Limon Aşkına🍋
1999-Bursa
"Anne, Rüveyda teyze. Dondurma yemeye gidelim mi?"
Sevde Hanım, kızının sevimli isteğine karşı koyamadı.
"Olabilir kızım. Sen ne dersin Rüveyda şu bizim mahallenin çay bahçesine gidebiliriz."
Rüveyda Hanım, kehribar rengi gözleri ile mutlulukla baktı.
"Olur tabi ya. Esma ister de gitmez miyiz. Bizimkilere de haber verelim de geçelim oraya."
"Yaşasın, sizi çok seviyorum ya."
"Hadi kızım babanlar da şurada onlara yetişip haber ver."
Esma sevinçle gülerek başını aşağı yukarı salladı. Başındaki eşarbı düzeltip elbisesinin olmayan kırışıklıklarını düzeltti ve gitti.
Teravih namazı kıldıktan sonra camiden çıkmış yolda gidiyorlardı. Esma canının gündüz dondurma çekmesi sebebiyle bu güzel fikri ortaya atmıştı.
Babası, Selim bey ve Musab'ın yanına vardığında hızla konuştu.
"Baba, Selim amca. Annemlerle konuştuk mahalledeki çay bahçesinde dondurma yiyelim diyoruz. Siz de gelin."
Abdullah bey ve Selim bey birbirine baktı ve güldü.
"Tamam kızım geliyoruz. Bunu kaçırır mıyız değil mi Selim?"
Selim bey, gayri ihtiyari gülerek cevap verdi.
"Tabi ya. Bizsiz olur mu?"
Esma, küçük bir alkış yapıp geri annesinin yanına koştu.
Hanımlar önde beyler arkada çay bahçesine doğru yol aldılar.
Hep beraber bir masaya oturduktan sonra dondurmalarını söylediler.
Esma, limonlu ve vanilyalı söylemişti.
Musab ise limonlu ve karadutlu.
Masa da koyu bir muhabbet dönerken dondurmalar geldi. Hanımlar kendi arasında konuşurken beylerde kendi aralarında konuşuyordu.
"Limon bence karadutla daha iyi gidiyor Esma bir kez de böyle denemelisin."
Esma, dondurmasından bir kez daha yalayıp cevap verdi.
"Öyle mi dersin. Vanilya ile daha hafif oluyor ama."
"Öyledir elbet."
Esma, gözleri parlayarak konuştu.
"Ama limon da hemfikiriz. Çok hoş değil mi?"
Musab gülerek cevap verdi.
"Evet vazgeçilmez dondurmamız. "
"Mmm.. Ekşi ekşi."
Musab Esmanın sevimli tepkisine karşılık büyük bir kahkaha attı.
Limon aşığıydı Esma. Çaya, suya hep limon atardı, dondurma da soda da mutlaka limonluydu. Cheesecake'i limonlu yerdi. Genelde her öğünde Limon dilimleyip bir iki tane dilim yerdi.
Limon düşkünü diye düşündü.
"Limon düşkünü Maşukiyye."
Esma bu hitap ile hınzırca gülümsedi.
"Limon düşkünü Zeytin gözlü."
"Ben o kadar limon düşkünü değilim ki."
Esma onu onaylarken konuşmaya devam etti.
"Evet, sen limonu bir şeylerin yanında seversin. Çok katmazsın ama tadda versin istersin."
Musab, Esmanın kendinin bile farkında olmadığı bu ayrıntıyı bilmesine şaşırırken öylece kaldı. Gerçekten de öyle kullanıyordu limonu.
Gözleri Esmanın arkasındaki bir noktaya takıldığında kaşlarını çattı.
Bir çocuk Esmaya bakıyordu.
Esma ise o sırada habersiz kıkırdayarak gülüyordu.
Gözlerini yeniden Esmaya çevirip ciddi bir şekilde konuştu Musab.
"Gülme."
Esmanın bu ciddi sözle gülüşü soldu. Ne olmuştu ki şimdi.
"Ne oldu?"
Musab, bakışlarını düzeltti ancak ona bakmadan cevapladı.
"Yok bir şey."
"Canın sıkıldı gibi ama."
Esma, bir anda Musab'ın böyle olmasına üzülmüştü.
"Hayır sıkılmadım onu da nereden çıkardın."
Bu sözden sonra Esma daha fazla zorlamadı ve dondurmasını yalamaya devam etti.
'Limon aşkına bunun neyi vardı?' diye geçirdi içinden.
💛🍋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kavanoz Aşk
Novela JuvenilTüm kavanozlar dolmaya layıktır. En çokta sevgi ile.. "Cennete girecek olan topluluklardan öyleleri vardır ki kalpleri kuş kalbi gibidir." (Müslim, Cennet, 27; Ahmed b. Hanbel, II, 331.) ❤️ "Sinirlenme küçük hem senin adın çok güzel. Ama şöyle yapa...