bölüm yirmi bir: zamanı geldi
ciel iyi okumalar diler..."jungkook! 7. masayla ilgilenir misin?"
jungkook kasadan ayrılıp namjoon hyungunun yönlendirdiği masaya yöneldi. çalışmaya bir süreliğine ara verse de kendini iyi hissettiğinden tekrardan çalışmaya başlamıştı.
"ne alırsı- hyung?"
jungkook şaşkınlıkla beraber gülümsedi. taehyung'un buraya geleceğini düşünmemişti.
"merhaba jeon."
taehyung'un burada oluşuna hala alışamamıştı. buraya geleceğini, birlikte olabileceklerini hayal bile etmemişti jungkook.
"hyung, seni burada beklemiyordum. ne zaman geldin? hiç görmedim seni."
taehyung gülümseyerek jungkook'un ona yaklaşmasını istedi. jungkook yavaşça ona yaklaştığında dudaklarının arasında kalan küçük mesafe onu öpme isteği uyandırsa da iş yerinde olduğu düşüncesi onu durduruyordu.
taehyung gözlerini jungkook'un gözlerinden çekip dudaklarına yönlendirdi. hemen ardından yüzünü kulağına yaklaştırdı.
"jeon... burada olmam güçlerimi kaybettiğim anlamına gelmiyor. İşini bitirene kadar burada olacağım. ardından gitmemiz gereken bir yer var."
kulağına bu cümleleri fısıldadıktan sonra kulağının hemen altına küçük bir öpücük kondurdu.
"iyi çalışmalar jeon. "
jungkook çalışmak istemiyordu. tam şu anda onu deli gibi öpmek istiyordu. birkaç gündür ortalıkta yoktu ve şimdi gelip onun tüm dengesini bozuyordu.
duruşunu dikleştirip gülümsedi.
"seninle istediğin her yere geleceğim fakat ondan önce yapmam gereken bir şey var."
taehyung tek kaşını kaldırıp gülümsedi.
"neymiş o?"
"buradan çıkar çıkmaz yapacağım bay kim, emin olabilirsiniz. şimdi izninizle."
onunla böyle konuşmak hoşuna gidiyordu. taehyung'un gülümsemesi de bunu kanıtlar nitelikteydi.
"izin senin jeon."
jungkook pastaların olduğu tarafa gidip çilekli bir pasta dilimi aldı. taehyung'un seveceğini düşünüyordu.
gülümseyerek onu izleyen taehyung'un yanına gitti.
"favorimdir, seveceğini düşünüyorum."
taehyung jungkook'un getirdiği pastaya baktıktan sonra bakışlarını tekrardan ona çevirdi.
"teşekkür ederim jeon. afiyetle yiyeceğim."
jungkook taehyung'u izlemeye dalmışken bir müşterinin seslenmesiyle tekrardan iş başına düştü.
___________________
akşam saatlerine doğru Jungkook yorulduğunu hissediyordu. birkaç gündür üzerinde hakimiyet kuran bu yorgunluk hissiyle nasıl başa çıkacağını bilemiyordu. etrafındakilere bahsetmese de tüm olanlardan sonra sık sık başına ağrılar giriyor ve yorgun hissediyordu. bunu taehyung'a söylemeyi aklının bir kenarına yazmıştı.
"jungkook, sen çıkabilirsin. yorgun gözüküyorsun ve seni bekleyen bir yakışıklı var."
jin hyungunun söylediği şeye gülümseyip küçük bir sarılma verdi. ona çok fazla müsamaha gösteriyorlar ve ilgileniyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear diary ✅
Mystery / Thrillerjeon jungkook efsanesi olan bir defteri aldığında, defterin ölü olan sahibinin ona cevap vereceğini bilmiyordu. "aldığın bu defter senin sonun ve başlangıcın olacak. taehyung'un ruhu seninle birleştiğinde yaşayacaksın." #taekook 24820 25322