya dedim ki Özlem'in yanındaki kıza kahve ısmarlamak istiyorum ama geçen sene böyle bir şeye şahit oldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU SAATTE
Genel Kurgu053*: Uyuyor da olabilirsin tabi ama keşke uyurken görüldü atmasan. 053*: Kızmadım da kırıldım birazmslsojoasjclackahscakshcup Başgan: yuyuopr mm 053*: Öpüyorum? Başgan: jkluyorum 053*: Çok öpüyorum? Başgan: *ses kaydı* (*Uyuyorum lan uyuyorum!*) 🚲...