"Havuz başı sizi bekliyor şimdi."

385 65 8
                                    


Sakin adımlarıyla sarayın en ücra köşesine yaklaştı prens. Görünürde kimseler yoktu, lâkin birilerini görmek için, belki de görü'de ona anlatılmak istenen şeyin gerçek olup olmadığını kendisine kanıtlamak adına biraz daha ilerlemesi gerekiyordu.

Arkadaşı, en yakını, kahya Jimin'in bu denli sarmâşık olabileceğini hayatı boyunca düşünse aklına gelmezdi. Gerçeklik payının olup olmadığını anlamak için bu gece gizlice o havuz etrafını ve rüyasında Jimin'in Teğmen Min'i gözetlediği duvarı net görebileceği bir kısım bulup, oranın birkaç metre ötesinde kalan büyük manolya ağacının ardına geçti.

Rütbelilerin sesi buraya fazla gelmiyordu, herkes bir yerlere dağıtmıştı ve uyku zamanına çok az kalmıştı. Bu yüzden olabilecek şeylerin zamanı gelmiş gibi, havuzun hemen ucuna Teğmen Min'in oturduğunu gördü Prens.

"Teğmen Min burada," Fısıldayışının kulaklarına varması bile zor olurken, kuzeyden gelen bir yel ile uzun kahkülü burnunun ucuna düştü. Burnunu kaşındırmıştı bu minik eylem. Elini burnuna götürüp saç tellerini zarifçe kulak arkasına sıkıştırırken arkadaşını gördü.

Demek doğruydu.

Bu da demekti ki, o gerçekten geleceği görebiliyordu?

Gözleri doldu Prensin. Kendisini çok kötü hissediyordu şimdi. Bunca yıldır hep onunla zaman geçirdiği arkadaşı, kalbindeki yükünü hasta arkadaşına pay edemediğini öğrendiği için, büyük bir üzüntü duyuyordu.

Hâlbuki Jimin'in her şeyi kendisine anlattığını sanırdı. Mesela Komutan Jeon'un bugün yemekte onu da masada görmeyi istediğini, ve yine banyodan çıktıktan sonra Komutan Jeon'un kendinin bariz çıplak hâlini gören yakın askerlerine 'unutun, görmediniz.' deyişlerini.

Normaldi bunlar. Çünkü Jimin'in Teğmen Min'e âşık olmasını rüyasında görmüştü. Doğruydu, üstelik gördüğü ilk görü'de Komutan ve kendini de bariz dudak dudağa görmüştü, hatta onun gül kurusu dudaklarının varlığını bile zaman zaman hissettiğini anımsayıp biliyordu ve bu, Komutan Jeon ile bir şeyler yaşayacaklarını kanıtlamıştı.

İçine ani, derince bir ok saplandığını hissetti esmer Prens, rüyasında gördüğü Jimin'in hissettiklerini hissediyordu şu an; boğazı kurumuş, vücudundaki kan ve kalp atışı hızlanmıştı. Şu an gördükleri ise bunun tuzu biberi oluyor gibiydi.

Teğmen Min, Jimin'in kendiyle olan birkaç dakikalık sakinlik savaşındayken havuz başından ayrılıp ağaçlar arasından sıvışarak Jimin'in ensesine kadar gitmişti. Çok tanıdıktı çünkü hepsinde bir yaşanmışlık vardı.

"Sen, daha ne kadar beni uzaktan izleyeceksin? Fark etmeyeceğimi sana düşündüren, beyninde benim yetersiz bir asker olduğumu zikretmen mi?"

Teğmen Min, Jimin'in ensesini kavrayıp vücudunu duvara yasladığında arkadaşından bir acı dolu ses gelmişti. Prens dayanamadığını hissedip ağacın ardından çıkarak onlara doğru ilerlerken adım seslerini fark eden Teğmen Min, Kahyayı hemencecik bırakıp Prens Taehyung'un önünde kafasını eğmişti.

"Prensim," Konuşmasına izin vermeden, sol yanağına hızlıca bir tokat geçirdi Teğmenin. Kendisi de şaşkındı bunu yaptığı için, lâkin vicdanı Jimin'in dolu gözleri sebebiyle sızlamıyordu.

