CHAPTER FOUR

929 90 3
                                    

'i hate you don't care about me'

'i hate you don't care about me'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


''DÜRÜST OLMAK GEREKİRSE, senden daha iyisini beklediğim falan yok. Sadece elimdekiyle yetinmeye çalışıyorum."

Cordelia'nın ensesine çarpan nefesi yumuşak ve yavaşça esen yaz rüzgarına benziyordu. Oysa uzunca bir süre gerçekten nefes aldığına bile inanamamıştı.

Gözlerini kapamadan önce sırtına değen buz gibi elini hissetti, ürperti tüm bedenine dalga dalga yayıldı ve uzun zaman önce yok olduğunu düşündüğü hisler yavaşça uyandı. Kalbi göğsünde hızla çarparken aklı kaçması için fırsat kolluyor olsa da bunu yapamayacağını biliyordu, ondan daha güçlü ya da hızlı değildi ve buna rağmen gözünde eşi benzeri bulunmayan bir çeşit mücevherden farksız oluşunu anlayamıyordu.

Biraz daha yaklaştığında dolgun dudakları saçlarına sürtünüp geçti. "Sana hayatta kalmanı söyledim, hayatta kalmana ihtiyacım var."

Cordelia o anı unutabilecek kadar yaşlanmamıştı henüz. Saçlarını uçuşturan güçlü rüzgarı, büyük ve keskin taşa sıkıca tutunurken kanayan avucunun hissettirdiği acıyı ve tüm zaman boyunca akmayı bırakmayan gözyaşlarını hatırlıyordu. Çenesinden aşağıya doğru süzülürlerken rahatsız olmuştu ama ellerini kayadan çekebilmek gibi bir lüksü de yoktu.

Bu kadın onu alıp yukarı çekene kadar öyle durmak zorunda kalmıştı, çığlıklarından tahriş olmuş boğazından ufacık bir mırıldanma bile çıkamıyordu artık. İşin ironik tarafı ise cezasını yeterince çekmediğinin söylenmesiydi, kadına göre orada geçirecek günleri vardı ama ölme riskini göze alamamıştı.

"Sonsuza kadar yaşayacaksın ama bu aylaklık edebileceğin anlamına gelmiyor, tatlım. Henüz ilkinin başındasın."

"Aylaklık etmiyorum, biliyorsun."

Bembeyaz dişleri ortaya çıkarak sırıttı ve saçlarını geriye attı, "Ah, biliyorum." Gözleri açlıkla parıldadı ve doğrularak Cordelia'dan uzaklaştı.

"Asıl soru, sen biliyor musun?" Cordelia hiçbir zaman gerçekten yalnız hissetmiyordu, bir köşede, gölgelerin ardında, gözünün önünde. Her yerde onu izleyen bakışların farkındaydı, onu ürperten tanıdık soğukluğu hep hissediyordu.

Kadın sol kaşını kaldırarak "Biliyorsun, istersen kızıl cadıyı öldürebiliriz." dediğinde Cordelia başını iki yana salladı. "Gerek yok."

"Emin misin? Kızılların kanı daha farklı oluyor, denemeni isterim."

Bunun saç rengiyle ilgili olmadığına emindi ama bu konu hakkında hiçbir şey söylememeyi tercih etti. "O engel değil, sorun da değil."

Reyna, içinde bulundukları duruma rağmen Cordelia'nın James ile bir şansı olacağını düşünerek aptallık ediyordu. Lily olmasa bile yürütebilecekleri bir ilişkileri olamazdı.

I HATE EVERYTHING ABOUT YOU-JAMES POTTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin