1.5

50 4 22
                                    

Medya: Oskay.

Kendimi bir çıkmazın içinde gibi hissetmemem içten bile değildi. Sadece bunun da diğer rüyalarıma eşlik etmesini diledim.

"Selam." demişti. Hâlâ şokun etkisini atlatamamışken cevapsız kalmasın diye başımı bir kez aşağıya doğru eğerek karşılık vermiştim ona.

Oturacağın en uç kısmına kayarken başımı kaldırıp ona bakma cesaretini gösterdim. Gözlerini kısmış, bir şeyleri anlamak istercesine bakıyordu bana.

Yakayı ele mi verdim? Buldu beni kesin gibi düşüncelerin esiri olmuştum artık.

"Konuşamıyor musun?" sorusu üzerine bunun harika bir bahane olacağını düşünmeden edemedim. Ona dilsiz olduğumu söylesem kim itiraz edebilirdi ki? Arkadaşım yoktu. Yani beni sorabileceği kimse yoktu.

Başımı olumlu anlamda sallayarak tepkisini incelemeye koyuldum. Bakışları anında yumuşarken bir şey söylemeden önüne döndü.

Onu kandırdığım için suçluluk duygusu beni ele geçirse bile eğer bir gün karşısına çıkacak olursam eminim sebebimi anlayacaktır diye kendimi rahatlatıyordum.

Başını çevirmeden tekrar bir soru yöneltti bana. "İsmin ne?"

Açık olan kitabımın bir köşesine Alçin yazdım. Okuması için hafifçe dirseğimle kolunu dürttüm. Başını çevirip ismimi okuduktan sonra sesli bir şekilde telaffuz etti. "Alçin... Anlamı ne bunun?"

Dudaklarından bir gün ismimin döküleceği aklımın en ücra köşelerine bile uğramamıştı. Bana dayanılmaz şekilde bakarken onu bekletmemem gerektiğini gayet iyi biliyordum çünkü beklemekten nefret ediyordu.

"Kızıl renkli küçük bir kuş."  yazmıştım kitabımın boş kısmına.

Okuduktan sonra ufak bir tebessüm çizgisi oluştu dudaklarında, ardından bana döndü. "İsmin sana benziyor anlaşılan." söylediği cümleyle bir an kendimden geçecek gibi hissettim fakat sonra hemen toparlandım.

Saçlarımın renginden dolayı bu şekilde söylediğini anlamam uzun sürmemişti.

"Ben de Oskay, Alçin. Sen sormadan ismimin anlamını söyleyeyim. Mutluluk demek."  elini uzatarak kurduğu cümlelerden sonra gözlerim erkeksi, bakımlı ellerine odaklıydı.

Havada bırakmamak adına hafifçe tutup geri çektim. O saniye bütün vücudumun alev almışçasına yandığını hissettim. Sadece bir an önce kurtulmak istiyordum şu durumdan.

Son olarak bana söylediği son söz yüreğime dokunmuştu. Dersin kalan dakikalarını da sessizlik içinde dinleyerek geçirmiştik. Her ne kadar kalbim varlığıyla sessiz kalamasa da atışlarını duymaması için elimden geleni yaptım.

"Geçen biraz sert çıkmıştım, üzgünüm." bir insanın dudaklarına bu denli yakışmamıştı şu kısacık özür sözcüğü diye düşünmeden edememiştim.

Oʮsɑ Heɾƙes Ölɗʋ̈ɾʋ̈ɾ Seνɗiƍ̆iƞi | TextiƞƍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin