Özel Bölüm 8

138 11 1
                                    

Yıl 1367 Sia 16 yaşında

8 aylık olmuş karnını okşadı sarışın kadın. Evliliğinin ikinci yılında sonunda hamile kalabilmişti. Bunca zamana kadar gördüğü eziyetler bu 8 ay boyunca olmamıştı. Estevan ou pamuklara sarıyordu. Gerçi bu ne fark ederdi ki? Sia onun yaptıklarını unutabilir miydi? Asla... Her gece yeminler ediyordu, her gece unutmamak için yeminler ediyordu kendi kendine. Asla affetmeyecekti! Asla unutmayacaktı!

Karnına giren ağrıyla Sia dudklarını bilrbirine bastırdı. Örülmüş saçlarına rağmen soğuk terler akmaya başlamıştı boynundan. Derin bir nefes verdi. Yine de karnındaki ağrısı gitmiyordu.
Sia: Hayır... Şimdi olmaz.
Bacaklarından akan sıvıyla birlikte yeniden bir ağrı girmişti. Bu defa attığı çığlıkla hizmeçiler odasına gitmeye başlamıştı. Doğumun başladığı tüm köşke yayılmıştı. Herkes panik içinde hazırlıkları yapıyordu. Bu bebk canlı olarak doğmalıydı. Anneyi kurtarabilirlerdi sonra. Ama bebek önemliydi. Özellikle de erkekse.

Sarışın genç kızın çığlığı tüm köşkde yankılandı. Başındaki hekimler endişe doluydu. Sia'nın bedeninden kanlar akmaya başlamıştı. Bu andan sonra işler daha zor olacaktı. Bebeği ya da anneyi kaybetme ihtimalleri çok yüksekti. İkisinden birinin kurtulma ihtimalinin yanı sıra ikisini de kaybedeblirlerdi. Bu bir felaket olurdu...

Acı. Kan. Gözyaşı. Çığlıklar.

Son birkaç saat boyunca olan tüm şeyler bunlardı. Hekimlerin tüm çabalarına rağmen bebeği kaybetmişlerdi. Soluksuz doğan bu küçük yavrucak için herkes ağlıyordu. Ağlayanların başında da Sia vardı. Gözlerindeki yaşlar saçlarına damlıyordu. İlk defa birini sevebileceğini hisstmişti. İlk defa kendisi dışında birisini önemsemişti. Sevdiği, önemsediği her şeyi elinden almıştı bu hayat...

O günden sonra Sia'nın yüzü gülmsememişti. Hayatı boyunca ne kadar gülümsemişti ki bu saatten sonra gülümseyip gülümsememesinin bir önemi yoktu...

Yıl 1368 Sia 17 yaşında

Sia evliliğinin üçüncü yılına gireli 4 ay kadar olmuştu. Bir sene önceki korkunç doğumdan sonra Sia yeniden hamile kalmamıştı. Hamileliği boyunca süren rahat hayatından da bir eser kalmamıştı. Yaşadığı zor doğumdan birkaç ay sonra hayatı çok daha kötü olmuştu.

Estevan'ın metresleri ve hakaretleri bir yana hamileliğinden önce olandan kat ve kat daha fazla olan bir şiddetle karşı karşıyaydı.

Bunlardan daha beteri hekimler bir daha asla çocuk sahibi olmayacağını söylemişti. Sia bunu kocasına söylememişti. Eden söylemediğini bilmiyordu. Estevan onu boşayamazdı. Ama hayatının daha kötü olmasından çekinmişti.

Gerç bu bir fark yaratmıyordu. Her gün Estevan farklı bir şekilde canını yakmaya çalışıyordu. Gerçi fiziksel olarak Sia'nın canını yakmakan başka bir şey yapamıyordu. Sia ona karşı en ufak bir duygu beslemiyordu. Estevan'dan nefret bile etmiyordu. Yaptığı hiçbir şey canını yakamazdı.

Tarih 24 Ocak 1368

Soğuk kış gecesi devam ediyordu. Buna rağmen yola koyulmuşlardı. Saatlerce süren yolda Sia kocasının yanında oturuyordu. Arkalarındaki konvoyda hizmetçileri vardı. Etraflarında onlarca asker. Kocası bunca kişinin onları hava şartlarından bile koruyabileceğini düşünüyordu. Haksız olduğunu anlayacaktı.

Sia'nın aklında ise bedeninde oluşmuş yaralar vardı. Dudağindei patlak da hala kanamaya devam ediyordu. Yine de sessizliğini korudu. Bir gün bunların hepsinin intikmaını alacağı umuduyla sessizliğini korumuştu hep. Artık intikam vakti miydi? Bu soğuk gece burda bulunan herkesi ve acılarını karlar altına gömmeye yeter miydi?

Arkadaki konvoy yolun buzlanmasından sonra bir kıvılcım sıçarmıştı. Orman yolunun ortasındaki bu arabalardan biri yanmaya başlamıştı. Araba değil, içindekiler de yanıyordu. Yangın büyümüştü. Panik artıyordu.

Sia bileğini kavrayan Estevan'ın sürüklemesi ile arabadan çıkmıştı. Bileğindeki acıya kaşlarını çatmıştı. Yine de onun peşinden sürüklenmişti. Yangını gördüğünde şaşırdı. Askerler yangına müdehale ederken yaralanmışlardı. Hala iyi durumdaki atlar kaçrak ormana gitmişlerdi.

Sia birkaç adım geriye gitti. Gri gözlerinde ateşin parlaması vardı. Önlerina kadar gelen yangına baktı. Sonra da Estevan'ın sırtına baktı. İntikam vakti gelmiş miydi? Bilmiyordu. Sadece içindeki kine, öfkeye uydu. Bedenini kinine bırakmayı tercih etti.

Estevan'ı sert bir hamle ile yanının içine itmişti. Onun çığlıkları ile içine serin sular serpiliyordu. Yangının büyümesi ile Estevan daha hızlı bir şekilde ölüyordu. Onun canının yanması hoşunam gitmişti. İlk cinayetini işlemişti böylece Sia.

Büyüen yangına kapılmadan üstündeki baltoyu çıkarıp ateşe attı. İnsanların onun da öldüğünü bilmesini istiyordu. Böylece kimse onu aramya kalkmazdı.

Doğum adıyla; Athanasia Despina Sagona, evlilik adıyla; Athanasia Despina Andino bu soğuk kış gecesinde yangında ölmüştü. Kocasının yanındayken kaybetmişti hayatını. Sarışın kadını kimse aramazdı bu saatten sonra.

Kendisine yani bir isim seçmeliydi. Bu yüzden iyi düşünmüştü. Gerçi pek bir değişiklik yapmayacaktı. Sadece ikinci adını değiştirmek istedi. Athanasia Eleftheria Sagona ismini tercih etmişti. Eleftheria ismini bilerek seçmişti. Anlamını biliyordu. Özgürlük demekti. 17 yıllık esaretten sonra özgürdü. 14 yıl boyunca babasının 3 yıl boyunca kocasının eziyetine katlanmıştı. Artık Sia için özgür olma zamanıydı.

Sia ilk cinayetini işledi. Bakalım sonraki cinayeti kim olacak?

Lan yine bölümü saatinden geç atıyorum. Kimse de haber vermemiş...

We'll Meet AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin