TAMAMLANDI✔✔
《𝓙𝓮𝓷𝓶𝓲𝓷》
Göklere çıkıp uçalım,
Yıldızlarla kayıp dilek tutalım.
Sonra da Tutulan dileklerin arkasındaki umudu alıp,
Gerçekleşecekmiş gibi insanlara anlatalım.
Ama önce kaybolalım,
Birbirimizde uzunca kaybolalım....
❄🔥
Jenmin, Ros...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Satır arası yorum yaparsanız çok mutlu olurum =)
Yıldızı doldurup başlasak bölüme=)
Keyifli Okumalar ♡
"Üff Jennie ben de önemli diyince bir şey sandım. Ne olmuş telefonu mutfaktaysa? Teknoloji çağındayız farkındasın değil mi? Babasını tabletinden veya bilgisayarından hatta akıllı saatinden bile aramış olabilir. Telepati yoluyla konuşacak hali yok."
Jisoo unni sabah hazırlanırken anlattıklarımı dinler dinlemez tek solukta konuştuğunda omuzlarımı düşürdüm. Bunu ben de düşünmüştüm sabaha kadar ama hala oturmamış şeyler vardı.
"Unni babasının sesi gelmedi ki hiç? Ve babası hayattaysa neden dayısına kalıyor?Ayrıca Jimin beni görünce tedirgin oldu." Jisoo unni bana gözlerini kısarak baktı ve kazağının üstüne bir yelek geçirdi. Şu anda kar yağıyordu dışarıda ve hava dediklerine göre oldukça soğuktu.
"Çocuk özelini duydu diye bozulmuş olmasın hı? Gerçekten psikopat gibi davranmayı bırakmalısın Jennie. O uzaylı değil. Senin benim gibi insan. Babası da uzakta yaşıyordur muhtemelen. "
Gözlerimi devirip kapıya kısa bir bakış atarak elimde ki eldiveni çıkarıp bir kar topu oluşturdum ve Jisoo unniye attım.
"Hey!" diyerek cırladığında arkama yaslanıp, "Sence bu güç insani mi yani? Kalbimde ki ne idüğü belirsiz taştan geliyor ve taşın bu dünyadan olduğunu hiç sanmıyorum." demiştim ve haklıydım da!
Jisoo unni homurdanarak karı üstünden silkeledi. "Yani Jimin'e uzaylı mı diyorsun?"
Kafamı hızla olumsuzca salladım. "Hayır çünkü uzaylı olmayacak kadar insani özellikleri var ama sakladığı bir şeyler olmalı."
Güldü ve olumsuzca başını salladı. "Dedi gizemli kar gücüne sahip olan utangaç kız. Aloo? Kimin yok ki? Hepimiz bir şeyler saklarız. Bence daha fazla kurcalama yoksa Jimin senden rahatsız olabilir."
Açıkça konuştuğunda yüzümü astım. "Sağ ol, baya güzel moral veriyorsun kardeşine."
"Ne demek canım? Yeter ki iste."
Giyinme işlemi bittiğinde aşağı inmiştik ve herkesin hazır bir halde kayak merkezine gitmek için beklediğini gördüm.
Yoongi hala gelmemişti. Ve bizi arayıp kayak merkezine direkt sevgilisi Youra ile geçeceğini de söylemeyi unutmamıştı.
Ayrıca kahvaltımızı bir saat önce yapmış olsak bile Jin hepimize sandviç hazırlayıp çantalarımıza kolalarla birlikte koymuştu ve 'neden restaurantta yemek yemiyoruz?' diye soran Taehyung'un kafasını spatula geçirip 'Benim yapmadığım yemeği mi yiyeceksin nankör?!' diyerek yükselmişti.
Gerçekten Jisoo unnim ile çok benziyorlardı. İkisi de ebeveyn olmak için biçilmiş kaftandı ve bizim gibi yemekten pek anlamayan ve onlardan yaşça küçük insanlar olmamız aşırı işlerine geliyordu.
