Cordelia Valdis, James Potter'dan tüm kalbiyle nefret ediyordu ve onun için her şeyi yapardı.
•
"Benden o kadar mı nefret ediyorsun?" Soruyu sorarken bocaladı, yüzüne bakarken elleri gerginlikten buz gibi olmuştu.
"Senin için bir önemi var mı ki?" J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
''DÜN GECE YASAK ORMAN'DA bir şeyler olduğunu söylüyorlar.''
Cordelia bakışlarını yemeğinden çekip karşısındaki üç kıza çevirdi, birinin kızıl saçları dağınık bir topuz şeklinde tepede toplanmıştı ve diğer ikisinin aksine Cordelia ile aynı yaştaydı. Olayı anlatırken abartılı tepkiler vererek arkadaşlarını ürkütmeye çalışıyordu ama diğer iki kızın ilgi ve dikkatine bakılırsa bunun pek de işe yaradığı söylenilemezdi.
Çatalıyla tabağındaki yemeği bir sağa bir sola iterken onları dinlemeye devam etti, günleri karıştırmış olması muhtemeldi ama dün gece dolunay olmadığına neredeyse emindi. Böyle dedikodular yaygındı, sonuçta Yasak Orman'a öğrencilerin girişinin yasaklı olmasının sebebi tavşanlar değildi ama bu tür söylentiler genelde dolunaydan birkaç gün sonra daha da yaygınlaşırdı.
Alt döneminden bir kız "Ve bunu kimden duydun?" diye sorduğunda omuz silkti. "Kendim gördüm."
Kaşlarını şüpheyle kaldırdı ve yalan söyleyip söylemediğini teyit etmek istercesine doğrudan irislerine baktı. "Dün gece Yasak Orman'da mıydın?"
"Biraz yakınlarında, Olivia ile gece yarısını orada geçirdik."
Diğer kız bunun üzerine başka bir şey söylemedi ama Cordelia devam etmelerini istiyordu. Ama bunu dile getirmek yerine çatalını masaya bıraktı ve tek kelime etmeden ayağa kalktı, eteğini düzelttiğinde karşısındaki birkaç göz ona dönmüştü.
"Nereye gidiyorsun?" Yanında oturduğunu unuttuğu Klea başını çevirip arkasından baktığında Cordelia durmadan ona yanıt verdi. "İşim var."
Tam da beklediği gibi, ikinci bir soru ya da yanıt gelmeden rahat bırakılmıştı. Klea'yla cezasını paylaşmamış olsa da diğer öğrencilerden mutlaka duymuş olacağını biliyordu, sormasının tek sebebi bunun onu nasıl hissettirdiğini bilmesiydi.
Cordelia ona bu fırsatı tanımak yerine çenesini kapalı tutmayı tercih ediyordu, içindeki bir ses durmadan ona enerjisini sonraya saklaması gerektiğini fısıldarken kimseyle uğraşmak gelmiyordu içinden.
Dalgalı, kül sarısı saçlarını arkaya attı ve taş koridorlarda yürürken kütüphaneye vardığında James'i orada bulamamayı umdu.
Onu uzaktan izlemek her zaman yeterli gelmişti, öyle olmak zorundaydı çünkü bir şansları yoktu ve Cordelia bunu kendi içinde kabulleneli uzun zaman olmuştu. Ne zaman birbirlerinin etrafında olsalar bir sorun çıkıyordu, çoğu zaman ufak da olsa yoluna taş koyulması hoş değildi.
Evren bile onun yanlış kişi olduğunu haykırırken Cordelia ona aşık olmasında bir mantık aramayı bırakmıştı. Nefretinin zamanla aşka değil de takıntıya dönüşmüş olması muhtemeldi, sadece farkında değildi. Aklından çıkmaması, dikkati her dağıldığında ona bakıyor olması ve onun ağzından çıkanların herhangi birine karşın daha kalp kırıcı olmasından nefret ediyordu.