VIII - IX - X - XI

189 10 2
                                        


VIII

Başkan kâğıtları inceleyip mübaşirle kâtibe birkaç soru sordu, sorularına olumlu yanıtlar aldıktan sonra sanıkların getirilmesini söyledi. Hemen o anda parmaklığın arkasındaki kapı ardına kadar açıldı ve içeri başlarında şapkaları, ellerinde kılıçlarıyla iki jandarma, peşlerinden de önce kızıl saçlı, çilli bir adam, sonra da iki kadın girdi. Adam üzerine çok bol ve uzun gelen bir mahkûm gömleği giymişti. Mahkeme salonuna girerken kollarını gergin bir şekilde aşağı sarkıtmış, gömleğinin çok uzun gelen kolları düşmesin diye iri parmaklarını iyice açıp pantolonunun yan dikişlerine yapıştırmıştı. Yargıçlara ve izleyicilere hiç göz atmadan çevresinden dolaştığı sıraya bakıyordu dikkatle. Sıranın kenarından özenle geçip, öbürlerine yer bırakarak oturdu ve gözlerini başkana dikip bir şey mırıldanır gibi yanaklarındaki kasları oynatmaya başladı. Onun ardından pek genç olmayan, aynı şekilde mahkûm gömleği giymiş bir kadın girdi. Kadının başında kadın tutuklulara özgü bir örtü vardı, yüzü gri beyaz renkteydi, kaşı kirpiği yok gibiydi, gözleri kızarmıştı. Son derece sakin görünüyordu. Yerine geçerken gömleği bir yere takıldı, acele etmeden, özenle takıldığı yerden kurtardı ve oturdu.

Üçüncü sanık Maslova'ydı.

İçeri girer girmez salondaki bütün erkeklerin gözleri üzerine çevrildi ve bu gözler, cilalı gibi pırıl pırıl parlayan kara gözlü beyaz yüzünden ve önlüğün altından ileri fırlamış iri göğüslerinden uzun zaman ayrılmadı. Yanından geçtiği jandarma bile yürürken de, yerine otururken de gözlerini ayırmadan ona bakıyordu. Ancak Maslova'nın yerine oturmasından sonra kabahatini anlamış gibi hızla başını çevirip silkindi ve gözlerini tam karşısındaki pencereye dikti.

Başkan sanıkların yerlerini almasını bekledi, Maslova da yerine oturunca kâtibe döndü.

Alışılmış süreç başladı: Jüri üyelerinin adları okundu, gelmeyenler hakkında konuşuldu, bunlara ceza kesilmesine karar verildi. Görevden azlini isteyenler hakkında karara varıldı ve gelmeyenlerin yerine yedek üyeler getirildi. Daha sonra başkan küçük kâğıtları katlayıp bir cam kavanozun içine koydu ve üniformasının sırmalı kollarını hafifçe sıvayıp çok kıllı ellerini ortaya çıkararak sihirbaz edasıyla kâğıtları tek tek çekip açarak okumaya başladı. Başkan daha sonra üniformasının kollarını indirdi ve papazdan jüri üyelerine yemin ettirmesini istedi.

Sarımsı beyaz şiş suratlı, göğsünde altın haçıyla ve haçın yanına iğnelenmiş başka küçük bir nişanla kahverengi cüppesi içindeki yaşlı papaz, cüppesinin altından şiş ayaklarını yavaş yavaş oynatarak İsa tasvirinin önündeki rahleye yaklaştı.

Jüri üyeleri ayağa kalktılar, bir araya toplanarak rahleye doğru yürüdüler.

Tombul eliyle göğsündeki haça dokunarak ve jüri üyelerinin hepsinin yaklaşmasını bekleyerek, "Buyurun," dedi papaz.

Kırk altı yıldır görev yapıyordu papaz ve geçenlerde katedral başpapazının yaptığı gibi, üç yıl sonra jübilesini kutlamaya hazırlanıyordu. Açıldığı günden beri bölge mahkemesinde çalışıyordu. On binlerce kişiye yemin ettirmekten, bu ileri yaşında kilisesi, vatanı ve bir ev dışında en az otuz bin rublelik tahvil bırakacağı ailesi için çalışmaya devam etmekten gurur duyuyordu. Yemin etmeyi açıkça yasaklayan İncil üzerine yemin ettirmekten ibaret olan mahkemedeki görevinin kötü bir iş olduğu hiç aklına gelmez, bundan hiçbir sıkıntı duymadığı gibi sık sık hatırlı beylerle tanışmasını sağlayan, alışkın olduğu bu işi severdi üstelik. Şimdi tek bir davayla, şapkasında iri çiçekler olan yaşlı kadının davasıyla on bin ruble kazanarak kendisinde büyük saygı uyandıran şu ünlü avukatla tanışmış olmaktan da memnundu.

DirilişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin