12¦ öpücüklerini istiyorum

1.2K 151 63
                                    

bölüm on iki: öpücüklerini istiyorum
ciel iyi okumalar diler...

jungkook öğrendiği gerçekle sarsılsa da bundan hoşlanan tarafı ağır basıyordu. onu izlemesi, ona ilgi göstermesi hoşuna gidiyordu.

"hadi gel. günbatımını kaçırmayalım."

taehyung'un dediği sözle birlikte jungkook boşluğa elini uzattı. elini tutmak, onu hissetmek istiyordu. yanında olduğunu fiziksel olarak da hissetmek istiyordu.

birlikte üst kata çıktıklarında taehyung jungkook'u bir odaya yönlendirdi. çatı katı bir odaydı. camından gözüken deniz ve tam bu vakitte batmaya başlayan güneş karşılarındaydı.

taehyung kendisi de içeriye girdiğinde kapıyı kapattı ve elleri jungkook'un belini buldu. çenesini de jungkook'un omzuna yerleştirdiğinde yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"b-burası çok güzel taehyung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"b-burası çok güzel taehyung... yani gerçekten bu manzara.."

"benim manzaram çok daha güzel, emin ol."

jungkook boynunda hissettiği sıcak nefesle irkilirken taehyung'un cümlesinin sonunda omzuna kondurduğu öpücükle gülümsedi.

"tamamlanmış hissediyorum ve bu his anlatamayacağım kadar güzel. babamdan sonra ilk defa bu denli huzurluyum. teşekkür ederim."

jungkook'un kafasındaki karışıklık uçup gitmiş kendini anın huzuruna kaptırmıştı.

"uzanalım mı taehyung?"

jungkook yataktaki yastıkları dikleştirip bacaklarını uzatarak sırtını yatak başlığına yasladı. yarı uzanır haldeydi. taehyung da aynı şeyi yaptığında jungkook yanında hissettiği taehyung'un elini tuttu.

taehyung'un teker teker eklemlerini öptüğü ana gitti. dudağını, boynunu öpmüştü.

"senden bir şey isteyebilir miyim?"

"istediğin her neyse gerçekleştireceğimden şüphen olmasın."

"beni yine öper misin? elimi, boynumu, dudağımı.."

"bunu istediğinden emin misin?"

"güneş böylesine güzel batarken beni öpmemen için bir sebep göremiyorum. seni hissetmek istiyorum taehyung. öpücüklerini istiyorum."

taehyung duyduğu cümleler içerisinde ezilip giderken yüzünde bir gülümseme oluştu. jungkook'un bunu isteyeceğini biliyordu.

" sana istediğini vereceğim jeon. "

taehyung önce elinin arasında yer edinen yumuşacık eli dudaklarıyla buluşturdu. parmaklarındaki eklemlerden avucunun içinden, bileğinden öptü.

öptüğü her yerde kan akışı hızlanıyor jungkook'u anlam veremediği duygular içerisine sokuyordu ve jungkook bu durumdan hoşlanıyordu.

"kucağıma gel jeon, bana gel."

jungkook taehyung'un elini bırakmadan onun gibi uzattığı bacakların üzerine oturdu. tüm bunları görmeden yapmak oldukça zordu.

"seni görmek istiyorum. bir anlığına bile olsa seni görmek istiyorum."

"yaklaş."

jungkook taehyung'a biraz daha yaklaştı. artık nefes alış verişlerini yüzünde hissediyordu.

taehyung jungkook'un burnuna minik bir öpücük kondurduktan sonra jungkook'un ellerini omzuna yerleştirdi. jungkook elini bırakmak istemese de taehyung'un yönlendirmeleriyle bırakıp omzuna koydurduğu ellerini biraz daha yukarı çıkararak saçlarının dipleriyle oynamaya başladı.

taehyung jungkook'un dudak bitimine küçük öpücükler kondurmaya başladı.

"öpecek misin? yoksa ben mi öpmeliyim?"

jungkook'un konuşmasıyla dudakları birbirine çarptı.

"senin öpmeni isterim jeon."

jungkook taehyung'un ensesine yerleştirdiği bir elini taehyung'un dudaklarını bulmak adına elini yüzünde gezdirmeye başladı. çene hatlarından dudaklarına yol alan baş parmağını dudağında durdurduğunda gülümsedi. parmağını çekmeden dudaklarını yaklaştırırken parmağında hissettiği ıslaklıkla durdu.

taehyung diliyle parmağını yoklamıştı. jungkook beklemediği bu hareketle biraz şok geçirse de farkettirmemeye çalışarak parmağını çekip dudaklarını onu bekleyen dudakların üzerine kapattı.

taehyung dudaklarının üzerinde öylece duran dudaklarla kontrolü eline alıp dudaklarını hareketlendirmeye başladı.

jungkook ölecek gibi hissediyordu. normal bir öpüşme değildi. gerçekten normal bir öpüşme değildi bu. iki ruhun öpüşmesiydi.

jungkook zorlanmamak adına dudaklarını ayırdığında yorgun olduğunu hissediyordu.

"neden bu kadar yoruldum ki..?"

taehyung cevap vermeden kucağındaki soluklanan bedeni izlemeye devam etti.

ardından dudaklarına minik bir öpücük daha kondurarak jungkook'un iki yana açılan bacaklarına hafifçe vurdu.

"hadi kalk bakalım. bir şeyler yemelisin."

"aç değilim ben."

"bana yalan söylediğini hissedebiliyorum. bu yüzden kalksan iyi edersin jeon."

jungkook taehyung'un kucağından kalkarak odadan çıktı. taehyung'un arkasından geldiğini hissediyordu. boynunda yer edinen kolyeyi yokladı. oradaydı fakat garip bir şeyler vardı. daha parlak gözüküyordu.

jungkook arkasını dönerek taehyung'a gösterdi.

"parlıyor."

"ruhumuz bir olmaya devam ettiğinde daha da parlayacak."

jungkook gülümseyip tekrardan bir soru sordu.

"burada kimse yok. dışarıda kalsa olur mu?"

"tabii ki."

diyip jungkook'a yanaştı. tişörtünün içerisine sarkan kolyeyi dışarıya çıkardı.

"hadi mutfağa geçelim."

birlikte mutfağa indiklerinde jungkook bir şeyler hazırlamak adına buzdolabı açtı. dolap ağzına kadar doluydu. taehyung gerçekten de her şeyi ayarlamıştı.

en kısa yoldan sandviç yapmaya karar verdiğinde malzemeleri çıkartıp tezgaha koydu. malzemeleri doğramaya başladığında arkasında hissettiği sıcaklıkla taehyung'un yaklaştığını anladı. elleri jungkook'un belini bulmuştu hemen.

"taehyung bir şeyler doğruyorum."

"görüyorum."

"biraz uzaklaşsan mı acaba?"

"ben gayet rahatım. işine devam edebilirsin."

jungkook başını olumsuz anlamda sallayıp malzemelerini doğramaya devam etti.

taehyung jungkook'un boynuna yaklaşıp dudaklarını bastırdı. jungkook elindeki malzemeyi kesme tahtasına bırakıp tezgaha tutundu. böyle anlarda gerçekten enerjisi çekiliyormuş gibi hissediyordu.

"boynundan öpmemiştim jeon."

ilk defa bu tarz bir yakınlaşma yazdım...

— by ciel.
twitter: KIMJ30N

dear diary ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin