TAMAMLANDI✔✔
《𝓙𝓮𝓷𝓶𝓲𝓷》
Göklere çıkıp uçalım,
Yıldızlarla kayıp dilek tutalım.
Sonra da Tutulan dileklerin arkasındaki umudu alıp,
Gerçekleşecekmiş gibi insanlara anlatalım.
Ama önce kaybolalım,
Birbirimizde uzunca kaybolalım....
❄🔥
Jenmin, Ros...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NOT KISMINI OKUMAYI UNUTMAYIN VE BENİ TAKİP ETMEYİ ÖPTÜM
Yıldızı doldurup başlasak bölüme=)
Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum =)
Keyifli Okumalar ♡
Karşımda ki sahneye gülerek bakmayı sürdürürken önümde ki jelibonlardan birini ağzıma atıp çiğnemeye başladım.
Dün akşam Jisoo unninin bahsettiği üzere kızlar gelmiş ve daha kapıdan içeri geçerken Jisoo unni Jimin ile artık sevgili olduğumuzu söylemişti. Uzun bir süre 404 error vermeleri bittiğinde hızla ellerinde ki abur cuburları kaselere doldurmamıza izin vermeden salona geçmiştik. Daha doğrusu salona çekiştirilmiştim(!).
Konuştuğumuz şeylere çokta ayrıntı vermeden anlatırken sırlarımızla birbirimizi kabullendiğimizden bahsetmiştim. Lisa, Rose ve Youra benim sırlarımın da olduğunu duyunca kaşlarını anlamazca çatsalarda Jimin'in sırları olduğunu söylediğimde yüzleri az da olsa ifadesizleşmişti.
Onların bu sırları bilmelerini fark ettiğimden dolayı fazla uzatmamıştım o kısmı. Ve onlar da aynı şekilde fazla sorgulamamıştı. Sevdiğim adam bana anlatacağı sözünü vermişti zaten. Onların bilipte benim bilmememi sorun etmiyordum artık.
Ve şimdi de Jisoo unniye bile anlatmadığım şeyi pat diye ilişkimiz hakkında tartışma başlattıkları sırada söylediğim için ruhları bedenlerini terk etmiş olmalıydı.
Jimin'in beni öptüğünü duydukları salise Lisa ağzına heyecanla götürdüğü cipsleri etrafa saçmış, Jisoo unni elinde ki bardağı-neyse ki plastikti- yere düşürmüş ve Rose-Yoora ikilisi çığlık atarak koltukta tepinmeye başlamışlardı.
Kulağımın annesi sevilmiş durumda mıydı? Kesinlikle!
Ama ben de şu an Rose-Youra ikilisine katılıp deli gibi tepinmek isteyen yanımı zor tutuyordum. Yani onların bu heyecanı yaşamalarını kıkırdarken izlemekte sıkıntı görmedim.
"Jimin'e inanamıyorum! Seni öptü yani öyle mi?"
Lisa nihayet boğulma tehlikesini atlatmış ve hızla yanıma oturup heyecanla konuşmaya başlamıştı. Utangaç biçimde kafamı salladığımda kısık bir sevinç çığlığı attı ve, "Biliyordum!" dedi bağırarak. "Sizin kaderinizin bir şekilde bir olacağını biliyordum!"
Açıkçası ben o reddedilmeden sonra bunu beklemiyordum ama Lisa'nın bizim için umudunu hiç kaybetmemiş olması ona karşı sevgimi arttırmıştı. Çünkü ben ona vazgeçtiğimi belli etsem de o gözlerinde ki isteği hiç bir zaman üstümden çekmemişti. Kiliseye gidip dua etmiş olması bile muhtemeldi!
Kısa süre içinde hepsi sakinleştiğinde -Jisoo unni üstüme atlayacaktı neredeyse bu bilgiyi ona gece yarısı söylemediğim için- ben yeniden bir jelibon ağzıma atmıştım ki Lisa her zamanki Lisa'lığını gösterip, "Dilinizle mi öpüştünüz yoksa dilsiz mi?" diyerek bu sefer beni ölüm tehlikesine yollamıştı. Genzime kaçan jelibonu yüksek sesli öksürüklerimle oradan kurtardığımda kıpkırmızı suratımı Lisa'nın 32 diş sırıtan yüzüne çevirdim.
