"Ben, senden çok etkileniyorum."

309 46 14
                                    

Sizce bölüm başlığındakini kim söyledi?
Yorum bekliyorum ✨
•••••••••••••••••••••••••••

Esmer Prens, kokusunda soluklanıp dinlendiği Komutan'ın söyledikleriyle duraklarken, nefesleri teklemiş ve gözleri kararmıştı. Böyle bir soru sormasını ne kalbi, ne de beyni bekliyordu. Oldukça tuhaf hissediyordu şu an ve uzun ince parmakları, Komutan'ın kaslı kollarına sıkıca sarılıyordu.

"B-ben.." diyerek söze başlasa da, yutkunup bulanan midesinin yatışmasını bekledi. Avuçlarının terlediğini hissediyordu, damağı kurumuştu ve ensesindeki saçların terler yüzünden oraya yapıştığını biliyordu. Gözlerini sakince aralayıp, yanağını ısıtan tenden ayrılarak geri çekildi.

Komutan Jeon, terlemiş kırmızı yüzü ve baygın bakan gözleriyle kendisine dönük olan Prensin yüzünü avuçları arasına aldı hemencecik. Kaşları hızlıca çatılmıştı, çünkü Prens normal gibi durmuyordu. İçine ekilen endişe tohumlarını beslememek için, "Solgun görünüyorsun, iyi misin sen?" diye sordu.

Prens, sorulan soruyla yorgunca gülümseyip kafasını omzuna eğdi ve gözlerini yeniden kapattı. "Ben, o kelebek gibi hissetmeden duramıyorum.." diye mırıldandı ilk önce. Komutan'ın sorduğu sorulara sırasıyla cevap verecekti anlaşıldığı kadarıyla.

Komutan, Prensin söylediğini ikinci kez işittiği gibi buz kesti. İçindeki endişe tohumları artık oraya bir yerlere yerleşmiş, onlar yeşerdikçe kendi canını yakmaya başlamıştı. Gergince yutkunuşu adem elmasını hareket ettirirken, parmakları Prensin yorgun göz altlarını okşamaya başladı.

Teni pamuk gibi yumuşak, kokusu ciğerlerine bayramı aşılayacak kadar güzel kokuyordu. Her geçen gün, ikisi arasındaki eriyen buzlar ve süresi geçen çekingenlikler kalbinde uzun zamandır donmuş olan bir takım şeyleri harekete geçiriyordu.

Komutan, anlık bir gaflete düşerek ellerindeki gücü saldı.

Korkmuştu.

Ya o da..

"Jeongguk," diye mırıldanışını duydu Prensin, sonra kuzgun gözleri ona döndüğü gibi esmer güzelin kendisine ışıl ışıl gülümseyerek baktığını gördü, hemen ardından ise sıcak avuçları, "Ekmek gibi yanakların var." diyerek ona gizli bir sır vermiş gibi sessizce fısıldayan Prensin gözünde Komutanlık kariyerinin çakılışından sonra ilk kez, yanaklarında hissetmişti.

"Efendim." diye sormadan duramadı Jeongguk, ve içindeki korku tohumlarının, o güzel gülümseyişiyle eridiğini ve yeşerişinin durduğunu hissetti. O ışıltılı gülümseme kendisinde değişik hisler uyandırmaya devam ederken ve ekmek yanaklarındaki sıcak avuçları düşünürken burnunun ucunda kalan minik bene çarptı.

Düştü.

Hayatı boyunca, hiçbir savaşta ya da birinde bu kadar sert düştüğünü hatırlamıyordu.

"Ben, senden çok etkileniyorum."

Senden çok etkileniyorum.

Senden etkileniyorum.

"Ne?"

Prens, söylediği şeyi fark ettiği gibi yüzündeki ışıltıyı soldurarak kendini nefessiz bıraktı ve birkaç saniye boyunca söylediği şeyi tarttı. Gerçekten, ne? Ellerini Jeongguk'un ekmek yanaklarından çektiği gibi kendi ağzına kapatırken gözleri doldu.

Fazla erkendi, söylemek için.

Rüyalarında gördüğü şeylerin altıncı kez de gerçekleştiğini gördükten sonra elleri altındaki dudaklarını sertçe dişlemeye başladı.

Dildâde [TaeKook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin