Final

326 19 2
                                    


Bucky üstündeki takımı düzelttikten sonra çıkmaya hazırdı. Wanda ve Pietro'yu bekliyordu. İkizler akşam yemeği için babalarının evine gidecekti. Bucky ise nişanlısı ile randevuya çıkmak istemişti. Ama Sia onu akşam yemeğini evde yemek konusunda ikna etmişti. Zaten Madripoor'dan gelmelerinin üstünden geçen bu bir ay sürecinde sürekli randevuya çıkmışlardı. Bu defasında da evde yemek yiyebilirleri.

Diğer bir yandan Sia ve Erik dışındaki herkes daha rahattı. Bu bir ay içerisinde ne Koruyucu Hizmetler'den ne de Saflık Savaşçıları'ndan bir hamle gelmemişti. Mutant karşıtı protestolar bile olmamıştı Diğerleri bunun bittiğini düşünse de Erik ve Sia böyle olmadığını biliyordu. Bu kadar kolay pes etmeyeceklerini biliyorlardı. İkisi de defalarca yaşamıştı bunu. Bu yüzden her an diken üstündelerdi.

Diken üstünde olmaları eğlenemedikleri anlamına gelmiyordu. İkisi de çok heycanlıydı. Erik çocuklarını görecekti. Sia ise nişanlısı ile vakit geçirecekti. Kapının çalması ile ikisi de o tarafa doğru koşmuştu.

Sia büyük, siyah kapıyı açmış ve gördüğü üç kişi ile yüzünde büyük bir gülümseme belirmişti. Bucky onun belinden tutup sarıldığında Sia onun dudaklarına bir öpücük bırakmıştı. Erik ise onları görmezden gelmeye çalışarak çocuklarına sarılmıştı. Tabii bu sırda Bucky'nın kafasına metal bir kaşık atmaktan da çekinmemişti.
Sia: Çok kıskançsın Erik...
Erik sadece omuz silkmekle yetinmişti. Bucky'yi sevecek değildi. Tıpkı Logan'ı da sevmediği gibi.

Akşam yemeği için masaya geçtiklerinde her şey çok sakindi. Gereğinden fazla sakin ilerlediğini düşünüyorlardı bu yemeğin. Yine de kimse bunu dillendirmedi. Akıllarından geçirdiklerinde bile bu işin tersi yönüne döneceğine inanıyorlardı. Bu yüzden herkes kendi işleriyle ilgilenmeyi tercih etmişti. Kötü düşünmeyi bırakmak istemişlerdi. Ama böyle davranaları bile başlarına gelecekleri engelleyemeyecekti.

Charles: Erik, herkese öldrecek gibi bakmayı kesmelisin.
Kocasının elini kendi avuçları içine almıştı. Tabii bu Erik'i durduramazdı.
Erik: Herkese öyle bakmıyorum. Sadece Logan, James, Alex, Wade ve Marcos'a öldürecek gibi bakıyorum.
Charles kocasına göz devirmekle yetindi. Erik'in saydığı herkesi öldürmek isteni biliyordu. Bazılarını anlayabirdi ama Wade'i neden öldürmek istesin ki? Sonuçta adam ölmüyordu. Diğerleri hayatında olan kadınlardan biriyle birlikteydi. Logan kız kardeşiyle, James kardeşi gibi olan dostuyla, Marco ise kızıyla birlikteydi. Alex'de ise durum farklıydı. Alex'in eşi Audra ile iyi anlaşırdı Erik. Bu yüzden Alex'e de öldürücü bakışlarını atıyordu. İlk öğrencilerinden biri olması da bu durumu değiştirmiş değildi.

Diana gözlerini Sia'nın yüzüne çevirdiğinde göz kenarlarındaki kırışıklıklar dikkatini çekmişti. Sia şu anda otuzlarının başında gibi görünen bir bedendeydi. Bir süredir birinden enerji emmediği için kırışıklıkları olabilirdi ama bu kırışıklıklar bir anda ortaya çıkmazdı. Ama bir saniye içinde çıkmıştı bu kaz ayakları sarışın kadının yüzünde. Masya oturduğunda çok net hatırlıyordu bu kırışıklığın olmadığını. Sorun neydi?
Diana: Sia, sen iyi misin?
Sia anlamaz bakışalarını arkadaşına yönetmişti. Diana'nın endişeli sesi diğerleirnin ilgisini çekmişti. Gözlerini Sia'ya çevirdiklerinde hepsi şok olmuştu. Neler oluyordu burda?

Lorna anında bir ayna getirmek için güzlerini kullanamk istedi. Ama başarısız oldu. Parmaklarının arasında koyu yeşil sisler oluşuyordu ama bu kadardı sadece. Güçerlini kullanamıyordu. Onun üstüne Wanda kendi parmakları arasında bir sis oluşmutmak istedi ama başarısı oldu. Kırmızı büyüleri ona ihanet edercesine ortaya çıkmıyordu. Durum ciddiydi.
Charles: Bunlar şaka mı?
Emma: Kesinlikle bir şaka olamlı.
White Queen özgünvenli bir şekilde elmas formuna dönüşmek için derin bir nefes vermişti. Ama değişen bir şey yoktu. En azınan Emma'da değişen bir şey yoktu ama masadaki iki kişide değişikler vardı.

We'll Meet AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin