CHAPTER TWENTY ONE

169 21 0
                                    

'i hate the way i'm attracted to you'

daha önce buna benzer bir bölüm yazmıştım ama içime sinmemişti, yarım saatte falan yerini tutsun diye başka bir tane yazıyorum sonraki bölüm yetişkinliklerinden devam edecek.

+18 içerikten rahatsız olacaklar atlayabilir.

1978, Ocak

"Hile yapıyorsun, sayılmaz." Sirius, önündeki içkiyi Peter'a doğru itti. Çoğu zaman Remus'tan bile ayık bir şekilde oyunu tamamlamasından hoşlanmıyordu. "Bitirmen gerek." Sol kaşı hafifçe havalandığı sırada arkadaşı ona göz devirdi.

"Sirius, Siriusluk yapıyor." diye söylenmesine rağmen içkisinden bir iki yudum alarak masaya geri bıraktı. "Yarısını içerim, ancak öyle adil olur."

Sirius kollarını göğsünde kavuşturarak yanında oturan Remus'a döndü. Diğerlerinden kopmuş gibi görünüyordu, muhtemelen dolunay yakın olduğundandı ancak Sirius, bu konuyu konuşmanın bir faydası olmayacağını bildiğinden sadece onu dürttü. "Remus? Peter'a hile yaptığını söyler misin?"

Remus, bakışlarını masanın üzerindeki bardaklardan çekti, Peter'a döndü. "Muhtemelen Sirius hile yapıyordur." derken sesin sakindi.

Sirius elindeki kartları masaya atarak ayaklandı. "Benden nefret ettiğiniz için mi yapıyorsunuz?" diye söylenirken Remus'un ona kötü bir bakış atmasıyla yerine geri oturdu ve sandalyesini öne doğru çekti.

"Kazanıyordum."

"Yine de sarhoşsun." Hala kıçını sandalyeye koyacağı kadar ayık olduğuna dua etmek yerine karşıdan ona laf sallayan arkadaşına gözlerini kısarak baktı, James bugün pek de şaşırtıcı olmayacak kadar fazla içmişti. Sebebini tahmin etmek zor değildi, Lily Evans.

Hayallerindeki kadının durmadan onu reddetmesi ve son seferinde de, kelimenin tam anlamıyla çileden çıkarak onu lanetlemesinin üzerine James yürüyen bir ölüye dönmüştü. Sirius, sarhoş olmanın bir çözüm olacağına inandığına pişman olmuştu bile, ayık olduğu zamandan daha fazla sızlanıyordu.

"Çeneni kapa." diye uyardı. "Benden daha iyi bir durumda değilsin."

James omuz silkerek yanıt verdi, umurunda olduğunu söyleyemezdiniz.

"Her neyse.." diyerek Peter ile sona kaldıkları kart oyununa devam ederken James sandalyeden destek alarak ayağa kalktı.

Aynı anda arkadaşlarının gözleri ona doğru çevrildiğinde kendini açıklama ihtiyacı hissederek eliyle kapıyı işaret etti. "Biraz hava alacağım."

Remus dikkatini ona vererek ayağa kalkmaya yeltendi ancak James yalnız kalmak istiyordu. "Yürüyemeyecek kadar sarhoş değilim."

İkna olmuş gözükmemesine rağmen onu başıyla onaylayarak yerine geri oturdu, kapıya doğru yürürken bir gözü hala üzerindeydi ama dışarıya çıkana kadar kimseye çarpmadıysa başına bir şey gelmeyeceğini umuyordu. Sadece ummakla kalabildi, söz konusu James Potter ise ayıkken bela bulması, sarhoşken bulmasından daha yüksek bir ihtimal olabilirdi.

James dışarı çıktığında hafifçe sendeledi, üzerinde ince bir ceketten başka bir şey yoktu ancak aldığı alkol vücudunun büyük bir bölümünü uyuşturduğundan soğuğu olduğu gibi hissetmiyordu.

Üç Süpürgenin arkasına doğru yürüdü, bu havada kimse dışarıda vakit geçirmek istemediğinden onu koca bir boşluk karşıladı, yazın bu civarlarda çok fazla çift olurdu, mide bulandıracak kadar..

I HATE EVERYTHING ABOUT YOU-JAMES POTTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin