Babamlardaki sessiz yemeğin sonlarına doğru Özgür'den 'Kaçta geleyim?' diye bir mesaj alınca babama bir açıklama yapmam gerekeceğini düşündüm.
''Baba biz bugün erken çıkacağız haberin olsun.''
''Erken mi çıkacaksınız? O nereden çıktı Defne?''
''Özgür gelecek de... Dışarı çıkacağız.''
Masadaki bütün yüzler bana döndü cümlemin sonunda. Babam zaten onunla konuştuğum için bana bakıyordu da annemin ve Duru'nun da birden dönmesini beklemiyordum.
''Özgür, Mehmet Beyin oğlu Özgür mü Defne,'' diyerek hepimizi şaşırttı annem. Özgür'ü sormasına değil konuşmasına şaşırdım tabi. Pek alışkanlığı değildir de...
''Evet o. Ben artık onun yanında çalışıyorum da anne.''
''Anladım. Duru burada kalabilir kızım. Evde tek kalmasın.''
Konuşmaya devam ederek beni ikinci kez şaşırttın annecim. Tabi sözlerinin de şaşkınlığımda etkisi büyük. Ne demek Duru'yu bırakmak? Sanki randevuya çıkacağız!
''Yanlış anladın annecim. Üçümüz çıkacağız. Duru da gelecek yani. Hatta Özgür özellikle Duru'yu çıkarmak istedi dışarı.''
''E efendi çocuk.''
Yok artık! Özgür mü efendi? Annem bugün şaşırtmalara doymuyor.
''Özgür'le anlaşamadığınızı sanıyordum Defne. Onunla çalışacağını öğrendiğinde pek de mutlu olmamıştın da kızım...''
Bunu hatırlamak için fil hafızasına gerek yok tabi. Konuşalı daha bir hafta bile olmadı. Malum, babamın bana iş bulma hızında tek rakibi Türk Hava Yolları olduğu için...
''Hâlâ pek mutlu değilim o konuda ama Duru'yla iyi anlaştılar değil mi Durucum?''
Duru sadece kafa salladı. Babamla konuşmama konusunda kesin kararı var da hanımefendinin. Babam azıcık fark etse ya da umursasa Duru'yu, dilsiz olduğunu falan düşünecek çocuğun. Her türlü diyalogdan kaçınıyor küçük cadı.
''İyi, bugün erken çıkın bakalım. Haftaya cuma telafi ederiz.''
Lütfettiniz babacığım, Allah razı olsun. Hayır, sanki ne yapıyormuşuz gibi haftaya telafi ederiz demiyor mu bir de...
Babama küçük bir gülümseme gönderip Özgür'e 'Müsait olduğunda.' yazıp gönderdim.
''Hemen kalkalım o zaman teyze,'' diye fısıldadı kulağıma doğru teyzesinin sabırsızı.
''Özgür gelsin kalkarız Durucum,'' dedim anne ve babamın da duyabileceği, normal bir ses tonuyla.
''Özgür mü sizi alacak kızım?''
''Evet annecim.''
Annem duruma memnun olup kafasını salladı. Telefonum tekrar titredi tam o sırada.
'Tamadır. Çıkıyorum şimdi.'
''Özgür evden çıkmış şimdi. Yarım saate anca gelir.''
Yaptığım bilgilendirmeden sonra masada yersiz bir sessizlik oldu. Yemeğin başındakinden farklı olarak kendimi sorumlu hissettim bu sessizlikten. Ve sırf ses olsun diye Duru'yu konuşturma yoluna gittim.
''Ne yapacağımıza karar verdin mi Durucum? Arabada bunu düşünmeyelim bir de...''
''Bilmiyorum ki teyze. Film izlemeye gidebiliriz. Sinemada bana uygun film var mıdır ki şimdi?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne Yarısı
Ficción GeneralBazı insanlar hayatlarını kendileri için yaşarlar bazıları ise sevdikleri için. Defne kesinlikle ikinci tip insanlardan, sevdikleri için yaşayanlardan yani. Özellikle Duru için... Ablasının vefatından sonra hem teyzelik hem annelik hatta bazen de ba...