[EPİSODE 51]

496 66 47
                                    

Bol bol yorum yapmayı unutmayın :)

<İyi Okumalar>

Namjoon

Sinirle evden çıkıp zindana yürümeye başladım. Beni anlamıyordu ve bu beni çok sinir ediyordu. Ona tane tane anlattım nedenini. Açık açık söyledim. O ise hâlâ inatçılık peşinde!

Onun ölümü benim ölümüm demekti. Arkamızda kocaman bir sürü vardı. Üstelik minik bir bebekte vardı. Hâlâ daha oluşmayan, bebek sayılmayan bir varlık için tüm bu insanların hayatını değiştirmeye değer mi?

Jin'in bu kadar bebek düşkünü olduğunu hiç düşünmemiştim. Hayatında hiç bebek sevmese hak vereceğim ama Jungkook boşuna mı var? Üstelik Jungi'nin de, Jungkook'dan farkı yoktu. İkisine de öz çocukları gibi bakıyordu. Üçüncü bir bebeğe ihtiyaç yok ki!

Zindanın kapağını açıp içeri girdim. İğrenç koku yüzüme vururken hiç bir tepki vermedim. Alışkanlık sonuçta. Yılanlar beni görünce hemen yanıma gelip sırnaşmaya başladılar. Koskoca kobra yılanlarını evcil yapmıştım resmen. Gücümün farkında olmak güzel bir şey.

Yılanlar beni bırakınca kafamı kaldırdım. Hyesu'nun ölü bedeni yerde duruyordu. Yoongi'nin yanına gidip konuşmasını bekledim.

"Artık diriltmek imkansız. Boynu boydan boya kesilmiş. Vücudunda kan kalmadı neredeyse. Yılanlara verelim yesinler."

Bu kadar kolay ölmesi sinirimi bozmuştu ama yapacak bir şey yoktu. Bu yüzden yılanlara dönüp işaret verdim. Yılanlar hemen cesede saldırırken tepkisiz bir şekilde izledik onları.

"Taehyung nerede?"

Sorduğum soruyla, Yoongi bana döndü. Umutsuz bir şekilde başını salladı.

"Evde. Jimin, onun odasından çıkmadığını ve depresyonda olduğunu söyledi. Sanırım kurdu hastalanmış."

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. Kurt hastalanması ileri giderse ölümcül bile olabilirdi. Kendisini kötü hissetmesini anlıyorum ama kurdu bu kadar işkence çektirmemeli.

"Onunla sonra ilgileniriz. Kuyu ile ilgili neler buldunuz?"

Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Kuyuya en yakın sürüye gittik hemen. Batı tarafında kalıyor. Dışarıdan gözlemlediğimiz kadarıyla sürüde hiç omega yok. Hep alfalardan oluşuyor. Baya yıkık ve çökmek üzere olan bir sürü olduğu çok belli. Bir adı bile yok. Kayıtlarda oraya ait bir sürü yok. Kuyuda olan omegaları çıkartıp otopsiye götürdük. Bir çoğu hakkında kayıp ilanı verilmiş zamanında. Jin hyung'un oraya düşmesi kesinlikle berbat bir tesadüf anlayacağın. Kuyudan sadece kemikleri kalan bedenler bile çıkardık."

Düşündüğümden daha büyük bir soruna bulaşmıştık belli ki. Eh ne yapalım bize de temizlemek düşer.

"Cesetlerin ailelerini buldunuz mu?"

"Onlarla polis ilgilenecekmiş. Hepsinin ailesini araştırıyorlar. Otopsi hâlâ devam ediyormuş."

Başımla onaylayıp köşede ki sandalyeye oturdum.

"Ortalık sakinleştiği zaman şu sürüyü gidip kontrol edelim. O Taehyung'a da söyle o zamana kadar toparlasın kendini."

"Vicdan azabı çekiyor ve korkuyor. O yüzden akışına bırak biraz."

"Korkmasına gerek yok. Ona bir şey yapmayacağım. Her ne kadar onun da suçu olsa da, Seokjin'i bulan kişi oydu. Bir daha hata yapmaya kalkışmasın."

Bu dediklerimden sonra gülmeye başladı. Ona dik dik bakarken gülmesini kesti ama sırıtması hâlâ üstündeydi.

"Taehyung'a kıyamıyorsun resmen dimi?"

FAKE ALPHA : NAMJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin