2.2

37 4 11
                                    

"Şarkı söyleybildiğini bilmiyordum."

Oskay Özer, bana o şekilde bakarken söylediklerine odaklanamıyordum. Her ne kadar görünmesem de telefonun ışığının yüzümü bir parça aydınlatma ihtimaliyle kendimi saklamaya çalışıyordum.

"Ee?" dediğinde kendime gelmek için gözlerimi kırpıştırdım. Fısıltıyla karışık bir şekilde konuşmaya karar verdim. "Teşekkür ederim." diye karşılık verdim ona.

"Ben teşekkür ederim." dediğinde kelimenin tam anlamıyla nutkum tutulmuştu. Bana teşekkür etmesindeki gerekçeyi çıkaramıyordum. Ona neden diye sormamı beklemeden tekrar oynattı şekilli dudaklarını. "Şarkı için say."

Gülümsemem yüzüme yayılırken onunla alay etmek için bu kez kendimden emin bir şekilde söze girdim. "Bana dava açmayacak mısın?"

Muzip gülüşü yüzüne yayılırken karşısında durabilmek için kendimi sıktım. Çığlık atmam an meselesiydi. "Sana o kadar dava açtım ki hiçbirini kazanamadığın için her şeyini sömürmüş bulunmaktayım." Söyledikleri beni gülümsetirken  onun da gülüşü büyümüştü.

Sanırım hayatımın en güzel, en özel anlarını yaşıyordum şu an. Oskay'la hiç bu şekilde yakınlaşacağımızı düşünmemiştim çünkü ben onun için korkak biri olmamamın yanısıra bir anonimdim. Başından anında def edebilirdi beni ama yapmamıştı. Bu yüzden ona minnettardım.

"O zaman, iyi geceler artı?" demesiyle yüzümde donuklaşmaya yüz tutmuş gülümsemem yeniden canlandı.

"İyi geceler Oskay." dedim fakat sonrasında ona söylemek istediğim iki kelime vardı. "Seni seviyorum."

Oʮsɑ Heɾƙes Ölɗʋ̈ɾʋ̈ɾ Seνɗiƍ̆iƞi | TextiƞƍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin