bölüm on yedi: psikiyatrist
ciel iyi okumalar diler..."jeon jungkook evinde bulduğumuz bu defter ve kamera kayıtlarından incelediğimiz görüntüler sonucunda seni bir psikiyatriste götürme kararı aldık. sonrasını onlar belirleyecek."
jungkook'un odaklandığı tek nokta defteriydi. sıradan bir deftermiş gibi elinde ordan oraya sallıyordu.
" defterimi ver. hemen. "
" üzgünüm, buna el koymak zorundayım. "
jungkook güldü. o defter ona taehyung'u getirmişti. kendini bu konuda geri atacak değildi.
"o defteri bana verin. olay çıkmasını istemeyiz."
diyerek deftere atılmış ve oluşan şoktan yararlanarak defteri almıştı.
elinde sıkı sıkıya tuttuğu defterle polise bakıp dil çıkardı.
"sen gerçekten delisin."
jungkook'u yönlendirerek dışarıya çıkardı.
"burada bekle. emri aldığımızda gideceğiz."
___________________
camdan dışarıyı görebildiği kadar izledi. dışarıda gezen insanları, hayatlarını... herkes bir koşuşturma içerisindeydi.
"ailesine ulaşabildiniz mi?"
polisler jungkook yokmuş gibi onun hakkında konuşmaya devam ediyordu.
"babası vefat etmiş. annesi de 'beni jungkook için aramayın ' dedi. umrunda değilmiş."
jungkook gülümsedi. hiçbir zaman annesinin umrunda olmamıştı. hiç saçı onun tarafından okşanmamış yanağına kocaman bir öpücük kondurulmamıştı. o hiç annesinin sevgisini hissedememişti.
polis memurları kendi aralarında başka bir sohbete girdiklerinde jungkook taehyung'un ona dediklerini düşünmeye başladı.
taehyung için yapmalıydı. taehyung için o hastaneye gitmeliydi. onu orada bulacaktı.
arabada durduğunda polis jungkook'a doğru eğilerek konuşmaya başladı.
"şimdi bir psikiyatristle konuşacaksın. lütfen zorluk çıkartma."
jungkook başını salladı ve polislerin onu yönlendirmesine izin verdi. dün rahat rahat dolaşabiliyorken şu an başına gelenleri sindiremiyordu.
bakışlarını etrafta gezdiremeden yeniden bir binaya girmişlerdi. girdikleri bina bir hastaneydi. daha doğrusu psikiyatri polikliniği acil merkeziydi.
bir polis önden davranarak içeri girip psikiyatristin uygun olduğunu teyit ettikten sonra jungkook'a odaya girmesi adına işaret gönderdi. jungkook girdikten sonra ise dışarı çıktı.
"merhaba jungkook-shi. nasılsın?"
orta yaşlardaki adam otoriter olduğu her haliyle belli olan sesiyle ilk soruyu sormuştu.
"karışık."
"buraya ne sebeple geldiğinizi biliyorum fakat asıl olanları sizden dinlemek istiyorum. neler olduğunu bana anlatabilir misiniz?"
jungkook ona söylenen kendi kendine ve karşısında biri varmışçasına konuşma eylemlerini, başkasının sesini duyduğuna dair şüphelerini ve yine bir başkasının onun düşüncelerini okuyabildiğini söyledi.
ne de olsa o hastaneye gitmesi gerektiği söylenmişti.
"birkaç nörolojik testten geçmeniz gerekiyor. bunun için polis memurlarıyla konuşacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear diary ✅
Misterio / Suspensojeon jungkook efsanesi olan bir defteri aldığında, defterin ölü olan sahibinin ona cevap vereceğini bilmiyordu. "aldığın bu defter senin sonun ve başlangıcın olacak. taehyung'un ruhu seninle birleştiğinde yaşayacaksın." #taekook 24820 25322