27. LAVİNİALAR, BİRAZ SENDEN BİRAZ YANGINDAN KALMA

313 45 420
                                    

Elyas&Taha - Yorgunum

İkiye On Kala - Kafamda Kentsel Dönüşümler

27. LAVİNİALAR, BİRAZ SENDEN BİRAZ YANGINDAN KALMA

Zihnimdeki şimşekler, gökyüzüne ulaşıp yeryüzünü inletmeye başladığında başlıyordu benim öyküm. Kırık bir serçenin kanadından damlayan keman ezgisi, ruhumun duvarlarında raks edip zihnime nüksediyor, o anda gökyüzü yeryüzünü arzulamaya başlıyordu. Ruhumun etrafına bir pençe gibi yapışmış hayatımın dişlileri, bu arzuya lanet okuyarak onu etrafından silmeye çalışıyordu.

Fakat başarabiliyorlar mıydı, işte orası meçhuldü. Zihnimin sessizlikleri arasında kaybolmuş, bir nevi sessizliğe tutuşmuştum. Ateşim etrafa her sıçradığında, onun dört katı bir köz ruhuma tekrardan dökülüyor, beni cayır cayır yakmaya çalışıyordu.

Yangınım bu defa bir çiçek tarlasına sıçramıştı. Ben ve çiçekleri çok seven ruhum, o çiçekleri kurtarmak için elinden her geleni yapıyordu. Bulabildiği kadar suyu çiçek bahçesine boca ediyordu. Eğer oraya başka bir şey dökerse çiçekler ölebilirdi ve çiçekleri öldürmeden onları kurtarmanın tek yolu buydu.

Güneş ışınları, birer ucu sivri dikenler gibiydi. Gözlerime her doluşan güneş ışığı, tenime batan dikencikler gibiydi ve o dikencikler uzun süre sonra gördüğüm, en güzel rüyamdan beni uyandırıyordu. Bu, bedenime işlenmiş bir günah gibiydi. Uykunun huzurlu kollarından da beni çekip çıkaran, o dikencikler yani güneş ışınları olmuştu.

Gözlerimin acıdığını hissediyordum. Bir anda gırtlaktan gelen bir sesle öksürdüm. Güneş, sağdan ya da soldan vurmuyordu kapalı gözlerime. Direkt tam karşıdan vuruyordu ve bu, gözlerimi açmama engel oluyordu. Alnımda bir ter tabakasının biriktiğini hissederek elimin tersiyle alnımı sildim. Nefeslerim sıklaşmış gibiydi. Rüyamın en güzel yerinde bozulduğunu hissederek huzursuzca bir şeyler mırıldandım. Hemen sonra olduğum yerde kıpırdayarak, yattığım yerde başka bir tarafa doğru döndüm. Güneş ışınları bu defa gözlerime yandan girdiğinde daha rahatladığımı hissediyordum.

Elimle hiç güneş vurmayan gözümü usulca ovaladım. Hemen sonrasında o gözümü açtıktan sonra, ilk anda görüşüm oldukça bulanıktı. Bu belki de gözlerimde olmayan gözlüğümden belki de henüz yeni uyandığımdan kaynaklanıyordu. Sonra usulca yüzümü buruşturdum ve öteki gözümü ovalayarak onu da açtım. Tam da o anda, karşımda seçmeye çalıştığım birisi vardı ama anlayamıyordum.

Kocaman esnediğimde nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Tam da karşımdaki duvar yine boydan boya camdı, bunu fark edebilmiştim zira tek cam açık olduğundan içeri doğruca ışık vuruyordu. Öbür camlardan şaşırtıcı bir şekilde ışık gelmiyordu. Fakat bunu düşünemeyecek hâlde olduğumdan es geçtim.

Geniş, ferah bir odada olduğumuz az çok seçebiliyordum. Tavanla taban arası uzak bir mesafede gibiydi. Neredeyse iki kişilik genişliğinde olan bir koltukta uzandığımı fark edince birkaç kez daha gözlerimi kırpıştırdım.

Zihnime tam da o an gelen görüntüler, bir şimşeğin esamesi gibiydi. Gözlerimin kocaman açılmaması için kendimi zor tuttum. Bayılmış mıydım? Hayır, son ânı hatırlıyordum. Sadece fazla uykum olduğundan ve Celâl'in göğsü fazla sıcak olduğundan orada uyuya kalmıştım fakat bu, beni bayıltacak derecede yormadığı anlamına gelmiyordu.

Sertçe yutkundum. Nelerle kuşandığımın farkında dahi değildim. En son yaşadıklarımız, bir yağmur bulutundan en seçkin tutkum olarak yağıyordu sanki tenime. Hislerim kırbaçlanıp tekrardan bedenime oturduğunda olduğum odada gezdirmeye başladım gözlerimi. Önce geniş ve uzun, kahverengi renkli, deri görünümlü ve üzerinde olduğum koltuğa baktım. Koltuk fazla rahat olduğundan kendimi gayet rahat hissediyordum. Bakışlarım hemen karşıdaki pencereleri buldu zira bu tarafta başka hiçbir şey yoktu. Camdan dışarıya baktığımızda da karşımızdaki fazla yüksek binanın, üst katlarını görebildiğimi fark ettiğimde yüksek bir yerlerde olduğumu idrak edebilmiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DO, ZİHİN OYUNU | MÂHÎ BİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin