bölüm on üç: onu kaybediyorum
ciel iyi okumalar diler...gecenin karanlığında kaybolan gökyüzünü aydınlatan yıldızlar ve ay tam karşılarındaydı. taehyung'un göğsüne uzanmış nefes alışverişleri eşliğinde yıldızları izlerken jungkook bulunduğu durumdan oldukça hoşnuttu.
arka planda çalan rahatlatıcı, ruhu besleyen melodiler rahatlıklarına katkıda bulunuyor huzura daha çok yaklaştırıyordu.
"bana babamı gösterdiğinde babam seninle birlikte olmamı söyledi. ruhlarımız birleştiğinde yaşamaya başlayacağımı dile getirdi. şu an bunun için adımlar atıyor muyuz emin değilim fakat tekrardan yaşadığımı hissediyorum."
"sen her şeyin en güzeline layıksın jeon. zarif olan her şey senin. sen her şeysin."
"neden birden bu kadar duygusallaştığımı bilmiyorum. mantıksız geliyor."
"aşk mantıkla ters orantılır jeon. aşkta, sevgide mantık arama. birden gelir bulur seni. kapılıverirsin."
"beni ne zamandan beri tanıyorsun?"
"bazı şeyler saklı kalmalı. önemli olan seni ne zamandan beri tanıdığım değil ne kadar tanıdığım ve ben jeon, seni senden daha iyi tanıyorum."
"benim hakkımda nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
"çünkü ruhlarımız birbirini tanıyor."
"duygularımın seni tanıyor gibi hissetmemin sebebi bu değil mi? her zerrem seni tanıyor."
"kolay anlıyorsun."
kısık sesler, mayışan bir beden. jungkook göz kapaklarını birleştirmemek adına adeta savaş veriyordu. ağır ağır açılıp kapanan göz kapakları ızdıraptan başka bir şey değildi o an için. uyumak istemiyor tüm gece taehyung'la sohbet etmek istiyordu.
"yarın enerjik olabilmen için dinlenmen gerekiyor jeon."
"seninle vakit geçirmek istiyorum."
bir bebek gibi mızmızlanarak söylediği cümle taehyung'u güldürdü.
"vaktimiz bol, ben her zaman burdayım."
jungkook göz kapaklarının daha fazla savaş vermemesi adına taehyung'un dediklerine kendini inandırarak balkondan içeri girdi.
taehyung çalan melodiyi açık bırakarak jungkook'un arkasından içeriye girdi.
jungkook yatağa geçip üzerine havanın serinleşmesi sebebiyle pikeyi örtüp gözlerinin kapattı.
taehyung onu izlemeyi tercih etmişti. bedeninin yataktaki duruşunu inceliyor saçlarının yastıkta dağılışına yüzünün tatlılığına bakıyordu. baktıkça içi gidiyordu. jungkook özeldi. en özeli, en güzeliydi.
"gelmeyecek misin yanıma?"
yüzünü yastığa yasladığından ötürü boğuk çıkan sesiyle taehyung'u yatağa davet etti.
taehyung onu buraya getirmeden önce çok huzursuz ve aklı karışıktı. taehyung'u istemediğini defalarca kez dile getirmişti. şimdi ise her an yanında olmasını istiyordu.
taehyung yataktaki yerini aldığında jungkook gökyüzünü izledikleri konumu almak için başını taehyung'un göğsüne koydu ve beline sarıldı. taehyung da ona sarılmış sırtını okşuyor arada saçlarına öpücük konuduruyordu.
bu hareketi son zamanlarda çoğaltmıştı ve jungkook bunun için şükrediyordu. taehyung'un dudakları onu mutlu ediyordu.
"iyi uykular jeon."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear diary ✅
Bí ẩn / Giật gânjeon jungkook efsanesi olan bir defteri aldığında, defterin ölü olan sahibinin ona cevap vereceğini bilmiyordu. "aldığın bu defter senin sonun ve başlangıcın olacak. taehyung'un ruhu seninle birleştiğinde yaşayacaksın." #taekook 24820 25322