15. BÖLÜM

528 18 21
                                        

                - James-

     Sahanın ilerisinden Lily'nin bana doğru yürüdüğünü fark ettim. Gecenin bu vaktinde bu ıssız yerde ne işi olabilirdi ki? Benim burada olduğumu biliyor muydu acaba? Bu düşünceleri kafamdan atmam gerekiyordu. Her adımda bana daha çok yaklaşıyordu. O başkasıyla birlikte, James, dedim kendime. Senin değil ve bunu düşünmene gerek yok.

     Üzerinde sarı renkli incecik bir kumaştan, parlak bir elbise vardı. Elbisenin üst kısmı boynundan bağlanıyordu ve yakasından aşağı doğru zarifçe dökülüyor, dizlerinin biraz altında bitiyordu. Sanki güneş renkli bir su onun üzerine dökülmüş ve tam bedeninin kıvrımlarının hizasında aşağı doğru akıyor gibiydi. Güzel gözleri bana odaklanmıştı. Ona yeterince baktıktan sonra, sanki o olduğunu yeni fark etmişim ve umurumda değilmiş gibi davranarak kafamı başka yöne çevirdim. Meşgul görünmeye çalıştım.

'James?' dedi.

     Onu yeni fark etmiş gibi kafamı kaldırdım, boş gözlerle baktım.

'Hey' dedim ve önüme döndüm. Topları sandığa yerleştirmeye başladım, toparlanıyormuş gibi davranmaya çalışıyordum.

'Bu saatte burada ne arıyorsun?' dedi.

'Biraz uçmak istedim.' dedim. Ona sen ne yapıyorsun diye sormadım.

'Ben de biraz yürüyüş yapmak istemiştim ve her nasılsa kendimi burada buldum. Sahanın bu tarafında olmak farklıymış. Güzel görünüyor.' dedi etrafına bakarak.

     Kafamı salladım. Sandığı tamamen toplamıştım.

'Benimle konuşmak istemiyor musun, sorun ne ?' dedi.

'Sadece acelem var. İşlerimi bitirip gitmek istiyorum. İzninle, Evans.' diyerek sandığı aldım ve uzaklaşmak için bir hamle yaptım. Önümü kesti.

'Bana biraz zaman ayıramaz mısın?' diye sordu.

     Kahrolası ömrümü ayıracaktım ama sen istemedin, hatırlarsan.

'Bir şey mi soracaksın Evans? Temizlik yaptım, uçtum, yorgunum ve terliyim. Duş alıp dinlenmek istiyorum.'

'Evet, soracağım. Olaylardan beri hiç konuşmadık James. Bir kere bile. Ne selam veriyorsun ne de yüzüme bakıyorsun ve ben ne yaptığımı gerçekten bilmiyorum. Yaşadıkların için üzgünüm ama buna sebebiyet verecek bir şey yaptımsa da bil ki bilerek yapmadım. Senin okuldan atılma ihtimalini duyduğumda gerçekten çok üzüldüm. Bu gerçekleşmediğinde de aynı şekilde sevindim. Ama sen, sanki düşmanınmışım gibi beni görmüyor, benden kaçıyorsun. Neden, bunu bilmek istiyorum. Arkadaş olduğumuzu sanıyordum.'

'Biz arkadaş falan değiliz Evans. Bunu biliyorsun. Hatta, bunu bana sen söyledin. Ayrıca, sana kızgın falan da değilim. Olaylar için seni hiç suçlamadım. Kendim yaptım ve cezasını kendim çekiyorum. Bu işin sorumluluğu tamamen bana ait. Vicdan yapmana gerek yok yani. Anladın mı?'

'Ne demek değiliz? O sözleri söylerken, durum başkaydı.. Bu soğukluğun da ne demek oluyor yani, anlamıyorum. Senenin başından beri birlikte takıldık o kadar çok şey paylaştık ve bana arkadaş değiliz mi diyorsun yani. Bu mantıklı mı sence? Bir şey var, bu açık. Benimle ilgili alındığın ya da kırıldığın bir şey var ve ben bunu bilmek istiyorum.' dedi.

     Zorluyordu, beni her zaman zorluyordu. Onu istediğimde benden kaçmayı zorluyordu; ben ondan kaçtığımda ise beni yakalamak için zorluyordu. Bu kız dünyaya beni çıldırtmak için gelmişti. Oyun oynamaktan çok sıkılmıştım.

Jily -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin