FİNAL

39 4 53
                                    

Bakışlarımız bir süre birbirimize odaklanırken görmezden gelmem gerektiğini biliyordum. Boğazımı temizleyip herkesle Nazan Hanım'ın yaptığı gibi el sıkışmaya başladık. Nazan Hanım ve diğer bey amcalar konuşurken ben de onlara odaklanmaya çalışıyordum ama bu gerçekten zordu. Oskay elini sıkmam için uzattığında parmak uçlarımla hafifçe sıkıp bırakmak için hızlıca elimi kurtarmak istedim ondan.

Yerlerimize otururken onun karşısına oturmamak için diğer koltuğa geçtim hızlıca. Nazan Hanım hareketlerimdeki gerginliği fark etmişti eminim ki. Oskay'dan ona bahsetmiştim. Onun yaptıklarını, her şeyi. Ona dair içimdeki sevgi tohumları tamamen kurumuştu. Yerine ona kin besleyen tohumlar ekilmiş ve yıllar onları besleyip filizlendirmiş ardından da güzel birer fidan haline gelmişlerdi.

Nazan Hanım'a ondan bahsettiğimde onun ağzına bir yumruk atmak istediğini söylemişti sadece bana. Ardından da bu duruma gülmüş ve konuyu kapatmıştık.

Göz teması kurmayı özellikle istemiyor değildim fakat onun o iğrenç bakışlarıyla tekrar karşılaşmak istemiyordum.

Yemek sessizce ilerlerken benim dalgınlığım devam ediyordu. Nazan Hanım ve diğer bey amcalar konu üzerinde oldukça yoğunlaşıp konuşurken Oskay ve ben oldukça sessiz kalmıştık. Benim hakkımda gelen soruların çoğuna ya Nazan Hanım cevap veriyordu ya da ben kısaca geçiştiriyordum.

En sonunda ortama dayanamayıp izin istedim lavaboya gitmek için. Masadan kalkıp hızlı adımlarla lavaboya yöneldim.

Lavaboya girdiğimde kimse yoktu. Bu beni oldukça rahatlatırken ellerimi yıkayıp boynumu hafifçe ıslattım. Aynaya bakıp kendi kendime konuşmaya başladım. "Kendine gel, bu bir iş yemeği. Sen sadece işini yap. Aldırma. Gözlerinin içine bakabilirsin. Bunu yapabilirsin." dedikten sonra gözlerimi kapatıp derin nefesler almaya başladım.

Kendimi iyi hissettiğimden emin olduğumda lavabodan dışarıya çıktım. Karşıdan gelen bir Oskay Özer olmasa olmazdı sanırım. Gözlerinin içine bakabileceğimi kendime kanıtlamak için dik dik bakmaya başladım ona. O da aynı şekilde bana bakarken uzun lavabo koridorunda yan yana geçmek üzereydik.

Yanımdan geçerken söylediği şeyle durmak zorunda kaldım. "Görüşmeyeli nasılsın, sevgilim?"

Sevgilim diyen ağzını kırmak için nelerimi vermezdim şimdi. Sırf Nazan Hanım'ın boynunu bükmemek için onu görmezden gelmek için yanından gidecekken kolumdan tuttu beni.

Önce ellerimize sonra da ona bakmıştım. "Başkasıyla karıştırınız herhalde." diyerek kolumu kurtarmak istedim. Fakat buna izin vermeyip beni çekiştirerek kadınlar tuvaletine doğru sürüklemeye başladığında ne yapmaya çalıştığını merak ediyordum. Yaptığı her bir hareket sinirlenmeme neden oluyordu.

"Haddinizi aşmadan beni bırakmanızı rica ediyorum. Yoksa sizin açınızdan pek güzel şeyler olmayacak."

"Öyle mi dersin?" Beni umursamayıp tuvalate çekiştirmeye devam ettiği sırada bağırmak için ağzımı açacağım esnada eliyle ağzımı kapatıp yüzlerimizi aynı hizaya getirmişti.

"Sevgilim, hiç yakışmıyor sana ama. Usulca benimle gel."  Saçmalaması beni çileden çıkartırken boşta kalan elimin tırnaklarıyla ağzımı kapatan eline tırnaklarımı batırdım. Bundan etkilenmediğini belli eden bakışlarla baktı bana.

Beni en sonunda kadınlar tuvaletine sokup arkamızdan kapıyı kilitlediğinde duvarla beni arasına alıp alnını alnıma dayadı. "Şimdi ağzını açacağım, sen de o güzel sesini çıkartmayacaksın. Tamam mı?"

Oʮsɑ Heɾƙes Ölɗʋ̈ɾʋ̈ɾ Seνɗiƍ̆iƞi | TextiƞƍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin