CHAPTER THIRTEEN

345 46 2
                                    

'i hate the way i love you'

  LONDRA'NIN GİRİŞİNDEKİ BİR ormanda o gece soğuk ve kasvetli geçiyordu, kışın ortalarında olmaları sebebiyle birçok canlı bu saatte inine çekilmiş, bu korkunç atmosferde kaybolacakları bir yer aramaktaydılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


  LONDRA'NIN GİRİŞİNDEKİ BİR ormanda o gece soğuk ve kasvetli geçiyordu, kışın ortalarında olmaları sebebiyle birçok canlı bu saatte inine çekilmiş, bu korkunç atmosferde kaybolacakları bir yer aramaktaydılar.

Cordelia Valdis, bu karanlıkta otların arasından yavaşça yürürken kendisine güvenmemeleri sebebiyle elinden alınan asasının hasretini çekiyordu. Vampir olması elbette avantaj kazandırıyordu ancak asası onun bir uzvu gibiydi ve elinde olmaması tuhaf hissettiriyordu.

"Bu kadar ağır yaptırımlar uygulamak zorunda değilsiniz." diye söylenirken önündeki bir dalı tekmeledi ve henüz istediklere yere varıp varmadıklarını kontrol edebilmek için bir ağacın yanında durdu.

"Kaçmayacağından emin olmaya çalışıyoruz." Hala hatırladığı kadar sinir bozucu olan küçük erkek kardeşi konuştuğunda göz devirdi. James kaçmayacağını biliyordu ve o bile buna karşı çıkmamıştı.

"Kaçmak istesem asaya ihtiyacım bile olmaz, siz gittiğimi fark edene kadar istediğim yolu yarılamış olurum." Karanlıkta yol gösteren bir asası olmadığından dolayı James yanına gelene kadar bekledi.

"Anladım, şimdi çeneni kapa ve önüne bak." Lawrance her ağzını açtığında bir tane vurmak istiyordu ama çenesini sıkarak yoluna devam etmeyi tercih etti. Durduk yere olay çıkarması hoş olmazdı.

"Buraya niye geldik?" James'e doğru eğilip fısıldayarak konuştuğunda genç adam asasını biraz daha kaldırırken göz ucuyla ona baktı ve aynı şekilde karşılık verdi. "İleride bir bar var, orada ölüm yiyenlerden birinin bulunduğu hakkında bir ihbar aldık."

Cordelia geri çekilip kaşlarını çattı. "Kim ormanın ortasına bir işletme kurar ki?"

"Saklayacak bir şeyleri olan insanlar."

Barın etrafını aydınlatan ışıklandırma uzaktan sırıtmaya başladığında James yanından yürüyüp gitti, Cordelia ona yetişebilmek için adımlarını hızlandırdı ve Lawrance'ı arkalarında bıraktı. O enayiye bir şey olmazdı zaten, olsa da bunu duyardı.

"Beni böyle her yere götürecek misin sen?"

James ona dönüp kızdı. "Şşt. Sessiz ol."

"Aptal."

"Valdis." Onun sert ses tonunu duyduğunda daha fazla yanında durmak istemedi, vampir hızını kullanarak o ikisinden önce bara vardı ve köşeyi normal bir şekilde dönüp kapıda duran uzun ve yapılı görevliye gülümsedi.

Adam onu içeri alamayacağını söylediğinde gözlerini ona dikti ve dümdüz bir ses tonuyla konuştu. "Beni içeri al, arkadan gelen iki arkadaşıma da nazik davran, lütfen."

Son kelimeyi suratında sevimli bir sırıtışla söylemişti, kapı ardına kadar açılıp geniş omuzlu adam önünden çekilirken teşekkür etmeyi unutmadı.

I HATE EVERYTHING ABOUT YOU-JAMES POTTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin