DENGESİZ

12.3K 689 97
                                    

5k... Okuyan, oy veren, yorum yapan herkese çookk teşekkür ediyorum. Gerçekten çok mutlu oldum ağlayabilirim döçsösçeödçsödçp

5k şerefine biraz yorum mu yapsanız.. :D

***

Sabah Emir hastaneden taburcu edilmişti. Annesi pişman olduğunu söyleyip yalvarmış, Emirin babasından şikayetçi olmuştu.

Ne kadar onları eve bırakmak için ısrar etsek de, Murat -Emire kan veren çocuk- evinin onlarınkine yakın olduğunu söylemiş ve onları eve kendisi bırakacak olmuştu. Minik shipper kalbim şimdiden Emir ve Muratı yapmamı söylüyordu. Resmen eski sevgilime sevgili beğenmiştim...

Şu an arabada benim evime doğru ilerliyorduk. Tolga beni eve bıraktıktan sonra gidecekti çünkü işlerini bayağı aksattığını söylüyordu. O yüzden onunla yapacağım "hayati önem taşıyan" konuşmamı o gitmeden yapmam gerekiyordu.

Yarım saat sonra eve varmıştık ve başım yine ağrıyordu. Ama bu sefer katlanbileceğim bir ağrıydı ve bu sebepten de pek umursamadım.

Hastanede kaldığımız için yanımızda olan çantalarımızı da alıp asansöre bindik. Aynaya baktığımda içten içe daha huzurlu olsam da, dış görünüşümün berbat hâlde olduğunu hissettim. Kendimi inceleyemedim asansör durmuştu ve hemen kapıyı açıp eve girdik.

Koridordaki aynanın önüne geçip kendime bakmaya başladım. Gerçekten dağılmıştım. Elim titreyerek yüzümde gezindi usulca. Göz çukurlarım kararmıştı, dudaklarım kuru ve solgun duruyordu. Kilo vermiştim ve saçlarım darmadağındı. Gözümden bir damla yaş aktı.

"Ali bu çantaları yatak odasına mı koyayım oturma odasın- Ali?" Tolganın sesini duyduğumda hemen yanağımı silip gülümsemiştim. Kaşları çatık bir şekilde çenemden tuttu ve yüzümü inceledi.

"Neden ağlıyorsun?" diye sordu endişeli ama sakin ses tonuyla. Dudaklarım titrediğinde yeniden ağlayacağımı farkettim. O an içimden geleni yaptım ve kollarımı karşımda bana endişeli gözlerle bakan Tolganın boynuna doladım ve kafamı omzuna gömdüm.

Bir eli hemen belime gitmiş ve sarılışıma karşılık vermişti. Diğer eliyle de ensemdeki saçlarımı okşuyordu yavaşça. Birkaç saniye sonra her iki eli de kalçamın altına gitti ve vücudumu kendine bastırarak beni kucağına aldı. Bacaklarımı anında beline sarmıştım.

Kucağındaki benle yavaşça oturma odasına ilerledi ve kanepeye oturdu. Beni de yeniden kafam göğsüne gelecek şekilde kucağına oturttu.

"Uyu, güzelim." diye fısıldadı kulağıma. Belindeki kollarımı daha da sıkılaştırdım ve ona biraz daha sığınarak gözlerimi kapattım.

Üzerimdeki yorgunluk sebebiyle sadece birkaç dakika sonra göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı bile.

Uykuya dalmak üzereyken hayal mi gerçek mi olduğunu bile ayırt edemediğim, yavaş yavaş bağımlısı olduğum sesi duydum.

"Ali." Fısıltısını duyduğumda dudaklarımdan 'hmm' diye bir mırıltı çıkmıştı.

"Seni seviyorum."

________

Ali'yi yazarken gerçekten yaşıyor gibiyim çünkü kendi karakterimi yansıtıyorum bazen. Ali çok dengesiz gelebilir, çünkü bi mutlu bi mutsuz falan. Ama arkadaşlar... Cidden öyle olmayan var mı bu devirde?

"God, it's brutal out here."

DÖVMECİ -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin