Ben aslında 6 Şubatta yani doğum günümde paylaşmak istemiştim ama hesaplar tutmadı :/ Üzgünüm
Yine de geç olmadan paylaşmak istedim. Heyecanlı bölümler tekrar başladı. Senaryo tahminlerinizin devamını bekliyorum :)
Uykusuz geçen bir geceden sonra uyandığım günün Salı olduğunu fark etmemle sallandı dünyam. Özgür'e dün 'Yapacağım, edeceğim' derken kendime olan güvenim şimdi upuzun bir dolabın en üst rafına kaldırıldı sanki. Parmak uçlarımda yükselsem de ulaşamıyorum.
Yataktan kalkmak bile işkence. Çünkü kalkarsam verdiğim sözü tutmam gerekecek. Keşke üstünden biraz zaman geçseydi en azından. Hemen ertesi gün...
Açıkçası biraz korkuyorum. Ne birazı, deli gibi korkuyorum. Duru'nun babasının kim olduğu sadece Duru'yu ilgilendiren bir durum değil sonuçta. Yıllardır hayatımın ortasında duran kocaman bir soru işareti... Ablama karşı bakış açımı bile değiştirebilecek bir isim. Bir tek isim...Ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalkmak için kendimi zorlarken birden aklıma geldi, bugün şak diye bulacak değilim ya kim olduğunu. Sekiz yıldır o odada bir yerde gizli olsaydı şimdiye kadar bulurduk değil mi? Tamam ben bu süre zarfında ikiden fazla girmedim ablamın odasına ama... Annemin bazı zamanlar girdiğine eminim. Mutlaka eşyalarına bakmıştır değil mi? Ya da babam... Babam her zaman kontrolü elinde tutmak ister. Bunu da bilmek istemiştir. E onlar bulamadıysa ben bulacak değilim ya. Hem ablamın bir günlüğü olup olmadığını bile bilmiyorum ki. Belki de hiçbir şey yazmadı ve ben elim boş çıkacağım odadan. Allah biliyor ya deli gibi merak etsem de kim olduğunu bilmemek daha iyiymiş gibi geliyor. Hiç öğrenmeden devam etsem hayatıma... Cahillik mutluluktu değil mi?
''Sen doğru olanı yapıyorsun Defne.''
Sonunda kalkmayı başardım yataktan. Evimizin salonunda bir adet Özgür olduğu için pijamalarla dolaşmak yerine üstümü değiştirdim önce. Ardından çıktım odadan. Salona gittiğimde Özgür hazırladığım yataktaydı. Kollarını başının altında birleştirmiş tavanı izliyordu. Bir şeyler mi düşünüyor yoksa sadece açılmaya mı çalışıyor? Gerçi gözlerinde sabah mahmurluğundan fazlası var.
''Günaydın,'' dedim diyecek çok şeyim olduğunu bilmeme rağmen diyecek başka bir şey bulamayarak.
''Günaydın,'' dedi o da yattığı yerde doğrulurken.
''Bugün büyük gün ha,'' dedim dalga geçercesine. Bu tavrımın üzerimdeki gerginliği azaltacağını düşünerek...
''Duru için yapıyorsun unutma.''
''Biliyorum. Kendim için yapacak olsam yıllar önce yapmıştım. Yine de çok heveslenme derim. Ablamın gizli bir günlüğü olsa annem ve babam onu çoktan ortaya çıkartırdı.''
''Gizli,'' dedi keskin bir vurguyla. ''O yüzden ortaya çıkmamış olabilir mi?''
Hah, annem ve babamın bulamadığını ben bulacağım öyle mi? İçimdeki Sherlock(!), Özgür sana sesleniyor.
''Tabi canım. Ben boş zamanlarımda dedektiflik yaptığım için odaya girer girmez anlarım zaten.''
''Belki kod adı falan kullanmıştır Defne. Annenlerin fark edemediği bir ayrıntıyı sen çözersin. Siz kardeşsiniz sonuçta birbirinize yakındınız değil mi?''
''Tek çocuk olduğun o kadar belli ki... Bak Özgür, evet kardeşler birbirinin en yakın arkadaşıdır ama birisi ergenliği bitirmeye öbürü ise üniversiteye girmeye çalışırken değil. Sır paylaşım saati yapamayacak kadar kendimizle meşguldük. Çoğunlukla tartışan kardeşlerdendik biz. Hele son zamanlarda ablamın benden nefret ettiğini düşünüyordum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne Yarısı
Ficção GeralBazı insanlar hayatlarını kendileri için yaşarlar bazıları ise sevdikleri için. Defne kesinlikle ikinci tip insanlardan, sevdikleri için yaşayanlardan yani. Özellikle Duru için... Ablasının vefatından sonra hem teyzelik hem annelik hatta bazen de ba...