Bol bol yorum yapmayı unutmayın :)
<İyi okumalar>
Sabah büyük bir baş ağrısı ile uyandı Seokjin. Zar zor kalkıp etrafına baktı. Odasında uzanıyordu. Buraya nasıl gelmişti? En son diğerleriyle birlikte salondaydı. Zorlukla odasında ki banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Ayna da kendine baktığında suratının kıpkırmızı olduğunu görmüştü. Fazla mı terlemişti acaba?
Boş verip odasından çıktı. Mutfağa inip ağrı kesici aldı ve su ile içti. Başı öyle çatlıyordu ki sanki birisi beynini yiyordu. O sırada mutfağa giren Namjoon'u görünce elinde ki bardağı tezgaha bıraktı.
"Günaydın Jinnie."
"Günaydın Joonnie. Beni odama kim götürdü? Ben hiç bir şey hatırlamıyorum."
Dün olanlar aklına gelince sırıtmasını zar zor tuttu Namjoon. Dudaklarının tadını hâlâ alıyordu.
"Ben götürdüm. Baya içince zar zor yürümeye başladın. Bende sana destek olarak odana götürdüm. Yatağına koyunca aniden uykuya daldın zaten."
Yalandan kimse ölmezdi sonuçta.
"Ah anladım. Kusura bakma zorluk çıkardıysam. İlk kez alkol kullanmıştım."
"Sorun yok Jinnie."
İkisi de birbirine gülümseyip klasik bir kahvaltı hazırladılar. Beraber sohbet ederek kahvaltı yaparken çalan telefon ile sustular. Namjoon kimin aradığına baktığında Yoongi'nin aradığını gördü. Telefonu açıp kulağına koydu.
"Noldu sabah sabah?"
Seokjin onun bitkin sesine gülümseyip yemeğine geri döndü.
"Meraklı değilim sana ama bir olay var. Biliyorsun bu aralar bilinmeyen haydutlar çevre de dolaşıyor. Bunlardan birisi bizim sürüde ki omegalardan birisini kaçırmaya çalışmış. Fakat omega cebinde ki bıçağı hayduta saplayıp sürüye kaçmış. Bana söyledi bende o haydutu zindana koydum."
Namjoon merakla dinleyip derin bir nefes verdi.
"Alfa mı o haydut?"
"Evet ama yaşı küçük reşit değil."
Göz devirmeden edemedi Namjoon.
"Küçük olması umrumda değil. Ben birazdan giderim oraya. Ben gidene kadar gördükleriyle ödü kopar."
"Tamam koydum ben zaten oraya. Eve geri dönüyorum."
"Tamam dön."
Diyip telefonu kapattı Namjoon. Bu ara olan olaylardan tabiki de haberi vardı. Bir kaç planı bile vardı.
"Bir sorun mu var Namjoon?"
Düşüncelerini bir kenara bırakıp önünde ki omegaya baktı Namjoon.
"Evet ama o kadar önemli değil. Neyse sen yemeğini yemeğe devam et. Sana bir yeri göstereceğim."
Seokjin sorgulamayıp sadece tamam dedi. İkisi de kahvaltıları bitirip etrafı topladılar. Odalarına gidip hazırlandılar. Seokjin her ne kadar meraktan çatlasa da sabırlı olmalıydı. İki genç evden ayrıldı ve sürünün ormanına doğru gitmeye başladılar.
Sürünün sınırında durdular. Seokjin, alfaya merakla bakarken Namjoon onu geriye doğru itti nazikçe. Seokjin sorgulamaya devam ederken Namjoon eğildi ve çimlerden gözükmeyen bir kapıyı açtı. Yerin altında gizli bir alan mı? Seokjin'in her seferinde daha da çok şaşırıyordu. Fakat içerden gelen koku ile midesi ağzına gelmişti resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAKE ALPHA : NAMJİN
FanfictionSeokjin bir omegaydı ama bunu gizliyordu çünkü kendi bölgesinde ki alfalar zevk için omega harcıyorlardı. Bir alfa gibi davranan Seokjin kendini korumak için kendi bölgesini terk edip aylardır milletin ağzında dolanan Namjoon'un sürüsüne katılmak is...