Akşam
Azat'la imam nikahımız kıyılmıştı. Ve yarında resmi nikahımız vardı.
Hayatımın tamamen biteceği o gün evet yarındı.
Eğer o imzayı atmazsam ölüm emri kararı yerine getirilecekti.Derin nefes alıp verdim. İmam nikahından sonra kimseye bakmadan Azat'ın odasına çıktım.
Herkesin bakışları yine nefret doluydu elbet.
Hele Handan hanımın...
Oğlunu istediği bir kadınla evlendirmeyecek oluşu ve onun daha kötüsü düşmanının kızıyla yani benimle evlendiriliyor oluşu sinirlerini bozuyordu.Ben Azat'ın odasına tam gireceğim anda bir kol tuttu beni. Sertçe önüne çevirdi ve beni kapıya yasladı. Bu Handan hanımın ta kendisiydi.
"Kaç anca sen kaç! Ama bu bir yere kadar! Kimsenin nefretinden kaçamazsın artık!"
"Kaçmıyorum ben! Kaçsaydım bu konaktan kaçarak yapardım zaten!"
"Kimsenin yüzüne o yüzden bakamıyorsun değil mi ?! Çünkü kendi pisliğinin farkındasın! Bütün bu olanların nedenisin! Rezilsin!"
"Rezilsem kapı orada kovun beni o vakit!"
"Keşke işin ucunda oğlumun hayatı olmasaydı ilk işim seni buradan göndermek olurdu zaten!"
"..."
"Şimdi git bu odaya ve kimsenin gözüne görünme!"
"Zaten bende sizin suratlarınızı görmeye pek meraklı değilim! Bu benim için daha iyi!"
Handan hanım tam gidiyordu ki son söylediklerimle durdu. Arkasına döndü ters ters baktı bana. Tehdit dolu bakışlar oldu şimdi o bakışları.
"Eğer oğlumu üzecek sinir edecek tek bir yanlış harekette bulun seni bu konakta süründürürüm!"
Tekrar öfkelendim. Ancak kavga uzamasın diye sustum. Handan hanımın gitmesini bekledim. Tehdit dolu o sözleri sarfettikten sonra gitti. Bende dolmuş gözlerimle , öfkeyle odaya girdim.
*
Yatacak yerim yoktu. Ve Azat'ın yanında yatmayada niyetim yoktu! Zaten niyetim olsa bu sefer o istemezdi!
Ki istemesin zaten! Çünkü nefret ediyorum ondan!Azat beni umursamadan yatağına girdi uyumak için. Bende duvar köşesine geçtim. Dizlerimi karnıma geçtim. Koltukta vardı orada yatabilirdim ama istemedim.
Azat'ın kokusunun olduğu hiç bir yerde yatmam çünkü !