19. BÖLÜM

362 12 8
                                    

                          -James-

        Bu okuldan olaysız şekilde mezun olmayı ve Lily'nin yanımda olmasını istiyordum. Hepsi bu. Dünyanın en zor şeyi bu olmamalıydı.

        Lily ile ayrılmamıza neden olduğu halde sümsükustan intikam almaya çalışmamıştım. Yaptıklarının yanına kar kalmasına izin verdim. Daniel ve arkadaşlarının bu dedikodunun yayılmasına neden olduğunu tahmin ediyordum ama onlara da hesap sormadım. Lily'nin tüm bunlardan hoşlanmayacağını düşündüm. Remus yanıma gelip aşırı mantıklı konuşmalarından birini yaptı ve Lily'yi esas rahatsız eden şeyin yaşanan olaylar değil benim olaylara verdiğim tepkiler ve tavrım olduğunu söyledi. Baş belası bir serseri gibi davranmak yerine olgun ve sakin adam olmam gerekiyordu. Bunu beceremiyorsam da en azından öyleymişim gibi rol yapmalıydım. Ben de öyle yapacaktım. Sakin kalacaktım.

       Ama son gelişmelerden sonra; Artık hiçbirinin anlamı yoktu. Sümsukusu şimdiye kadar öldürmüş olsaydım tüm bunlar başımıza gelmezdi.

       Ve şimdi, yeniden... başım beladaydı. Artık Lily ile birlikte olmamın mümkün olmadığını biliyordum.



        Remus ve Peter'ın bahçede Lily ile konuştuğu saatlerde, Sirius ile birlikte bağıran barakaya gitmiştik. Önceki dolunaydan ve hatta belki daha öncesinden kalan, bu odada bizim varlığımıza dair hangi iz varsa silebilmek için oradaydık. Aynı günün sabahı isimsiz bir mektup almıştım. Mektubu gönderen kişi, Remus'un sırrını bildiğini ve bunu tüm okula ifşa edeceğini, barakada ne yaptığımızı bildiğini yazıyordu. Altında isim yoktu. Kim olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Hemen Sirius'u uyandırdım ve yapılacak en mantıklı şeyin bir an önce izlerimizi silmek olduğuna karar verdik. Remus'un kurtadam olduğunun ortaya çıkması onu psikolojik olarak mahvederdi. Yine de, bu durumdan Dumbledore çoktan haberdar olduğu için her şeye rağmen mezun olabilirdi. Daha kötü olan ve Dumbledore'un kesinlikle bilmediği şey ise bizim animagus olduğumuzdu. İşte bu da açığa çıkarsa hepimiz mezuniyete birkaç ay kala okuldan şutlanırdık.

        Çocuklara doğruyu söylemedik, hayır. Eğer söyleseydik Remus her zamanki gibi kendisini ortaya atardı. Tüm bunların onun suçu olduğunu ve sorumluluğu tamamen üstlenmesi gerektiğini söylerdi. O yüzden, Profesör Slughorn için hazırladığımız bir şaka olduğunu söyledik ve bahçede gözcülük yaparak bizi beklemelerini istedik. Bir profesör falan ortaya çıkarsa oyalamakla görevlilerdi. Aslında, hiçbir şeyi gözledikleri yoktu. Sadece onlara bir şey söylemeden ortadan kaybolamayacağımızı bildiğimiz için bunu uydurmuştuk.


         Sirius ve ben barakadan her şeyi temizleyip döndük. Kanıt yoksa suç da yok. Kendimize böyle dedik ve rahatlamış hissediyorduk.
Remus ve Peter bana Lily'nin beni aradığını söylediler. Koşarcasına sevgilimi bulmak için yanlarında ayrıldım. Benimle konuşmak istediğini söyledi ama ben onu öptüm. Özür ya da açıklamayla falan ilgilenmiyordum. Sadece özlemiştim. Konuşmak için sonsuza dek vaktimiz vardı nasılsa.

         Ben öyle sanıyordum.


         Aynı gün derslerden sonra, - ki biz hiçbir derse girmemiştik- akşam yemeği için büyük salona gittik. Lily ileride arkadaşlarıyla oturuyordu. Beni gördüğünde bana gülümsedi ve önüne döndü. Yemekten sonra konuşabileceğimiz anlamında bir el işareti yaptı. Ben de ona gülümsedim ve onayladım.

         Yemeğin ardından ortak salona dönmek için kalktık. Binamıza giden en kestirme yoldan gitmeye karar verdik. Daniel ve adını bilmediğim birkaç çocuk önümüzde belirdiler.

        Onlara kafa selamı verip devam edecektik ama bizi durdurdular. Bu da ne demek böyle, dercesine Sirius ile birbirimize baktık.

'Mektubumu aldın mı, Potter?' dedi Daniel sırıtarak.

Jily -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin