Dikkat, bu bölüm aşırı dram içerir :D
**
3 gün sonra.
Fazla kalın olmayan montumun fermuarını kapattıktan sonra kapşonumu kafama geçirdim. Dışarda feci yağmur yağıyordu. Bu beni korkutsa da artık onun yanına gitmeli olduğumu düşünüyordum.
3 gündür aramalarımı reddedip, mesajlarıma görüldü atıyordu. Ama dün gece direkt her yerden engellemişti. İçimde tarifi imkânsız bir acı yaranmıştı ama kendime bile itiraf etmekte zorlanıyordum.
Berbat bir ruh hâlindeyken bir anda hayatıma dahil olmuştu. Ondan önce hayatımda tek Emir vardı. Onunla da sadece hafta sonları buluşup 1-2 saate de ayrılıyorduk.
Hiçbir zaman bir arkadaşa sahip olmamıştım. Ailem daha 16 yaşındayken beni bir başıma bırakmıştı. Ve uzun zaman sonra birisi bana kendimi iyi hissettirmeyi başarmıştı. Kendimi değerli hissetmiştim. Belki de bu yüzdendi tüm kaybetme korkum.
Bencildim, evet. Onun kullandıldığını düşündüğünde nasıl hissettiğini değil, beni terk ederse yalnız kalacağımı düşünüp ağlamıştım günlerce.
Beynimde bir an olsun çıkmayan çirkin düşünceleri yok etmeye çalışıp evden çıktım. Cebimdeki son parayla bir taksi çevirip onun çalıştığı dövmecinin adresini verdim. Gözlerimi kapatıp yolun bitmesini bekledim usulca.
3 gündür su haricinde dilime bir şey sürmemiştim ve gerçekten kendimde yürüyecek gücü bile bulamıyordum. Bu kadar kafama takmam normal değil. Kendimi hastalıklı hissesiyordum.
Ne kadar oldu bilmiyorum ama bir süre sonra taksi direkt onun çalıştığı yerin önünde durdu. Elimdeki parayı direkt taksicinin eline tutuşturdum. Arabanın kapısını açarken bile zorlanmıştım. Kollarımdaki güç tamamen çekilmiş gibiydi.
Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes çektim içime. Anında gözlerim tekrar dolmuştu. Siktir edip kapıyı açtım yavaşça. İçerisi tamemen boştu, sanırım yağmur yağdığı için olsa gerek, kimse gelmemişti.
Kapının önünde durup onun gelmesini bekledim. O sırada kendimi de hazırlıyordum. Sadece birkaç dakika sonra içeri giren ve bu havada bile sadece siyah atlet giyen bedene sataştı gözlerim. Burnumun direği sızlamıştı yüzüne baktığım ilk anda.
Onu çok özlemiştim...
"Tolga.." Fısıltıdan farksız sesimi duyduğunda bakışları bana çevrildi anında. Beni görür görmez direkt kaşları çatılmıştı.
Adımları bana doğru yöneldi. "Ne işin var senin burda?" Çatık kaşları ile sorduğu soruya anında cevap vermiştim.
"Konuşmaya geldim ben." dedim yüzüne bakamazken.
"Konuşacak bir şey yok. Şimdi lütfen git, Ali. Zorluk çıkarma."
"Gitmeyeceğim." Kesin bir ifadeyle konuştuğumda derin bir nefes aldı ve devam etti;
"Ulan senin yüzünden ben kendimi nasıl iğrenç hissettim senin haberin var mı? İlk defa birisi bana boktan sebeplerle değil, gerçekten yakın olmak için yanaştı sandım. Bir de ne göreyim? Beyefendinin tek istediği eski sevgilisini kıskandırmakmış. Benim yerime olsan ne hissedersin lan?!"
Sona doğru sesi yükseldiğinde yerimde sıçramıştım. Sikeyim, yine gözüm doluyordu. Dolu olan gözlerime baktığında tekrar kaşları çatıldı. Kolumdan tutup beni kapıya taraf yönlendirdi sertçe.
Gözlerim kararıyordu ve ona engel olamıyordum.
Kapıyı açıp bedenimi dışarı doğru savurdu. "Git, Ali." dedi az öncekine kıyasla yumuşak bir sesle. Ve yüzüme bile bakmadan kapıyı kapattı.
Birkaç saniye kendime gelmeye çalıştım. Ardından adımlarımı sokağa doğru yönlendirdim. Yorgunluk, stres, uykusuzluk ve açlık vücudumu tamamen ele geçirdiğinde tek hatırladığım daha birkaç adım atamadan gözlerimin karardığıydı.
____
Kitaba eğlenceli ve gevşek bir şekilde başlayıp dram ve acıyla devam etmek >>>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖVMECİ -GAY
Random[TAMAMLANDI] "Merhaba, kalçamın tam üzerine var olan en seksi dövmeyi yaptırmak istiyorum."