Keyifli okumalar 🎈
."Kâinattaki hiç bir yaşanmışlık avuçlarındaki çizgilerde dolanmaktan evlâ değil."
🕊️
Günler günleri kovalarken Esma, her yeni günde Musab'a hatıralarını anlatıyor ve geçmişe götürecek objeleri ona gösteriyordu. Bu çabası Musab'ı etkilerken hatırlamasa dahi Esmanın heyecanına ve çabasına ortak olmaya çalışıyordu.
Gül kokusundan sonra başka hiç bir anı canlanmamıştı zihninde ve onun üzerinden de neredeyse iki hafta geçmişti.
Bugün de Esmanın ısrarıyla İznik gölüne doğru gidiyorlardı.
Esma bu kez emindi bir şeyler hatırlayacaktı.
Göle geldiklerinde Esma bir yandan da bir şeyler anlatıyordu. Eski utangaç halleri oldukça gitmiş artık rahatça hareket ediyordu Musab'ın yanında. Hatta ona iltifat bile ediyordu nadiren de olsa.
"Köfte ekmek en sevdiğin şeydi Musab. Eminim onu yiyince bir şeyler hatırlayacaksın."
Musab, gülümsemeyle etrafına baktı. Piknik yapan aileler, koşuşturan çocuklar ve göl. Çok güzel bir atmosfer vardı.
"Köfte ekmek ha? Bir Bursalı olarak sevmezsem olmazmış."
Esma, duydukları ile ona dönerken heyecanla sordu.
"Bursalı olarak derken.. bir şeyler mi hatırladın?"
Musab, başını iki yana salladı.
"Hayır, yalnızca ağzımdan öyle çıkıverdi."
Bu cevaptan sonra Esma hüzünle önüne dönerken:
"Olsun, yinede bir çağrışımlar oluyor demektir." dedi.
Öyleydi de. Bir şeyler çağrıştırıyordu Musab'a ama tam olarak ne olduğu zihninde canlanmıyordu.
"Aslında Bursa'nın en ünlü yemeği İskender ama dediğim gibi sen köfte ekmek severdin."
Musab gülerek:
"Beni bu denli ezber ettiğine göre senin için çok değerliyim." dedi.
Esma kafasını sallayıp cevap verdi.
"Değerli olmasan evlenmezdim herhalde değil mi?"
Musab buna oldukça gür bir kahkaha attı.
"Doğru diyorsun."
Esma, sepeti bir ağacın kenarına koyup yere küçük kilimi serdi. İkiside üzerine otururken Esma sepetten köfte ekmekleri ve salata ile ayranları çıkardı. Gelmeden önce yol kenarından almışlardı bu köfte ekmekleri.
"Al bakalım Zeytin gözlü'm."
Musab, bu hitaba tebessüm ederken köfte ekmeği eline alıyor.
"Zeytin gözlü... Uzun zamandır böyle sesleniyorsun. Bana böyle hitab ettiğine göre bende sana bir şey diyor olmalıyım."
Esma, gülerek ona bakıyor.
"Aynen öyle."
Aklına gelen anıyla kıkırdarken devam etti.
"Bana Maşukiyye diyordun."
Musab, köfte ekmeğinden bir ısırık alıp kaşlarını havaya kaldırarak sordu.
"Hani şu benim kumrunun adı olan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kavanoz Aşk
Roman pour AdolescentsTüm kavanozlar dolmaya layıktır. En çokta sevgi ile.. "Cennete girecek olan topluluklardan öyleleri vardır ki kalpleri kuş kalbi gibidir." (Müslim, Cennet, 27; Ahmed b. Hanbel, II, 331.) ❤️ "Sinirlenme küçük hem senin adın çok güzel. Ama şöyle yapa...