3.5

17 3 11
                                    

Medya: Oskay ve Kardelen.

Oskay'ın söylediği şeyle ikimiz de şaşkın bir ifadeyle ona bakmıştık. Kardelen'in şaşkınlığına gülümsemeleri eşlik ederken bunu dile getirmekten de çekinmemişti. "Bizde takılma fikri gerçekten çok iyi bir fikir Oskaycığım. Alçin için de sorun yok herhalde?"

Dikiz aynasından bana yönelttiği bakışlarıyla ona cevap verme gereği bile duymadım çünkü sözde konuşamıyor oluşumu kullanarak istediği her şeyi elde edebileceğini düşünüyordu büyük ihtimalle. Fakat benim ona olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermememin sebebi tamamen Oskay'dı. Çünkü o Kardelen'e gayet hoş bir cevap vermişti. "Sizde takılmaya gitmiyoruz Kardelencim. Seni eve bırakmaya gidiyoruz. Alçin ve ben baş başa kalacağız."

Kardelen'in anında yüzü ekşirken hoşnutsuzluğunu ifade etmeye başlamıştı. "Ne kadar ayıp Oskaycığım. Ben üçümüz takılırız diye düşünmüştüm. Hem Alçin'le kaynaşmamız açısından çok güzel bir fırsattı bu öyle değil mi Alçinciğim?"

Yine dikiz aynasından bakmıştı bana. Ben de ona bakarak istediği her şeyi elde edemeyeceğini ona göstermek adına omuz silkmekle yetindim. Onun yüz ifadesi değişirken bunu umursamayıp camdan yola bakmak istedim. En sevdiğim şeylerden biri olan yol izleme eylemim sırasında mümkün olduğunca rahatsız edilmek istemezdim. Oskay da dikiz aynasından bizi izliyor olacak ki küçük bir kahkaha attı. Onun o kahkahası bütün dikkatimi dağıtırken yoldan gözlerimi ayırmamak için de gayret ediyordum. Ardından mükemmel, alay dolu sesi eşlik etti kahkahasına. "Sanırım Alçin de seninle takılmak istemiyor Kardelencim. Yani, sen eve gidiyorsun. Biz de kendi yolumuza bakıyoruz."

Kardelen koltukla iyice bütünleşirken kollarını önünde birleştirip kötü bakışlarından göndermişti bize. Şu an dilsiz rolü yapmak o kadar keyifliydi ki ağzımı açıp bir şey demek bile istemiyordum ona. O kadar itici geliyordu bana.

Bir süre sonra deniz manzaralı güzel yalılardan birinin önünde durduğumuzda geldiğimizi anlamıştım. Fakat pek ilgilenmemiştim bu durumla. Kardelen'in bir an önce bu ortamı terk etmesine odaklıydım tamamen. Zenginliğini yüzüme vurmak istercesine bana aşağılayıcı bir bakış atıp konuşmaya başladı. "Yalı turu da mı yapmak istemezsin Alçinciğim? Daha önce gördüğünden şüpheliyim."

Boş bakışlarımla ona bakmaya başladığımda bir tepki vermemem onu rahatsız etmiş olacak ki boğazını temizleyerek Oskay'a çevirdi bakışlarını. Oskay ise ona kızgın bir şekilde bakmaktan çekinmiyordu. "Saçmalaman bittiyse inebilirsin Kardelencim. Bir daha da sevgilim hakkında saçma sapan konuşma. Arkadaşımsın diye her istediğini yapamazsın."

Beni savunması her ne kadar hoşuma gitse de Kardelen tarafından bu şekilde aşağılanmak gram umurumda değildi. Ciddi anlamda kendimle bir seviyede görmüyordum onu.

"Beni iki günlük kız arkadaşına tercih mi ediyorsun yani Oskay?" diyerek sitemini belli etmişti Kardelen.

Oskay başını olumlu anlamda sallayıp ona sert sert bakmaya devam ederken Kardelen daha fazla arabada durmayacağını anlayarak arabadan hızla inip kapıyı sertçe çarpmıştı. Ardından o çok değerli bulduğu yalısının kapısından içeriye girip gözden kaybolmuştu.

Oskay dikiz aynasından bana bakıp gözlerimizin buluşmasını sağlarken bana gülümseyerek "Öne gelsene." demişti. Başımı olumlu anlamda sallayıp kapı açma gereği duymadan ön koltuğa doğru bacağımı uzatıp kalçamı havalandırdıktan sonra tam diğer bacağımı atacakken Oskay'ın belimden beni kavrayıp kucağına çekmesiyle şaşkınlığımı belli eden bir ifade yerleştirdim yüzüme. O ise bana çapkın gibi sırıtmakla meşguldü.

Oʮsɑ Heɾƙes Ölɗʋ̈ɾʋ̈ɾ Seνɗiƍ̆iƞi | TextiƞƍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin