Bölüm 19

286 18 1
                                    

Sia üstündeyi elbiseyi düzelttikten sonra aşağı inmişti. Bir tek Emma'yı bekliyordu. Bu normal bir durumdu. White Queen her daim onları bekletirdi.
Erik: Her daim bir kadını beklemek zorunda mıyım? Diana, Sia ve şimdi de Emma.
Charles: Biz arabaya geçelim mi Erik?
Erik kocasının tekelikli sandalyesini iteklemeye başlamıştı. Sia da onlaral birlikte çıkmayı tercih etmişti evden.

Avengers merkezine vardıklarında Bucky onları kapıda karşılanmıştı. Sia sevgilisinin yanıan gidip dudaklarına bir öpücük bıraktığında Erik arkadan sahte bir şekilde öksürerek onları ayırmıştı. Hadi ama onları sevecek değildi. Sia ona göz devirmekle yetinmiş ve sevgilisi ile birlikte yukarı çıkmak için asansöre ilerlemişlerdi.

Ortak salonda birçok kişi onları bekliyordu. Diğerleirnin açıklamaları fazasıyla tuhaftı. Gelenleri kendileri görmek istiyorlardı. İçeri girdiklerinde Wanda ilk önce kız kardeşine yönelen olmuştu. Son görüşmelerinin üstünden çok geçmemesine rağmen özlemişti kardeşini.
Bucky: Nişanlım Athanasia.
Sarışın kadın nişanlısının elini daha sıkı kavramıştı. Madripoor'u yönetmiş biri olarak Avengers'la tanışmak konusunda rahat değildi. Ama Avengers da onunla tanışmak konusunda rahat değildi.
Sia: Hill?
Ajan Hill gözlerini Sia'dan kaçırmak istese de başarılı olamamıştı. Yapacak bir şey olmadığını anlayarak gülümsedi ve bakışlarını Sia'ya çevirdi.
Maria: Seni de görmek güzel Sia.
Konuşmayı kısa tutmak istemişti. Tabii Bucky iki kadın arasındaki bakışmayı anlamıştı. Gerçi Sia fazlasıyla rahattı. Maria Hill gerilmişti.
Bucky: Maria ile de mi?
Sia: Kısa bir şeydi James. Lütfen bu konuyu konuşmayalım.
Bucky çelik mavisi gözlerini devirmişti. Tabii ki bu konuyu sonradan konuşacaklardı. Yine de şu anda keyfleri kaçırmak istemiyordu.

Yemek masasına geçildiğinde Erik ne yapacağını şaşırmıştı. Nereye otursa diğer bir yer boşta kalıyordu. Sia ve Bucky, Diana ve Logan, Lorna ve Marcos bir de kocası vardı. Bütün bu çifklerin yanında Clint adındaki sarışın adam ve oğlunun bakışmalarından da rahatsızdı.
Erik: Sia, Diana siz benim yanıma gelsenize. Lorna sen de abin ve ablanın yanına gidersin. James de Clint'in yanına otursun.
İçindeki kıskançlık konuşmaya başladığında diğerleri göz devirmişti. Bu duruma kıkırdayanlar da vardı.
Sia: Erik, kocanın yanına otur yemeğini ye, bize de karışma!
Erik: Ama Lorna, Wanda ve Pietro...
Sia: Çocukları da rahat bırak yoksa eve gittiğimizde seni boğazlarım.
Bunu söylerken bir yandan elindeki bıçakla önündeki tavuktan bir parça kesmişti. Erik normalde bu tip tehditlere boyun eğmek istemese de ona öfkeyle bakan kadınların ve kocasının yanında sessiz kalmak zorundaydı.

Yemeğin devamı şaşırtıcı bir şekilde sorunsuz geçmişti. Ortak salona geçildiğinde Erik'in telefonu çalmıştı. Titreme modundaki telefonu cebinden çıkartında arayan ismi görünce şaşırmıştı. Evin etrafındaki korumalardan birisi arıyordu. Her ne kadar mutant olsalar da kimlikleri gizliydi. O yüzden evin etrafında adamların olması iyidi.
Erik: İzninzile, buna bakmam lazım.
Kalktıp gittiğinde Sia ve Diana'nın gözleri de ona dönmüş oldu. İkisinin de aklı bu adamsdayken yanlarındaki adamlar onların dikkatlerini dağıtmak için harekete geçmişti bile.

Erik: Bir sorun mu var?
Adam: Patron evin tüm camlarına sıktılar. Kim olduklarını bilmiyoruz.
Adamının titrek sesine rağmen Erik öfkeyle kükremişti. Kim oluyordu da onun evine saldırıyordu?!
Erik: Ne demek bilmiyoruz! Bulacaksınız! Orda benim ailem yaşıyor!
Telefonun diğer ucundaki adam patronunu öfke püskürmesi ile korkmuştu. Yine de ellerindeki tek ipucunu patronuna söylemesi gerekiyordu.
Adam: "Mutantları istemiyoruz" Tarzı cümleler kurdular, birkaç adam peşlerinden gitti, takip etmek için. Aslında önce Bay Diaz'ı aradım ama açmadı.
Marcos güvenlik ekibinin başındaki kişiydi. Şu anda telefonunu açmamasının sebei ailecek vakit geçirmeleriydi. Sia'nın tuhaf kurallarından birisiydi bu sadece. Ama Erik'in aklına takılan evlerine saldıranların kullandığı söylemdi.
Erik: Camları cabucak değiştirin ve evi temizleyin. Biz geç saate kadar dönmeyiz. Ben geldiğimde elinde bir bilgi olmuş olsun.
Karşı tarafı beklemeden telefnu kapattıktan sonra boynundaki kravatı gevşetti. Telefonunu gri pantolonun cebine koyduktan sonra ortak solan geri ilerledi. Bu konuyu Sia ile konuşmalıydı.

We'll Meet AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin