Cordelia Valdis, James Potter'dan tüm kalbiyle nefret ediyordu ve onun için her şeyi yapardı.
•
"Benden o kadar mı nefret ediyorsun?" Soruyu sorarken bocaladı, yüzüne bakarken elleri gerginlikten buz gibi olmuştu.
"Senin için bir önemi var mı ki?" J...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
℘
Kiralık Aşk izlediğim için bölüm yazamıyorum bitsin devam edicem yaz dizisi izleme perilerim geldi
İyi okumalarrr <33
℘
1978, Ocak
CORDELIA, MASAYA DOĞRU biraz daha eğilirken karşısında oturan kadına gülümsedi. Bayan Potter bu ailedeki en sevimli kişiydi, öyle ki çoğu zaman James'in bu kadının vajinasından çıktığına inanmakta güçlük çekiyordu.
"Annen nasıl?" Cordelia çayına uzanırken iç çekmeden edemedi, bunun naziklik olsun diye sorulmuş bir soru olduğunu biliyordu. Birçok haklı sebep yüzünden kimse annesini sevmezdi ve gözlemlediği kadarıyla Bayan Potter da buna dahildi.
"İyi, evle ilgileniyor şu sıralar." Kadın gülümseyerek onu başıyla onaylarken ortaya bıraktığı bisküvi tabağını önüne doğru itti. "Neden yemiyorsun? Yoksa sevmedin mi?"
Cordelia, "Şu sıralar kiloma dikkat ediyorum." diye yalan söylerken bir elini karnına götürmüş, sanki umurundaymış gibi sıvazlamıştı. Son bir haftadır karnını gerçek bir yemekle doyurmamış olduğundan iştahı kesilmişti, kontrolden çıkmamak için de kendini idare edebilecek kadar beslenmeye çalışıyordu.
"Harika görünüyorsun tatlım." Duyduğu iltifat onu tekrar gülümsetti ama James aynı fikirde olmayacak ki uzandığı kanepede göz devirmişti. "James!" Annesi uyaran bir tonda ona seslendiğinde isteksizce doğruldu, dürüst olmak gerekirse Cordelia'nın yanında nasıl oturduğu onun için pek önemli değildi, burnunu neredeyse kıracak olan birine nazik davranmak için fazladan efor sarf edecek hali yoktu. Ama annesi onunla aynı düşünmüyor olacak ki ona omzunun üzerinden uyarıcı bir bakış atarak Cordelia'ya geri dönmekle yetinmişti.
"Misafirimize nazik davran."
Omuz silkerek söylendiğinde Cordelia gülmememek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Onu ben çağırmadım."
"James."
Oğlan oflayarak ayağa kalktı ve çay saatlerini bariz bir şekilde böldü. "Artık Sirius'un yanına gidebilir miyim?"
"Sirius duşta, bahane arama."
"Biz hep birlikte duş alırız zaten?" Son bir kez şansını denedi ancak annesi ona sabrını tüketmek üzereymiş gibi bakmaya başlayınca yanıt beklemeden köşedeki koltuğuna geri döndü.