FAKE ALPHA : NAMJİN

[EPİSODE 38]

Bol bol yorum yapmayı unutmayın :)

<İyi Okumalar>

Namjoon

"Bay Kim sonuncu dosyayı da hallettim."

Sekreterimin uzattığı dosyayı alıp inceledim.

"Başka düzenlenecek dosya kaldı mı?"

Dosyanın son dokunuşlarını hallederken kafamı kaldırıp sekreterime baktım.

"Hayır efendim kalmadı. Bugün olan bütün işleri bitirdik."

Masamın üstünde ki saate bakıp gülümsedim.

"İki saat erkenden bitirdik bugün. Yapacak başka işin yoksa evine gidebilirsin. Seni yarın ki toplantılarda dinç görmek istiyorum."

O da bana gülümseyip hafifçe eğildi.

"Teşekkür ederim efendim. Size iyi günler dilerim."

"Sana da iyi günler."

Odadan çıkınca geriye yaslandım. İşlerimi erkenden bitirmeyi çok seviyorum.

Masamın üstünde duran çerçeveye baktım. Seokjin'in kucağında Jungkook vardı. İkisi de gülüyorlardı birbirlerine. Jungkook'un gülümsediği nadir bir ani çekmeyi başarmıştım.

Ah şu kısa zamanda hemen özlemiştim onları. Bir an önce eve gitmeliyim.

Hemen ceketimi alıp odadan çıktım. Çalışanlara iyi günler dileyip şirketten çıktım. Acaba Seokjin'e haber versem mi çıktığıma dair? Hımm gerek yok sürpriz olsun. Arabama binip sürüye doğru sürdüm.

Evin bahçesine girince arabayı park ettim. Arabadan inip eve koştum hemen. Anahtar ile kapıyı açtım. Aldığım feromon kokusundan dolayı Jimin'in evde olduğunu anladım. Salona girince yanılmadığımı anladım. Jimin, Jungkook ile oynayıp seviyordu.

"Selam Jimin."

Bana dönüp gülümsedi. Avuçlarında ki Jungkook'u, bana döndürdü.

"Selam hyung. Bak Jungkook, baban geldi."

Eğilip Jungkook'un alnına bir öpücük kondurdum. Yumuşak yanağını sevip işaret parmağım ile burnuna hafifçe vurdum.

"Oğlum. Eğleniyor musun, Jimin amcan ile?"

Dudaklarında duran işaret parmağımı emmeye çalışmasına gülüp canını acıtmadan yanaklarını sıktım.

"Eğleniyor tabiki de."

Doğrulup etrafa baktım.

"Jin nerede?"

Jungkook'u omzuna yatırıp sırtını okşadı.

"Ben gelip Jungkook ile oynamaya başlayınca banyo yapacağını söyledi. Jungkook'dan bir türlü fırsat bulamıyormuş."

Banyoda mı? Hımm...

"Tamam sen oynamaya devam et. Ben odama gidiyorum."

Kafasını sallayıp onaylayınca yukarı çıktım. Odaya girince feromon kokusuna kapıldım. Resmen başım dönmüştü. Ceketimi ve kravatımı çıkartıp koltuğa attım.

Banyoya girince feromon kokusunu daha çok aldım. Duşa kabinin buğulu camından çıplak bedenini gördüm. Sırıtarak içeri girip kapıyı kapattım. Kapı sesinden irkildi.

"Namjoon sen misin?"

Duşa kabinin sürgülü kapısını açıp bana baktı. Islak bedenine bakıp alt dudağımı ısırdım.