-James-
Snape yanımıza gelip tüm o saçmalıklardan bahsettikten ve okuldaki herkesin gözü önünde Lily ile kavga ettikten sonra, geriye dönüp sümsükusun beynini dağıtmamamın tek bir sebebi vardı; Bunun Lily'i tamamen kaybetmeme sebep olabileceği korkusu.
Gözüm dönmüştü. Ellerim, ayaklarım, tüm vücudum titriyordu ve yapmak istediğim tek şey Snape'i mahvetmekti. İrademi en üst sınırına kadar zorladım. Arkamı dönüp oraya doğru koşmak ve ona saldırmamak için elimden geleni yaptım. İleriye doğru da gidemiyordum. Çünkü ileride Lily, bana arkasını dönmüş ve beni yeniden.. terk ediyordu. Peşinden gidemezdim. Ona yapabileceğim başka bir açıklama yoktu. Hepsini söylemiştim. Duyduğu her şeyin, her kelimesini Daniel'a ben söylemiştim. Ne diyebilirdim ki?
Öylece kaldım olduğum yerde. Çevredeki insanların fısıltılarını ve gizli gülüşlerini hissettim üzerimde. Sanki beni kınıyorlarmış gibi davranıyorlardı. Ama aslında hepsi, kendilerine birkaç hafta konuşmaya yetecek dedikodu malzemesi çıktığı için mutluydu. Okulun ortasında bir çift draması. Yüksek sesli bir kavga ve çiftin ayrılışı. Akşam olduğunda tüm binaların ortak salonlarında bu konu hakkında konuşulacaktı. Aslında hiçbiri işin gerçeğini bilmiyordu. Bilemezlerdi de. Lily' e duyduğum sınırsız sevginin nasıl bir şey olduğunu bilemezlerdi. Onun yıllardır peşinde oluşumun, bir gurur ya da kazanç meselesi olmadığını, onun ruh eşim ve hayatımın kadını olduğuna dair dinmez inancımın bir sonucu olduğunu bilemezlerdi. Daniel'a tüm bu sözleri söylerken içimin nasıl yandığını, umurumda olan şeyin aslında Lily'nin başka biriyle birlikte olacak olması olmadığını, asıl korkumun onu sonsuza dek kaybedebileceğim ihtimali olduğunu bilemezlerdi.
Etrafımdaki kalabalık birer birer dağılırken, çocuklar yanıma geldiler. Peter suskundu. Her zaman olduğu gibi. Remus kolunu omzuma attı ve beni teselli etti. Söyleyecek bir şey yoktu zaten. Sirius gergin ve sinirliydi. Ondan beklenen tepki de buydu zaten. Normal şartlarda ben de aynı tepkiyi verirdim. Birbirimize çok benzerdik.
'Onu öldüreceğim dostum. Onu şimdiye kadar mahvetmemiş olmamız hataydı. Aptal uğursuzluk lanetleri yerine tek bir lanete ihtiyacımız vardı.' dedi Sirius.
'Ona yapacağımız hiçbir lanet Lily'i bana döndürmez. Tanrım! Artık yapabileceğim bir şey olduğundan bile emin değilim.' dedim.
'Onunla konuşacaksın James. Seni dinleyecek. Seni seviyor ve seni dinlemek isteyecek, güven bana.' dedi Remus.
'İyi de ne anlatacağım? Sümsüğün anlattığı her şeyi ben söyledim Remus. Ben. Her kelimesini söyledim ve bunu hatırlıyorum. Haftalardır insanların bunu konuştuğu da doğru, bunu biliyorsunuz.' dedim.
'Bunu engellemek için yapılacak bir şey yoktu. Eninde sonunda duyacaktı zaten.' dedi Remus.
'Ama ben eğer seni dinleyip o başka insanlardan duymadan önce ona anlatmış olsaydım, durum böyle olmayacaktı. Beni uyarmıştın, ama seni dinlemedim. Sanki konuşulmuyormuş gibi yaparsam unutulacağını düşündüm. Aptallıktı bu.'
'Olan oldu James. Lily'nin seni affetmesinin bir yolunu bulacağız tamam mı? Sadece, Lily'nin biraz sakinleşmesini bekle.' dedi Sirius.
'Sen ne zamandır sakinleştikten sonra konuşulması gerektiğine inanıyorsun. Gözlerim yaşardı patiayak.' dedi Remus, Sirius'a sırıtarak.
'Ben buna her zaman inanıyordum aylak. Sadece tarzım değil. Beni bilirsin.' dedi gülerek Sirius.
'Yine de, bugün başka bir sorunumuz var. Daha önemli bir sorun.' dedi Peter lafa girerek.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jily -
FanfictionLily, okulun küstah ve kendini beğenmiş yıldızını hayatına almamakta kararlı. James ise onu elde edebilmek için son şansı olduğunu biliyor. Okulun son yılında, okulun en gözde çiftini bir sürpriz bekliyor. Nefret aşka dönüşür mü? Peki ya tutku, onu...