"Ne cüretle benim en değerli varlığımı, arkadaşımı canından edersin?" Sesinin sinirlice çıkmasına özen gösterip gözlerini anlık olarak arkadaşını bulmuş, onun ağlayan gözleriyle kendisini izlediğini görünce dikelttiği omuzlarını düşürmüştü.

Teğmen Min, muhtemelen neden tokat yediğini ve neden azarlandığını anlamaya çalıştığından, kızaran yüzüyle kafasını hâlâ kaldırmamıştı. Buna nazaran Prens hâlâ kin ve öfke doluydu.

Jimin'in defalarca kendisini izlediğini fark ettiğinden bahsetmişti, oysaki bu krallıkta, bu sarayda çocukluğundan beridir eğitim alan Teğmen, nasıl olur da görgü kurallarını unutup onun canını acıtırdı?

Prens daha fazla eziyetin kendisini de ezeceğini düşünüp elini Jimin'in yanağını kurulamak için bir adım attı ve arkadaşının gözyaşını tombul yanağına süpürdü. Kıyamıyordu ona, hele de böyle bir sebebi olduğunu yeni öğrendiğinden hem kendine hem de ona kırgın hissediyordu.

Arkadaşının kırmızı gözlerine bakmak yerine bakışlarını Teğmenin kızaran yüzüne çevirdi ve onun çenesinden kavrayarak yüzünü yüzüne hizzaladı.

"Yoongi, bunu neden yaptığımı sorgulayacağını biliyorum, lâkin bunu çok sonra anlayacaksın. Şimdi, sana bir emrim var." Omuzlarını yükseltip gözlerinin içine baktı Teğmenin. Jimin'e bir iyiliği dokunsun istiyordu, kırgın olsa da.

"Jimin'e, yani kahyaya sarılmanı istiyorum. Her gün, en az on beş dakika. Lâkin, bunu yapmadığını ondan değil, güzel haberci kuşumdan öğrenirsem, sana ne yapacağımı ben bile kestiremem."

Buz gibi sözleriyle nefesleri kesmişti Taehyung. Prens oluşunu ilk defa kullanıyor ve saraydan herhangi birine ilk kez emrediyordu.

Bu kararında oldukça ciddiydi. En azından Jimin, gönlünün Teğmen Min'i biraz daha izleyip ona doymasını dilerken ona sarılmasını fazla göremezdi. Buna gücü yettiği için en yakın arkadaşına yardımcı oluyordu ve bu kendini iyi hissettirmeye bile başlamıştı.

Teğmen Min'in çenesini bırakıp geriye adımladı.

"Anlaşıldı mı?"

Teğmen, şaşkın bakışlarıyla ve kızaran yanağıyla Prense bakarken tuhaf görünüyordu, ama bir Prensin, veliahtın sözlerine aykırı çıkmak kendisine doğumundan beridir sabırla öğretildiği için bu emre karşı çıkmazdı.

"E-emredersiniz Prensim."

Taehyung, bu onay dolu cümleyle kasılan yüzünü gevşetip gülümsemişti. Bu defa elini dostça Teğmen Min'in yüzüne götürüp sevdiğinde diğer eliyle onu arkadaşına ittirdi.

"Ben yatmaya gidiyorum, ilk kez sarılacağınız için bu defa bir saat boyunca sarılmanızı istiyorum. Odamın camı burayı net göstermese de bedenleri seçebileceğimi biliyorum, emrime karşı geleni görmeyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz."

Kıkırdayıp şokla kendisine bakan gözlere minik bir kahkaha bıraktı esmer Prens. Şimdi eğlenceli olmaya başlamıştı işler.

"Şimdi siz güzel güzel bir saat boyunca sarılın, ben de sizi izleyeceğim. O kadarlık zamanda konuşur musunuz, ö- ne yaparsınız bilmem ama birbirinizin kalp atışlarını duyabilecek kadar yakın olmalısınız."

Güldü ve Jimin'i kolundan yakalayıp ikisini de hizzaya soktu.

"Havuz başı sizi bekliyor şimdi."

••

Otoriter Taemmh ve YoonMin :3
İly 🪄✨

Dildâde [TaeKook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin