Özel Bölüm 7

159 11 1
                                    

Sia'ya hayatından bir günü silme şansı verselerdi Hydra'nın Bucky'yi ondan aldığı günü tercih ederdi yükek ihtimalle. İlk seçeneği tahmin etmek zor değildi. Sonuçta size Sia'yı fazlasıyla anlatım. Peki Sia'nın hayatından silmek istediği ikinci gün hangi gün olurdu? Ben söyleyeyim size; 8 Nisan 1363 olurdu. O günü hayatından silmek için elinden geleni yapardı.


Yıl 1365, Sia 14 yaşında

Genç kız, Bizans İmparatorluğu'nda yaşıyordu. Soylu bir aileye mensuptu. Ailenin ikinci ve en küçük kız çocuğuydu. Bir ablası, iki abisi ve dört erkek kardeşi vardı.

Sakin bir hayata sahipti. En azından o dönemlerde kendi yaşlarındaki bir genç kıza göre sakin bir hayatı vardı. Sıradan ailelerde doğmuş olan diğer kızlara göre daha şanslı sayılabilirdi. Hayatta kalma sıkıntısı yoktu. En azından hayatını dışarıdan izleyenlere göre böyleydi. Gerçekte ne yaşadığını sadece kendisi bilebilirdi.


Varlıklı bir ailede yaşamak kolay değildi. Babasının üçüncü eşinden olan kızıydı Sia ya da diğer herkesin onu çağırdığı isimle; Athanasia.

Annesi erkek kardeşinin doğumunda birkaç yıl sonra inthar etmişti. Babası ise yeniden evlenmişti. Sonuçta erkek çocuğa ihtiyacı vardı, varise ihtiyacı vardı. İstediği varisleri de almıştı, altı oğlu vardı. Bu yıllarda erkekler çok önemliydi. Kadınları kimse önemsemezdi. Sia da bir kadın olarka doğmuştu. Ailesi tarafından hiç önemsenmemişti. Orda sadece duruyordu. Babasını, soy adını temsil ediyordu.


Sia'nın iki abisi de evliydi. Çocukları bile olmuştu. Ablası ise babasının isteği ile evlendirilmişti. Eşi olan adamın ikinci eşiydi. Ama ilk erkek çocuğunu vermişti ona. Bu yüzden değer görüyordu. En azından daha şanslı sayılırdı. Ablası için mutluydu Sia. Kendi başına da bunların geleceğini biliyordu. Hazırlıklı olmak zorundaydı.

Sia akşam yemeği boyunca babasına bakmamıştı. Alesandro Sagona sıcak kalpli bir adam değildi. Sia hayatı boyunca ondan bir sevgi görmemişti. Gerçi bu çok tuhaf değildi.

Hangi baba kızına sevgi gösteriyordu ki?

Alesandro: Athanasia, yarın nişanlın gelecek.
Bir de nişanlısı vardı. Sia adamı tanımıyordu bile. Hakkında bildiği şeyler sınırlıydı. Estevan Andino babasının iyi anlaştığı soylu ailelerden birine mensuptu. Estevan'ın babası ailenin reisiydi. Estevan ise hayatta olan en büyük erkek çocuğuydu bu adamın. 25 yaşındaydı ve bir evlilik yapmıştı. Önceki evliliğinden olan bir kızı vardı. Sia kendisinde on bir yaş büyük bu hiç tanımadığı adamla nişanlıydı.
Sia: Hazırlıklarla ilgilenirim baba.

Yaşlı adam gülümsemişti. Kızı tam istediği gibiydi. Onun sözünü dinliyordu.

Sia ise içten içe bu durumdan nefret ediyordu. Nişanlısının gelme sebebi nikah tarihine karar vermekti. Gelinliği hazılanıyordu. Sia bu durumdan nefret etse de itiraz edemezdi. Babasına karşı çıktığında iyi şeyler olmuyordu. Ablası evlenmek istemediğinde görmüştü bu olanları. Korkusundan dolayı bir şey yapamıyordu.

Bir kere itiraz etmeyi denemişti Sia. Sonuçları iyi olmamıştı. Babasından asla unutamayacapı bir dayak yemişti. Gerçi babasından yediği ilk dayak değildi bu. Ama sonrasında nerdeyse bir ay yataktan çıkamadığı ilk ve tek dayağı olmuştu. Fiziksel olarak iyileşmesinin bir ay sürmesine rağmen ruhu asla iyileşmemişti. Babasının kendisini sevdiğinde dair hiçbir inancı yoktu. Ama onu bu kadar kolay gönderebileceğini de tahmin etmemişti.

Babası için sadece bir eşyaydı. İşine gelirde evinde tutacağı, işine yaramadığı zaman da istediği birisine kolayca verebileceği bir eşyaydı...

We'll Meet AgainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin