Bölüm 18

277 23 16
                                    

Sia sabah erkenden uyanmıştı. Bugün Madripoor'daki son günü olacaktı. Yanında uyuyan Bucky'nin dudaklarına bir öpücük bıraktıktan sonra yataktan kalkıp üstünü değiştirdi. Aklında Logan'la konuşmak vardı.

Logan'ın odasına girdiğinde odanın boş olduğunu gördü. Aklına gelen fikirle Diana'nın odasına ilerlemişti. Kapıyı sertçe birkaç kere tıklattıktan sonra uykulu ve yarı çıplak bir Logan'ı karşısında görmeyi beklemiyordu. Buraya Logan'la Diana hakkında konuşmaya gelmiş olsa da ikisinin bu konuda biraz farkı tarzda bir konuşma yaptığını anlamıştı.
Sia: Ben olmadan da eğlenebiliyormuşsunuz.
Alaycı sesine karşı Logan göz devirmişti ve kapıyı Sia'nın yüzüne kapatmıştı. Sia kıkırdayarak ordan ayrılıp kendi odasına gitmişti.

Odaya girdiğinde aklına Erik gelmişti. Erik bu konuya ne tepki veriridi? Sia Erik'den bir şeyler saklamayı sevmezdi. Ama Diana'nın Logan'la birlikte olduğunu söylemek de onun işi değildi. Bu durumdan memnun olmamıştı. Arada kalmayı sevmezdi. Arada kaldığı kişiler de Lehnsherr kardeşlerdi. Erik, Sia için daha önemli olsa da Diana'nın arkasından iş çevirmiş gibi de olmak istemezdi.

Aklındaki bu ikileme boğuşurken giyinme odasına ilerledi. Burdaki çoğu kıyafetni alacaktı. Sonuçta buraya bir daha gelmesine gerek yoktu. Sia için o büyük ve şatafatlı günler geride kalmıştı. Her şey James'i bulana kadardı. Kalbinin atma sebebi yanında olduktan sonra ne yaptığının pek bir önemi yoktu. Tabii bir de Erik'in çocuklarını da bulmuşlardı. Artık onlarca adama, güce, paraya ihtiyacı yoktu. Ailesi olan iki adama ve onların mutlu olmasına ihtiyacı vardı.

Herkes toparlanmıştı. Diana kendi evine gidip ordaki eşyalarını hazırlamıştı. Gözleri sürekli abisi ve Sia arasında geziniyordu. Bildiği bir şey varsa o da Sia'nın abisinden bir şey saklamayı sevmediğiydi. Erik sorarsa Sia söylerdi. Ama sormazsa bile bunu bilmesi gerektiğini düşünüyordu. Aralarındaki en yaşlı olarak geleneksel bir insandı.

Onu zor durumdan bırakamdan abisi ile bu konuyu konuşması gerekiyordu. Erik, Logan'ın kemiklerini kaplayan tüm adamantimyumu parçalayabilirdi ama bu alması gerekn bir riskti.

Wanda: Diana, sen neden Madripoor'da yaşıyorsun?
Yiğeninin sorusuyla kendisine gelmişti Diana. Gerçekten bunu diğerlerine neden söylemediğini anlamıyordur. Bu durumdan fazlasıyla memnundu aslında. Adının temizlenmesine gerek olmamsaının sebebi de buydu. İş süreci buyunca her daim sahte kimlik kulanmış ve yüzünü gizlemişti. Diana abisinden daha zekiydi sonuçta.
Diana: Ben aşçıydım.
Pietro kaşlarını çatmıştı. Sia ise kıkırdıyordu. Diana'nın birazdan söyleceklerini biliyordu. Alacağı tepkiyi merak ediyordu.
Diana: Tabi yaptığım yemeklere insan parçaları koyana kadar.
Gözler ona döndüğünde Charles onlara göz devirmişti. Tabii Avngers üyeleri dışındaki herkes kıkırdıyordu. Bunu beklemiyorlardı.
Natasha: Bu benim için bile fazla iğrençti.
Diana ona omuz silkmekle yetinmişti.
Sia: Hadi gidelim. Bu saçma muhabbetten sıkıldım.
Dışarı çıkmak için ilk adımlayan olmuştu. Hemen ardından da Erik çıkmıştı.

Amerika'ya varıldığında herkes daha mutlu görünüyordu. Sia, Erik'in evine gidecekti. Avengers'ı almak için Happy ve Pepper gelmişti ama Madripoor'dan gelen diğerlerini almaya gelen takım elbiseli adamları kimse tanııyordu, Marcos hariç. Erik bavulları bagajlara yerleştirirken Bucky Sia'nin yanına gitmişti.
Bucky: Akşam yemeğine geliyorsunuz.
Sia: Gelmiyoruz.
Bucky: Nişanlımı arkadaşlarımın geri kalanı ile tanıştıracağım.
Sia ona göz devirse de bunu kabul etmişti. Nişanlısını üzmeye niyeti yoktu.

Lehnsherr malikanesine varıldığında herkesin yerleşmesi tamamlanmıştı. Diana abisi ile konuşmak için zaman kolluyordu. İstediği zaman ayağına gelmişti. Charles'la konuşup absini yumuşatmasını söylediği için Erik'in yüzünde bir gülümseme vardı. Kocasıyla flörtleşmek hala onu mutlu edebiliyordu. Diana abisinin yanına gidip onunla konuşmak istediğini söylemişti. Erik kardeşini kısaca süzdükten sonra onunla birlikte büyük salondan çıkıp mutfağa gitmişti.
Diana: Abi öncelikle sakin olmalısın.
Erik yüzündeki ciddi ifadeyi korurken kaşlarını çatmıştı. Olacaklardan emin değildi ama hiç iyi hissetmiyordu. Diana niye onunla böyle konuşmak istesin ki?
Diana: Logan ve ben birlikteyiz.
Mutfaktaki tüm metal objelerin titrediğini duyuyordu Diana. Abisinin öfke dolu bakışlarının farkındaydı. Bunu durduramayacağının bilincindeydi.

Diana her ne kadar bir mutant ya da bir Lehnsherr olsa da Erik Lehnsherr kadar güçlü değildi Erik dünyadaki en güçlü mutantlardan birisiydi.

Mutfaktaki tüm çatal bıçkalar duvarlara saplanırken Erik konuşan kardeşini umursamadan mutfaktan çıkmıştı, kendisini takip eden bıçaklarla birlikte.
Logan, Erik'in gelmesi ile Diana'nın ona söylediğini anlamıştı. Erik ona bıçakları fırlatmaya başladığında Diana engellemişti. Tabii bu durumdan memnun olmayan Erik bu defa Logan'ın bedenindeki adamantinyumu kontorl etmek inin elini kaldırmıştı.

Sia: Erik yeter!
Yine de arkadaşını durduramamıştı Sia. Erik'in göğsünden tutup onu ittirdiğinde biraz olsun adamın dikkatini dağıtamamıştı. Tek çaresi onun burdan uzaklaştırmaktı. Kendisinden cüsse olarak fazlasıyla ağır olan Erik'i ittirmeye başlamıştı. Adamı biraz kıpırdatsa bile bu yeterli değildi.

Sia sonunda Erik'i balkona çıkarmıştı. Erik öfkeyle Logan'ın bedenini hala havada tutuyordu. Etki alanı fazlasıyle genişti.
Sia: Erik, Logan'ı bırak artık.
Erik: Kardeşim o Sia! Kız kardeşim! O herif'i ilk gördüğümde öldürmekliydim!
Öfkeli konuşması aksan da eklenmişti. Sia onu öfkesinin farkındaydı ve onu sakinleştirmek istiyordu. Erik'in avuçlarını kendi avuçları arasına almıştı. Uzun ince parmakları Erik'in parmaklarını sarmalamakta zorlanıyordu.
Sia: Sakin olmak zorundasın.
Erik'in derin nefeslerini hissediyordu. Dostunun sakinleşmeye başlaması iyi bir şeydi. Yine de Logan'ın bedenini hala zorladığını farkındaydı.
Sia: Logan'ı bırak, konuşalım birikte.
Erik'in onu dinleyip Logan'ı bıaraktığın duyduğunda gri gözlerini Erik'e çevirdi.
Sia: Logan ve Diana. Onlar birbirleriyle mutlular.
Erik: Logan'ın Scott'a aşık olduğunu hepimiz gördük. Diana da ona aşıktı. Şimdi Logan Diana'ya mı aşık?
Sia: Belli ki öyle.
Erik: Beni sakinleştirmek için söylüyorsun bunları. İkimiz de biliyoruz sadece bir kere aşık olunur. Ben Charles'la vardım o aşka sen de James'le. Logan kime aşık peki, Diana'ya mı Scott'a mı? Kardeşimi üzecek mi? Ben bunları düşünmek zorunda mıyım?
Sia onun haklı olduğunu biliyordu. Erik de kendisi de aşkın bir defa yaşanan bir duygu olduğuna inanıyordu. İkisi de bir defa sevmişti hayatları boyunca. Şimdi de Logan'ın Scott'tan sonra Diana'ya aşık olduğuna inanamıyorlardı. Onlara göre aşk bir kereden fazla gelmezdi. Belki de bu yüzden Logan'a inanmıyordu ikisi de.

Sia biliyordu Logan'ın Diana'ya gerçekten değer verdiğini ve sevdiğini. Aşık olup olmadığını bilmiyordu. Ama değer vermesi bile önemliydi, Logan'a güveniyordu Sia. Ama Erik'e göre Diana hala onun küçük kardeşiydi. Her kim olursa olsun onun hyatındaki kişiye güvenemiyordu. Kardeşi uzun hayatı boyunca bir kişiye karşı böyle hissetmiş olsa da içindeki kıskançlığa engel olamıyordu.

Diana biraz beklemiş olsa da abisine öfkeliydi. Erik nerdeyse Logan'ın tüm kemiklerini parçalayacaktı. Sia'nın onunla konuşmasını bir süre beklemiş olsa da öfkesine engel olamayacaktı.
İki Lehnsherr kardeşin öfkesi de fazlaydı. Buna geçmişte tanık olanlar hiç iyi sonuçlar açmayacağını biliyordu.
Diana: Sen ne yaptığının farkında mısın?! Nerdeyse Logan'ın bedenini paramparça ediyordun! Ölseydi ne olacaktı?! Leşlerine birini daha mı ekleyecektin!?
Abisine bağırmaya başladığında Erik öfke dolu mavi-gri gözlerini kardeşine çevirdiğinde Dian biraz çekinse de geri adım atmaya niyeti yoktu.
Diana: CEVAP VER BANA!
Erik: Bağırma!
Kardeşinin bağırmasına karşın Erik soğuk bir sesle konuşmuştu. Diana gözlerini ona diktiğinde abisinin endişe dolu gözlerini görmüştü bu defa.
Erik: Aşk bir defa düşer yüreğine Ruth.
Eski adını duymasıyla Diana şaşırmıştı. İçi rahat değildi ama abisini dinlemeye devam etti.
Erik: Beni ve Sia'yı biliyorsun. Defalarca şahit oldun, ikimiz de bir kere aşık olduk. Logan Scott'a aşık olduğunu söylerdi hep. Şimdi ben ona nasıl güveneyim?
Diana abisinin haklı olduğunu biliyordu. Bu yüzden o konuşurken susmayı tercih etmişti. Ama tamamen sessiz kalmaya niyeti yoktu.
Diana: Günevmesen bile Logan'ı öldürme o zaman! Ben onu seviyorum abi...
Erik gözlerini devirse de kardeşinin isteğini kabul etmişti. Kız kardeşine kıyamıyordu. Gözlerini kardeşinin zümrüt yeşili gözlerinde tutmuştu bir süre.
Erik: Tamam. Ama sadece sen istediğin için. En ufak bir hatasında canını yakmayı bilirim.
Diana buna gülümsemişti. Abisini ikna ettiği için mutluydu. En azından bu akşamki yemekte Erik'in Logan'ı öldürmeyeceği garantiydi. Geri kalanı da sonra düşünebilirdi.

We'll Meet AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin