2.6

41 4 23
                                    

Medya: Alçin.

Söylediği şeyler gerçekten çok ağırdı. Dilsiz diye bir insandan kaçınma düşüncesi bile midemi bulandırmaya yetiyordu. Kim bilir ne tür düşüncelere daha sahipti ve ben böyle bir insanın 3 yıl boyunca kusursuz olduğunu düşünerek gözümü boyamıştım. Kendimden utanırken engellediğim için bir anlık bir rahatlama gelmişti bana. Fakat bunun nereye kadar gideceğini bilmiyordum.

Ne yapmış olursa olsun, ne düşünüyor olursa olsun ben onu bir şekilde kabul edecektim şüphesiz. Öylesine bir sevgi beslemiyordum ona karşı. Bir şeyleri boş vermeyi öğrenmek için neler vermezdim şimdi.

Hazırlanıp okula gitmek için her zaman olduğu gibi yavaşça çıktım evden. Yolda yürürken aklımda onun düşüncelerini taşıyordum. Nasıl bu kadar basit bir şekilde anlatabiliyordu bu olayı? Hiç mi gerçek sevgi görmemişti?

Ondan bu düşüncelerinin hesabını sormak istiyordum. Aklıma binbir türlü düşünce gelirken içlerinden bir tanesi ilgimi çekmişti. Ona tükürüğünü yalatacaktım.

Okula vardığımda bugün ortak dersimizin olduğunu bilmek beni gülümsetiyordu. Fakat bu kez onunla aynı ortamda bulunmanın mutluluğundan değildi bu. Aklımdaki düşüncenin hayata geçmeye başlayacağını düşündüğümdendi.

Hızlıca her zamanki yerime oturup Oskay'ın gelmesini bekledim. Bu işlemi yaparken gözlerim telefonumdaydı. Onu izlediğimi düşünmesini istemiyordum ki bu çok utanç verici olurdu. Geldiğini ön sıradaki kıpırtıdan anlayacaktım. Ve bir de her yere yayılan parfümünden. Yıllardır aynı parfümü kullanıyordu.

Yaklaşık bir 10 dakika bekledikten sonra başımı kaldırıp sınıfın kapısına doğru yönlendirdim bakışlarımı. Gelen yoktu. Ardından sınıfta gezdirmeye başladım bakışlarımı. O sırada ön sıralarda bana dönük oturduğunu görmem ve göz göze gelmemiz aynı anda gerçekleşti.

Hiçbir şey olmamış gibi bakışlarımı çekip telefonuma döndüm. Bu kez umursamayan taraf ben olacaktım. Bu konuda kararlıydım. Yanıma gelip otursa bile görmezden gelecektim onu fakat bunu yaparken fazla göze batmayacaktım çünkü bir anda neden böyle soğuk yaptığımı düşünüp benden şüphelenebilirdi.

Sarışın bombanın gelmesiyle yerine oturduğunu önümdeki kıpırdanmadan rahatlıkla anlayabilmiştim. Fakat bir terslik vardı. Başımı kaldırıp baktığımda onun önümde olmadığını gördüm. Önümde değilse neredeydi şimdi?

Etrafıma kısaca göz attığımda ön taraflarda olmadığını gördüm. Bu durumda tek seçenek vardı ve o da arkamda bir yerlerde oturuyor oluşuydu. Parfümünün kokusunu alabiliyordum ve bu da yakınımda bir yerlerde oturduğu anlamına geliyordu. Gözlerimi sıkıca yumup önüme döndüm.

Tam arkamda oturduğu düşüncesi beni fazlaca gerdiği için bunun olmaması için dua ediyordum.

Kendimi sakinleştirmek için derse odaklanmaya çalıştığım bir sırada ensemde hissettiğim ürpertiyle donakaldım. Başını başımın hizasına getirdiği an yan tarafıma bakmamak için kendimi sıktım. O çok... Yakındı. Kalbim bu yakınlığı karşısında tepki göstererek hızlandığı sırada kulağıma birkaç şey fısıldamasıyla iyice kaskatı kesildim.

"Neden bu kadar gerginsin Alçin? Bana attığın engel seni rahatsız mı etti?"

Oʮsɑ Heɾƙes Ölɗʋ̈ɾʋ̈ɾ Seνɗiƍ̆iƞi | TextiƞƍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin