-James –
Hogwarts'ın Quidditch stadı, muhtemelen tarihindeki en kalabalık günlerinden birini yaşıyordu. Övünmek istemem ama, Hogwarts'ın şimdiye dek gördüğü –büyük ihtimalle- en iyi arayıcılarından biriydim ve herkes, benim son maçımı, son efsanevi yakalayışımı görmek için stadı doldurmuştu. Hep beraber bir ağızdan bağırıyorlardı; 'Potter!, Potter!'
Öğrencilerin dilinde haftalardır yalnızca ben vardım. Koridorda yürürken fısıldaşmaları duyuyor, insanların ara ara yanıma gelip sırtımı sıvazlamasını, onların umudu olduğumu söylemesini işitiyor ve gururlanıyordum. Şimdiye dek sadece, kendini beğenmiş, ortalamanın oldukça üzerinde bir oyuncuydum ama bugün; Gryffindor'un tarihindeki en uzun galibiyet serisini gerçekleştirecek kişi olabilirdim.
Maçın başlamasına dakikalar kala, eğer bu maçta da snitch'i yakalarsam; öğrencilik süresi boyunca hiçbir topu kaçırmamış ve hiç maç kaybetmemiş bir sporcu olarak adımı, Hogwarts tarihindeki en iyi sporcuların arasına yazdıracağımın ve nesillerce konuşulacağımın farkına vardım.
En önemli izleyicim, şu ana kadar çıktığım her maçta stada süpürgemi vurduğum anda gözümün ilk gördüğü uğurum, Lily; Gryffindorlar için ayrılan bölümde, her zamanki yerinde, beni izliyordu.
Muhtemelen sadece beni değil, takımı izliyordu; ama ben aksine ikna ettim kendimi. Buraya her zaman olduğu gibi benim için geldiğini, ondan alacağım güç sayesinde snitchi yakalayacağımı düşündüm.
- Lily –
Maç başladı. Stad, James' in adıyla inim inim inliyor, kızlar çığlıklar içinde adını bağırıyor, erkekler ise Gryffindorun yenilmez şampiyonu için tempo tutuyordu. Mutluydum. Utanacağım ya da kendimi belli edeceğim korkusu olmadan onu izleyebildiğim tek yer burasıydı. Zaten herkes ona bakıyordu. Ben de maçı takip ediyordum sonuçta, özellikle ona bakmıyordum. Öyle değil mi?
Maç neredeyse 20. dakikasına ulaşmıştı ve Ravenclawlar bize çoktan 3 sayı atmıştı. Biz onlara hiçbir sayı atamamıştık çünkü Daniel kaleyi, gerçek bir savaşçı gibi koruyor; içeriye top girmesine asla izin vermiyordu. Eğer James snitchi yakalayamazsa, maçı onların kazanacağı ortadaydı. Gryffindor sessiz bir heyecan ve bekleyiş içindeydi.
Ravenclaw 5. Sayısını attığı sırada; James, snitch'i gördü. O kadar saniyeler içerisinde gerçekleşti ki; onun belirli bir yöne doğru hızlandığını görmemizle, snitchi yakaladığını anlamamız bir oldu. Gryffindorlular çıldırmış gibiydi. Tırabzanları yumrukluyor, zıplıyor, birbirine sarılıyor, çığlıklar atıyorlardı. Kupayı, bir kez daha, James sayesinde, biz kazanmıştık.
Maçın ardından, kupanın şerefine düzenlenecek partiyi, tabii ki, çapulcular organize etmişti. Parti hazırlıkları bir hafta öncesinden yapılmıştı ve soranlara, şampiyon olacağımızın gün gibi açık olduğunu, bu konuda bir defa dahi şüphe etmediklerini ve bu nedenle hazırlıkları önceden yapmakta bir mahsur görmediklerini söylediler.
Akşam olduğunda, partinin çoktan başlamış olduğunu tahmin ediyordum. Ancak partiye katılmadan önce, Daniel'ı tebrik etmek için yanına uğramak istiyordum. Haftalardır devam eden flörtümüz hiçbir sonuç vermemişti ve ona haksızlık ettiğimi düşünmekten yorulmuştum. İçimde, ona karşı en ufak bir duygu kırıntısı yoktu ve bu haliyle onunla gerçek bir ilişkiye başlamam imkansızdı. Çiviyi çiviyi bazen söküyordu belki, ama benim hikayemde; duvarın eskimesini, dökülmesini ve çivinin kendi kendine yere düşmesini beklemek gerekecekti. Her ne kadar uzun sürecek olsa da, ihtiyacım olan buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jily -
FanfictionLily, okulun küstah ve kendini beğenmiş yıldızını hayatına almamakta kararlı. James ise onu elde edebilmek için son şansı olduğunu biliyor. Okulun son yılında, okulun en gözde çiftini bir sürpriz bekliyor. Nefret aşka dönüşür mü? Peki ya tutku, onu...